Ahmedinecat Recep beyi kandıramaz…

İran’ın son dönemdeki durumuna bir bakacak olursak, sıcak temasın onlar için mevcut durumdan daha kötü bir durum yaratmayacağını görürüz Nedeni,

*Uzun zamandır İran batı ile soğuk savaş içindedir,

*Bu soğuk savaş yöneticilerin de gayreti ile ülke halkını germiş, tabiri caizse patlayacak bir bomba haline getirmiştir.

*İran, Rusya ve Çin’in desteğini bile kaybetmiştir.

*Yeni bir şeyler yapıp kendine taraftar bulmak zorundadır. Zira bu izolasyon ile ilanihaye baş etmesi mümkün değildir.

*Bu yüzden Gazze’ye gemi göndererek bir türlü sıcak çatışmanın başlamasını istiyor olabilir.

*Bu yolda kendine beklide tek desteğin Recep bey olabileceğini, onu bu uğurda kullanabileceğini düşünüyor olabilir.

Ahmedinecat böyle düşünürken Recep bey ne düşünür acaba? Acaba niyetleri örtüşüyor mu?

Recep beyin epeydir sürdürdüğü politikanın bir Neo – Hilafet politikası olduğu dillendiriliyor. Eğer bu tespit doğru ise, Suriye, Ürdün, Filistin ve Irak ile işe başlayacağı görülmektedir. Bu durum bir Sünni birliği oluşturacaktır ki, bu Yahudi İsrail’e olduğu kadar Şii İran’a da karşıdır. Bu yüzden İran çıkışlı, “Almanya’nın uluslararası yayın yapan güvenilir haber ajanslarından Deutsche Presse-Agentur (DPA), İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın İran devlet televizyonunda verdiği röportajda, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) İran’a yönelik yaptırımlarının oylanacağı oturumda Türkiye’nin “hayır” oyu vermemesi için ABD başkanı Barack Obama'nın telefonla Recep Tayyip Erdoğan'a yalvardığını söyledi.

DPA, haberinde şu ifadeleri kullandı: “Ahmedinecad, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine, Obama’nın uzun bir telefon konuşmasıyla ‘hayır’ oyu vermemeleri ve en azından oturumda bulunmamaları için yalvardığını söylediğini açıkladı.” Şeklindeki haberlerin Recep beyi etkilemesi ve İran’ın yanında sıcak çatışmaya girmesi veya en azından kuvvetle desteklemesi mümkün değildir. İsrail’e gözdağı vermek için bile olsa böyle bir riskin altına Recep bey girmez. Bu yüzden Ahmedinecat en kısa zamanda büyük dostunun kendini yalnız bıraktığını görecektir.

Kaldı ki emperyalizm, borç batağına soktuğu ülkelere kendi inisiyatifleri ile hiçbir şey yapma izni vermez. Bu gün medyaya düşen şu haber çok şeyler anlatmaktadır.

“Avrupa Birliği, Yunanistan, İspanya ve Portekiz’de borç krizlerine acil bir çözüm bulamadıkları takdirde bu ülke demokrasilerinin “çökme” tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, borç batağına saplanan üç ülkenin, kamu harcamalarını karşılayamaz hale gelmesi durumunda askeri darbelere kurban gidebileceği uyarısında bulundu.

Daily Mail’in haberine göre, Barroso’nun uyarısı, komisyonun İspanya için milyarlarca dolarlık bir kurtarma planı üzerinde çalıştığı bir sırada geldi. Komisyon daha önce de Yunanistan için 650 milyar dolarlık bir kurtarma planı hazırlamıştı.” Türkiye’nin borcu da “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” cinsindendir.

Sırf bu yüzden bile Recep bey’in iç politikaya yönelik esip gürlemelerinin dışında ABDnin emrinden bir milim dahi çıkabileceğini düşünemiyoruz.

15/06/2010