Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '09

 
Kategori
Anılar
 

Ah buzdolabı sen neymişsin

Ah buzdolabı sen neymişsin
 

Geçmişe gitmek, bazen insanları çok mutlu eder. Nedenmi teknolojinin getirdiği, ilk yenilikler, hele hele bir Türk insanı iseniz. Yıllar sonra baktığınızda oldukça komik, estantanelerin olduğunu görürsünüz.

Eskiden şimdi olduğu gibi, aileler dairelerde değil , ahşap üç katlı karşılıklı odaların bulunduğu , mekanlarda herkesin tek bir odayı paylaşarak oturdukları evlerdi. Yani bir odada , tüm aile. Mutfak ve tuvalet malesef ortak kullanılırdı. Orada , yaşamak dostluğun, komşuluğun en güzel örnekleri idi. Ev tahta olduğu için , mis gibi gelen tahta kokusu etrafı sarardı. Ayda bir defa merdivenler, aktardan alınan ve suya karıştırılan bir boya ile silinirdi. Baktığınızda sarı sarı merdivenler güzeldi ama ne çare, yaz ise çıplak ayaklarınızın altı bu renge boyanırdı. Önemli değildi ama insanlar mutluydu, sevgi doluydu, paylaşımcıydı.

İşte böyle bir ev, o zamanlarda buzdolabı denilen beyaz eşya tanınmazdı, yazın buzculardan alınan kesek denilen saman ile muafaza edilen buzlar vardı , evin erkekleri bunları kaba kuvvetleri ile parçalar ev ahalisi tarafından paylaşılırdı. Paylaşılan, o buzlar evde bulunan su küplerinin içine atılır ve buz gibi sular içilirdi. İçilen o suyun tadını şimdilerde hiç bir yerde bulamazsınız.
Derken bizim eve ilk defa buzdolabı alındı. Bütün kiracılar tek tek bizim buzdolabını görmek için sıraya gidiler, Her odada ortalama 4 kişi toplam 24 kişiden oluşan değişik aile tipleri, laz, ermeni, yahudi ve türk olarak bizim ailemiz.

Anneannemin emri ile buzdolabı , oturduğumuz odanın baş köşesine yerleştirildi. Önce biz aile bireyleri karşına oturup melül melül bu güzel eşyayı doyasıya bir seyrettik. Sonra, ikinci bir emir geldi, büyükanne anneme , kız çeyizinden en güzel örtüyü getir komutunu verdi. Kanaviçe ile işlenmiş kırmızı , yeşil , sarı çiçekli bir örtü geldi ve bizim buzdolabının üstüne örtüldü. Aman bir güzel durdu yorumları eşliğinde.

Büyükanneden , son bir komut daha, şimdi komşular görebilir, kız aman dikkat edin hepsini bir anda içeriye almayın, sıraya sokun herkes bir beş dakka seyretsin.
Önce rum madam, ah bire göreyim şu vatansız aletii, karşına geçip bir yandan bir önden baktıktan sonra, aman bire , aman bire örtüsü harika imiş adamlar ne güzel kanaviça yapmışlar diyip odadan çıkar, arkadan gelen laz komşumuz, haçan bu aleti ilk defa göreyrum deyip tam çıkarken haçan ben, boyle şeyler kullanmam beni bozar diyip, konuşa konuşa arkadan gelen diğerlerine sırasını verir.

Böylece, bizim buzdolabının görücülüğe çıkması 4 yada 5 saat gibi zaman almıştır. Hemen ertesi günü baktığınızda , elinde şişeleri olan sayın kiracılar eh artık buza paramı vereceğiz diyerek, ayrı bir sıra oluştururlar. Bu zaman aralığı ev halkını pek fazla sıkıntıya koyduğundan , bir gün babam tüm komşuları çağırıp onlara buzdolabının hastalandığı haberini verir. Tabi içlerinden geçmiş olsun diyenler ve hastalığı merak edenlere yapılan açıklama, pek fazla soğuk su ve buz alındığı için nezle olduğu, uzun zaman buz ve soğuk su yapmayacağını söylererek bizi bu dertten kurtarmıştır.

Bu olayda, insan hayatında teknolojinin ne denli önemli olduğunu ama burada güzel bir anının yıllar sonrada insanı tebessüm ettirdiğini görmekyim.

 
Toplam blog
: 106
: 461
Kayıt tarihi
: 18.06.09
 
 

 Hayata daima pozitiv bir bakış açısı ile bakan, insanları incitmekten, üzmekten korkan ama hay..