Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '09

 
Kategori
Güncel
 

Ah şu tansiyon!

Ah şu tansiyon!
 

Bize;her olumsuzluğa dur diyecek birileri lazım. DUUUUUR!


Sakin olun beyler!
Arkadaşlar sakin.!
Tansiyonu yükseltmeyelim.
Sakin.
Sakin…

Böyle söylemek kolay.
Gel de tansiyonu düşür.
Bu devirde kolay mı?

**
Adam; oto garaja çıkış bölümünden giriyor.
Yaya kaldırımında, arkanda bir motosiklet.
Kaldırımda yürümek daha tehlikeli olmuş.
Gel de düşür tansiyonu...

**
Çöp bidonlarının içi boş, dışı dolu.
Adam, gark-gurk yolun üstüne tükürüyor.
Hadi düşür tansiyonu...

**
Daha neler neler…
Tansiyon hep uçuyor yükseklerde.
Doktora gidiyorsun.
İlaçta yetmiyor.
Hep kırılma noktasındayız.
Şeker prim yapmış.
Kafamdan, dumanlar yükseliyor.

**
Oldum olası, insana yakışmayan davranışlara karşı çıktığımda hep zarar gördüm. ”Sana ne” dediler. ”Bana ne diyemedim.”
Hep son sözümü, başta söyledim.
Duyarlılık gösterdiğim her alanda örselendim.
İsyan ettim.
Susmadım.
Sustum.
Tansiyonum uçtu.
Dilimin altına bir küçük hap sıkıştırdılar.
Hep iki kelime.
Sakin ol. Sakin ol.

**
Hayati konularla ilgili yazılar yazdım. Ölenlerin yakınları bile ilgi göstermedi. Tam tersi ‘tepki’ gösterenler oldu. Hakaret bile ettiler.
Vicdanlar ne kadar rahat.
O zaman herkes yolda ölecek.
Ben, tansiyonu yüksek yaşamaya devam edeceğim.

**
1982 yılında Siirt’e atandım. Elektrik yok.
Diyarbakır’ın Silvan İlçesi sınırlarında kalan, Batman Çayı üzerindeki “Malabadi Köprüsü’nü” karşıdan gören bir köyde çalışıyorum.
Malabadi Köprüsü, Diyarbakır ile Siirt sınırını oluşturuyor.
Üç yıl sonra, köylere elektrik geldi.
Geceleri, ölü toprağı serpilmiş köyler bir canlandı. Sormayın.
Köylere beyaz eşya, televizyon vb… Elektronik eşyalar tırlarla girdi.
Bir yıl geçmedi. Elektrikler, zırt pırt kesilmeye başladı.
Herkes rahatsız. İlgilenen yok. Ben ilgileneyim dedim.

Gazetenin birinde yer alan “Serbest Kürsü’ye” bir yazı yazdım.
Aynen şöyle.

“Siirt’in Bekirhan Bucağı köylerinin Elektrikleri Düzensiz.
Siirt ili Kozluk ilçesi Bekirhan Bucağına bağlı köylere 1985 yılı sonunda elektrik verildi. O günden beri elektrik düzenli değil. Evliya Çelebi tabiri ile biri şiddetli öksürse elektrik kesiliyor.
Zira Diyarbakır ili Silvan İlçesi’nin köyleri ile aynı doğa şartları içinde yaşıyoruz. Fakat o köylerde bir gün değil, bir saat elektriklerin kesidiğini görmedik. İlgililere soruyoruz. Bizim elektriğimiz yazlık mı kışlık mı?
Daha gaz lambalarını atamadık ve elektriğe kavuşamadık. Açıklama bekliyoruz.

Karpuzlu köyü Sakinleri.”

Sonuç ne oldu dersiniz?
Yörenin elektrikleri düzeldi.
Köy Muhtarı, bana düşman oldu.

**
Merak ettim. Muhtar, bana niye kızdı?
Meğer muhtar kızını, bizim yöreye bakan elektrikçilerden birisine vermiş.
Daha sonra nişan bozuldu.
Meğerse bu nişan işinde, oğlan kızları karıştırmış.
Gördüğü kız, muhtarın kardeşinin kızı.
Muhtarın kızı demişler garibime.
Karşısına başkası çıkınca apışıp kalmış.
Adam bir topuklamış. Diyarbakır’ı zor bulmuş.
Kimin tansiyonu daha çok yükseldi bilemiyorum.
Muhtarın mı?
Şaşkın damat adayının mı?

**
Bildiğim ve yaşadığım bir şey var.
Muhtar beni, PKK’lı diye şikayet etti.
Beni de kibarca başka köye çufçufladılar. (Sürdüler.)

**
Şimdi, günümüzde ne değişti?
Hala haksız şikayetler ”etkili” değil mi? Hala birileri zarar görmüyor mu?
‘Önyargı’ hala prim yapmıyor mu?
Siyasi kayırmalar yok mu?
Yalakalık, kaypaklık, yağcılık, taklacılık... Baş köşede oturmuyor mu?
Toplum için, her konuda duyarlı mı davrandınız?
Sizi, düzensiz yaşamak rahatsız mı ediyor?
Çevre, doğa ile ilgili olumsuzluklar sizi üzüyor mu?.
Çırpınıyorsunuz.
Kendinizi yıpratıyorsunuz.
“Etkisiz ve tepkisiz toplum” şans eseri yaşamaya devam ediyor, farkında değil.
Sizin tansiyonunuz yükseliyor.
Sizin herşey umrunuzda.
Bir kendinizi umarsamıyorsunuz.
Elinizde bir tansiyon.
Bir şeker.
Damarlarınızda katliam.

**
Siz, yine de yaptıklarınız için mutlusunuz.
Siz herşeyin farkındasınız.
Birileri de farkına varacak.
Belki bin yıl sonra.

**
Siz tansiyonunuz hep yüksek, yaşamaya devam edin.
Sakin olun demiyeceğim.
Tansiyon zirve yapana kadar yaşayın. Şekeri boşverin.
Onurunuzla yaşayın.
Doğrularınızla yaşayın.
Gerisi önemli değil.

Tansiyon mu?

Şeker mi?

Hiç önemli değil.

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..