Aile içi sorunları çözmek

Yıllarca iş hayatında yöneticilik yapmış olabilirsiniz. Yüzlerce kişinin amiri pozisyonunda çalışmış da olabilirsiniz. Kişisel gelişim ve psikoloji konularında gerek öğrenci, gerek eğitimci olarak çalışmış da olabilirsiniz. Ama işyerinizde uyguladığınız bilimsel uygulamaları evinizde eşinize ve çocuğunuza uygulayabiliyormusunuz?

İyi bir yönetici olarak tanınmanıza rağmen evinizde iyi bir ebeveyn olabiliyormusunuz? İşyerinizde gösterdiğiniz hoşgörüyü eşiniz ve çocuklarınız için gösterebiliyormusunuz?

Bütün bunları yapabiliyorsanız problem yok. Ama yapamıyorsanız bir de bunları deneyin.

Asında çok basit. İşyerinizde uyguladığınız davranış kalıplarını evde de uygulamak.

1. Hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir. Herhangi olumsuz bir durum karşısında karşınızdakini sonuna kadar dinlemek. Örneğin kızınız eve geç geldi. Hemen üzerine yüreyerek, nerede kaldın demeden önce sakin bir şekilde kendisini dinlemek.

2. Tenkit etmeniz gereken konularda, söze başlarken önce o kişinin övünülecek bir tarafından bahsetmek, sonra kendinizin pişman olduğu buna benzer bir davranıştan söz ettikten sonra tenkidinizi yapmak.

3. Mümkün olduğu kadar aldığınız kararlara ailenin diğer fertlerini de ortak etmek. Kişisel eğitim seminerlerinde sık sık uygulanan bir oyun vardır. Issız bir adaya düştüğünüzde yanınıza alıncak eşyaların öncelik sırası diye. Guruplar halinde oynanan bu oyunda, önce kişiler bir sıralama yapar. Sonra gurup halinde bir sıralama yapılır. Sonuçta gurup halinde alınan kararların isabet oranının daha fazla olduğu ortaya çıkar.

4. Haftanın belli bir gününde aile toplantıları yapmak. Bu toplantılarda herkes isteklerini ve eleştirilerini açık bir şekilde anlatmalıdır. Bu arada aile fertleri arasında dargınlıklar varsa bu toplantılarda masaya yatırılıp, çözümü sağlanmalıdır.

5. Hiç bir aile ferdinin, ailesinden gizli bir iş yapmaması gerekir. Eğer yapıyorsa burada açıklanması ve önlem alınması o ferdin yararınadır. Çünkü zamanında açığa çıkmayan sır, gecikince çözülemez hale gelebilir.

Ve her toplantı sonunda Francis Bacan' ın bu sözleri aile fertlerine hatırlatılmalıdır.

Bizi güçlü yapan yediklerimiz değil, sindirdiklerimizdir.

Bizi zengin yapan kazandıklarımız değil, tasarruflarımızdır.

Bizi bilgili yapan okuduklarımız değil, kafamıza yerleştirdiklerimizdir.

Ve bizi önder yapan başkalarına verdiğimiz öğütler değil, onları kendimizde uygulamamızdır.