Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '11

     
    Kategori
    Siyaset
     

    Ağır abi Türkiye (!)

    Ağır abi Türkiye (!)
     

    Son günlerde Türkiye dış politikasını anlamak inanılmaz zor bir hâl aldı. Libya müdahalesine önce hayır dedi ama imzayı hemen atıp ağız değiştirdi. Somali sever bir politikaya yöneldi. Durduk yere Suriye’nin iç işlerine karışmaya başladı, yalan yanlış haberlere inanarak provakötörlerin istediğini yaptı. Yetmedi İsrail’le ilişkileri sıfıra indirdi. Şimdi de Kuzey Afrika ziyaretleri başladı. Şimdi soruyorum: “Ne yapıyorsunuz Allah aşkına?

    Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözü unutuldu. Her tarafa sataşma çıktı. Günün modası bu olsa gerek... ABD’nin Kuzey Afrika’yı karıştırması, ülkelerin başlarına kendi adamlarını getirmesi operasyonu bitti, şimdi de bu adamları birbirine düşürmeye mi başlıyor sorusu aklıma geliyor. Akdeniz’de müttefikleri çoğaldı. Mısır, Libya, Tunus, Türkiye, İsrail. Bir tek Suriye kaldı, o da yakındır. Tabi Suriye ve İran durumun farkında ve birbirlerine kol kanat geriyorlar. ABD’ye karşı birbirlerini savunuyorlar. Çünkü bölgede ikinci bir İsrail oluşturulması an meselesi.

    Ayrıca bu aralar Türkiye’ye bir “abi” unvanı yüklenmeye başlandı. Ortadoğunun abisi olmaya adayız. Afrika turları düzenleniyor. Hatta Somalililer bizi görünce o kadar memnun oldular ki açlığı unutup oynamaya başladılar. Mısır ve Türkiye şimdi el ele İsrail’e karşı, ama sözde. ABD yavrusu İsrail’i hiç tek başına oralarda bırakır mı? İşte Mısır’da İsrail büyükelçilği önünde protestolar gerçekleşti, keza burada da aynı protestolar görüldü. “İsrail özür dileyecek,ama öyle ama böyle” diye ortalarda dolaşıyoruz. Nabza göre de arada Suriye’ye sataşıyoruz. “Demokratikleş, bak biz demokratikleştik, anayasayı değiştirdik”. Anayasayı değiştirdik ama yeni anayasa eskisine göre daha feci durumda, bundan kimsenin haberi yok. Otoriteyi tek elde toplamanın önünü açtı. Yargıyı, hukuku, çoğulculuğu yok etti. Bir de bu anayasayı örnek alan bazı Müslüman devletler varmış. Adamlar zaten eski diktaörlerinden yeni kurtuldular. Bu anayasayı örnek alırlarsa birşey farketmeyecek çünkü dikta yönetiminin kapılarını ardına kadar açan bir anayasayı örnek almışlar. Vay onların haline...

    Her değişimin bir bedeli vardır. Bu değişim kanlı mı olacak kansız mı olacak buna karar veren bir mekanizma var. Bu mekanizma ne derse o harfiyen uygulanıyor.. Mesela kanlı olan değişimleri gördük, sonlarını kendileri hazırladılar. Yeni diktatörlerine kucak açtılar. Anti-emperyalist meydan olarak anılan Yeşil Meydan ABD, Fransız ve İngiliz bayraklarıyla donatıldı. Hüsnü Mübarek’in hitap ettiği Tahrir Meydan’ı yönetimi ele geçiren cuntanın tanklarıyla kaplı. Bizde de için için kemirilen demokrasi, laiklik ve Atatürk sevgisi yerini Amerika ve Erdoğan sevgisine, şeriata ve otokrasiye dönüşmeye başladı. Her değişim kanlı olacak diye bir kaide yoktur. Değişimin değişmeyen şeyi kendisidir diye bir söz vardır ya, tam bizim için söylenmiş. Değişim değişmediği sürece ilerlemeden söz edilemez.

     
    Toplam blog
    : 1
    : 539
    Kayıt tarihi
    : 15.09.11
     
     

    Maltepe Üniversitesi İİBF İktisat 2012 mezunu; Muhasebeci ..