Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '08

 
Kategori
Haber
 

AİHM kararı, doğalgaz protestosu

AİHM kararı, doğalgaz protestosu
 

KESK Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu hukuk danışmanı Öztürk Türkdoğan'a göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararının ardından, hükümet 2009'da kamu çalışanlarının örgütleriyle toplu sözleşme masasına oturmak zorunda.

Türkdoğan’a göre hükümet 2009’da Toplu Sözleşme masasına oturmazsa milyonlarca avroluk tazminat davaları ödemek zorunda kalabilecek.

İşkollarında yetkili olan sendikaların hükümeti sözleşmeye zorlaması gerekiyor. Gerçi sendika aidatına tav olan zihniyetten çalışanların haklarını savunmalarını beklemek ham hayal gibi gözükse de AİHM kararları ile yurdum insanına toplu sözleşme hakkı tanınması ile biraz daha demokratik ülke olma yolunda ilerleyeceğiz!

Ekonomik kriz ile daha bir yoksullaşan kamu emekçileri krizin yükünün omuzlarına yüklenmesinden oldukça hoşnutsuz. KESK ve EĞİTİM SEN neredeyse her gün çalışanların seslerini duyurmak için eylemlilikler gerçekleştiriyor; 15 Kasım'da (bu gün) illerde okunacak basın açıklaması metni;

“ZAMLAR GERİ ALINSIN, EMEK VE DEMOKRASİ PROGRAMI HAYATA GEÇİRİLSİN!

Değerli Basın Emekçileri ve Mücadele Arkadaşlarım;

Bugün burada, bizleri görmezden gelen AKP hükümetine kararlılığımızı göstermek ve taleplerimizi bir kez daha haykırmak için bir araya geldik.

İktidara geldiği günden bu yana emekçilere daima sırtını dönen AKP hükümeti, ekonomik krizde de tüm tercihlerini sermaye kesimlerinden yana yapmaktadır. Bugüne kadar yaşanan tüm krizlerin bedelini, işsiz, aç ve açıkta kalarak ödeyen emekçi ve yoksul kesimler, bir kez daha ekonomik krizin olumsuz sonuçlarıyla burun buruna getirilmiştir.

2008 yılı başından bu yana doğalgaza, elektriğe ve temel gıda maddelerine yapılan zamlar, zaten büyük bir geçim sıkıntısı içinde olan emekçi ve yoksul kesimlerin hayatını iyice zorlaştırmıştır. Tüm dünyada fiyatlar düşerken, Türkiye’de tüm ürünlere birbiri ardına zamlar gelmektedir. Faturalar ve mutfak harcamaları, geçen kışın neredeyse iki katına çıkmıştır.

Yanlış ekonomik tercihlerin ürünü olan kriz sonucunda yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle tüm sektörlerde büyük bir işten çıkarma dalgası yaşanmaktadır. Gazetecilerden, büro personeline, fabrika işçilerinden özel sektör çalışanlarına kadar pek çok kişi son aylarda işinden atılmıştır. Aileleriyle birlikte milyonlarca kişiyi etkileyecek ve derin toplumsal yaralar açacak bu işten çıkarmalar yaygınlaşırken, AKP hükümeti gelişmeleri seyretmekle yetinmektedir. Dahası işsizlik fonunda biriken paralar, amacı dışında kullanıma açılması istenilerek mağduriyetin boyutları daha da büyütülmektedir.

Hükümetin görmezden gelmesi, krizin olmadığı anlamına gelmemektedir. Toplumun büyük bir kesimi krizle boğuşmaktadır. AKP ise tıpkı daha önceki hükümetlerin yaptığı gibi, krizi fırsat bilip, sosyal devlet uygulamalarını bütünüyle terk etmeye çalışmaktadır. Mecliste bulunan Hastaneler Birliği yasa tasarısıyla kamu hastanelerinin özelleştirilmesi yolunda adım atılmak istenmektedir. Halkın büyük bir çoğunluğunun itirazına rağmen hayata geçirilen SSGSS yasasının olumsuzlukları gündelik yaşamda kendini göstermeye başlamışken, sağlık alanını tamamen piyasalaştıracak bu adım derhal geri çekilmelidir.

AKP hükümeti sesimize ve uyarılarımıza kulak vermelidir. Krizin etkisini daha da büyütmemek için başta doğalgaz ve elektrik olmak üzere, son bir yıl içerisinde yapılan fahiş zamlar geri alınmalıdır! İşten çıkartmaları yasaklamalı ve işsizlik fonunun amacı dışında kullanılmasına izin verilmemelidir. Üç gün önce verilen AİHM kararı ile artık tamamen kesinleşen Toplu Sözleşme hakkımızın gereğini yerine getirilerek, derhal Kamu Emekçileriyle toplu sözleşme masasına oturulmalı ve 2009 yılı zamlarımızı yeniden belirlenmelidir.

Değerli Basın Emekçileri ve Mücadele Arkadaşlarım

AKP Hükümeti, yaşanan ekonomik krizin etkilerini en aza indirmek için çaba harcamak yerine, toplumsal gerilimi ve çatışmaları yükselten bir tavır sergilemektedir. Başbakan’ın “ya sev ya terk et” beyanında açığa çıkan bu anlayışın hemen ardından Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün Brüksel’de yaptığı ırkçı-şoven açıklamalar ve son olarak AKP Yozgat milletvekili Abdulkadir Akgül’ün, “devlete karşı geleni vurmaktan hoşlanırım” sözleri, AKP’nin geldiği nokta açısından ibret vericidir.

Görülmektedir ki, AKP krizden çıkışı, tıpkı darbe ve sıkıyönetim dönemlerindeki gibi, baskıcı politikalarla toplumsal muhalefeti susturmakta aramaktadır. Yaşanan ekonomik krizin daha derin sosyal sorunlar yaratmaması için, toplumun geniş kesimlerinin çıkarlarını gözeten ekonomik ve sosyal politikalar hayata geçirilmelidir. Bunun yolu ise antidemokratik ve faşizan uygulamalar yerine emek ve demokrasi yanlısı bir programın hayata geçirilmesidir.

Buradan bir kez daha AKP hükümetine sesleniyoruz. Zamlar geri çekilsin, işten atmalar yasaklansın ve emek-demokrasi programı hayata geçirilsin. Bugün Türkiye’nin tüm illerinde alanlara çıkan on binlerce emekçi, 29 Kasım’da Ankara’da yan yana gelerek hükümete son uyarısını yapacaktır.

Bu krizi bizler yaratmadık ve bedelini ödemeyi kabullenmeyeceğiz! İşsizliğe, yoksulluğa ve zamlara karşı emek, barış ve demokrasiden yana tüm kesimleri 29 Kasım’da Ankara’ya bekliyoruz. “

...

Yine Türkdoğan ile devam edelim;

Bu yıl KESK'in hükümet ile masaya oturmamasına karşın yıllardır hükümetin "toplu görüşme" dediği mutabakat metinlerini imzalayan diğer iki kamu çalışanları konfederasyonu Kamu-Sen ve Memur-Sen'e de iş düşüyor.

"Bu konfederasyonlar, toplu sözleşme haklarını kullanmaktan feragat etmek yerine bu haklarını kullanmalılar. O zaman hükümet mecburen her üç konfederasyonla da toplu sözleşme yapmak durumunda kalacak."

"Hükümet masaya oturmazsa, konfederasyonların grev dahil, her türlü programları olmalı. Çünkü artık AİHM bunu bir hak olarak tanıdı. Korkacak bir şey yok."

bianet.org

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..