Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '12

 
Kategori
Anılar
 

Ah gençlik ah 2

Ah gençlik ah 2
 

1972 Diyarbakır Erkek İlköğretmen Okulu


Kaldığım yerden devam ediyorum...

...70'li yıllarda arbadan söz etmek istiyorum ama yoktu ki... Koca şehirde (Diyarbakır) özel otomobil olarak toprak sahibi bir kaç kişinin Mercedesi , caddelerde tek tük Murat 124 dolaşırdı. Rahmetli babamın da beyaz renkli Murat 124 ü vardı. Bizim jenerasyon üstü açık mekine (kamyon) ve belediye otobüsülerini çok daha iyi biliriz ki o da bir ya da iki taneydi.

Biz soba başı ve mangal etrafı çocuklarıydık. Kış akşamları soba başında oturur pişen kestaneden payımıza düşeni almak için sabırsızlanırdık. Mangalda kaynayan bitki çaylarıını yudumlarken anlatılan hikayelerden derdsimizi almasını bilirdik. Sosyal bir gençliktik. Halk oyunlarının folklorün (halk bilimi) bir dalı olduğunu bilmeden folklor oynardık. Liseler arası ses yarışmalarını yakından izlerdik ki Nilüfer'in böyle bir yarışmada birinci olup müzik piyasasına girdiğini bilmeyenimiz yoktur. Yine okullar arası spor müsabakalarımız vardı. Voleybol, yakan topu, basketbol maçlarında nasıl da tezahürat yapardık. ( Okul kız voleybol takımındaydım. İl birinciliğini aldık, bölge yarışmasına Antep'e gidecektik. Rahmetli Talat Bey evimize kadar geldi ama bana izin verilmediği için gidemedim... İçimde bir uktedir...) Münazaracıydık, konumuzu çatır çatır savunmasını bilirdik. "TOPLUM MU SANATÇIYI ETKİLER, SANATÇI MI TOPLUMU ETKİLER?" Nasıl da güzel savunmuştuk...

 

Bakkal amcalarımız vardı gözlerinde bardak altı gibi kalın camlı gözlüklerle veresiye defterlerini tutan. Vita yağını gramla, tüp gazı kuyruklarda itişe kalkışa alırdık. Elektrik kesintilerinde gazyağı kuyruklarında bayılanları hastaneye koştururduk. Sabun, şeker kıtlığını gördük. Mutlu gençlik 70'li yılların ortalarında grevlere tanık olduk. Ufak tefek çatışmalar, yürüyüşler ve beraberinde göz altlarına

,sorgulamalara tanık olduk... Süleyman Demirel'le büydük ama o muhteşem şapkayı eskitip bir tarafa atamadık derken Bülent Ecevit'i mavi gömleğiyle tanıdık. Mavi gömlekler giymeye başladık. Ecevitli fincanlar komidinlerimizi, halılar duvarlarımızı süsledi...

 

Mahallemizin sütçüsü vardı bizlerle akraba yakınlığında tanışık. Elinde litrelik teneke maşrapasıyla kapıyı çaldı mı sohbetin tadına doyum olmazdı... İnekle çok yakından tanışırdık, kaç yaşındadır, kaç kilo süt verir, ne zaman doğuracaktır tüm bunları bilirdik. Tatlıcımız vardı, sabahın ilk ışıklarıyla"Şireli datli varrr!" sesiyle güne başlamanın tatlılğını yaşardık. Yemesek de tatlıdan alırdık ki çocuk tatlıyı bitirip okula koşsun diye....

Teksas, Tomiks hastalığımız vardı. Birimiz alır değiş, tokuşla tüm mahalle okurduk. Telefonsuzduk, mektup yazardık adeta destan gibi... Postacı yolu gözleyerek heyecanla sabrımızı tartardık. Mektup yazmaktan olsa gerek edebi yönü gelişmiş gençlerdik biz 70'liler....

Kalaylı bakır kazanlarda, sabunla yıkanırdı toprak kokan çamaşırlarımız. Tursille yeni yeni tnışıyor olsak da sabun kokusunu daha çok seviyorduk. Parfüm yerine limon ya da tütün kolonyası kokardı tenimiz... Nenelerimizin, analarımızın sabun kokan, nasırlı, kısa tırnaklı, çatlak mübarek elleriyle başımızı okşamaları en büyük ödüldü biz 70'li gençler için... "Hocam akşama ekmek lazımdır?"sesiyle çıktım bir saatlik zaman tünelindeki gezintimden. Zaten kapımın önündeydim...

Birsen İNAL 02 MART 2012 

 
Toplam blog
: 124
: 393
Kayıt tarihi
: 01.04.11
 
 

Diyarbakır’da doğdu, tam bir Diyarbakırlı olarak büyüdü. İlk okulu İsmet Paşa İlkokulu’nda, orta ..