Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '06

 
Kategori
Ankara
 

Akasyalar, kavak ağaçları da gitti... Sırada ne var?

Akasyalar, kavak ağaçları da gitti... Sırada ne var?
 

"Ankara ankara güzel ankara / seni görmek ister her bahtı kara/ Senden yardım umar her düşen dara/ Yetersin onlara güzel Ankara..." diye başlar, ilkokul dönemlerinde öğrendiğim, o yıllar geride kalsa da zaman zaman söylediğim, Başkent'e sevgimi anlatan, Aka Gündüz'ün sözlerini yazıp, Halil Bedii Yönetken'in bestelediği Ankara Marşı.

Ankara. Türkiye'nin Başkenti. Memur, öğrenci, bürokrat... şehri. Anıtkabir, Atatürk Orman Çiftliği, Kuğulu Park, Çankaya, Ata Kule, Gençlik Parkı, Akasya, Kavak, Çınar ağaçları, Seğmenler'le simgeleşen tarihi şehir. Cumhuriyet'in ilanından sonra yeniden inşası ile modernleşmenin temellerinin atıldığı kültür şehri. Tanışıklığımın ortaokul dönemlerine denk geldiği dönemlerde caddelerinde yürürken bile bir şeyler öğrendiğim, imkanlar geniş olsa da kitap deyince Yüksel Caddesi ve Dost Kitap Evi'ni düşündüğüm, bol susamlı, hafif yanık simidini yemeden gelmediğim güzel şehir.

Yakın zamana kadar Başkent oluşu, tarihi güzellikleri, unutulmayacak değerleri ile hatırlanırken, beton yığını görüntüsüne dönüşen, dokusu bozulmaya çalışılan şehir. Ankara'yı, bitmek bilmeyen özenti ve hırslar uğruna göz göre göre yok ediyor, ömrü olmayan plan projelerle inşa ediyor, bozuyor, sıkılınca yıkıyorlar. Önce "içine tükürdükleri" sanatın tanımını ve el değmişken şehrin simgesini değiştirme hizmetlerini gösterdiler, Altınpark'taki "Eti Heykeli"ni kaldırarak. Halbuki o zamana kadar ne şikayet etmiş ne de edilmişti. Belli ki birileri rahatsız olmuş, "müstehcen" bulmuştu. Kaldırılmalıydı. Kaldırıldı ve ait olduğu yere dönmesi 11 yılı buldu.

Sonra, Mustafa Kemal'in "Burasını öyle ağaçlandırınız ki, görmeyen bir insan dahi yeşillikler arasında olduğunu fark etsin" düşüncesi ve Bozkır ortasındaki Ankara halkının her mevsim yararlanabileceği bir doğa güzelliği kazanması amacı ile kurdurttuğu "Atatürk Orman Çiftliği" hedef olarak belirlendi. "Koruma amaçlı imar planı" adı altında, tamamen yok etme amacıyla. Protestolar, basın bildirileri, imza kampanyaları... Sonuç: Meclis'e sunulan kanun teklifi.

Bu kadar mı? Değil tabii ki daha var. "Ankara'nın Avrupa'nın en güzel, en modern başkenti yapma" isteği ile genişletilen, güzergahları değiştirilen yolları ve alt geçit- üst geçit planları vardı sırada. Ne gariptir ki Kuğulu Park'ta alt ve üst geçit güzergahının ortasında kalmıştı. Sayıları her geçen yıl azalsa da Kuğu'ları ile ünlü, insanların asırlık Kavakların gölgesinde dinlenip, dolmuş, otobüs beklediği, yaz sıcağında serinlediği, sevenlerin isimlerinin ağaçlarda yaşadığı yere gelmişti sıra. Susmadı, uyumadı, "annem babam burada buluştu, ben burada aşık oldum, parkımı yok ettirmem" diyerek nöbet tuttu, kararı protesto etti Ankaralılar. Sonuçta, birinci derece sit alanı olan Kuğulu Park'ın kavaklarının bir kısmı kesildi. Serinlemek isteyenlere plastik hurma ağaçları gösterildi, yaprakları olmadığı için etrafı kirletmeyen, gövdesine isim kazınamayan, baktıkça çölleşmeyi hatırlatan.

Geçtiğimiz hafta Çankaya'daki Akasya ve Kavak ağaçları da kesildi, bir gece yarısı, alelacele. Belli ki, kimse görmesin, sorun çıkmasın diye özellikle tercih edilmişti. Heybetli görüntüleri ile etrafa güzellik veren, gölgesinde dolmuş beklenen, çiçekleri defter aralarında kurutulan o güzelim Akasyalar ve Kavak ağaçlarını iki harekette yok etti büyük kepçeli dozerler.Önce dalları, sonra da gövdeleri kaldırım taşlarının üzerine yığıldı. Haykırışlarını duyan, yardıma gelen olamadı. Yeniden filizlenmesin diye üzerlerine beton döktüler akasyaların, kavakların. 13 Ekim 2006, Ankara'nın Başkent Oluşunun 83. yıldönümüydü. Bu yıl kutlayamadı kesilen akasyalar, kavaklar bu coşkuyu, tepeden izleyemediler Seğmenlerin Harmandalı oyununu. Güzelim Akasyalar, Kavaklar da gitti. Sırada ne var, Ankara'da ?.. Yok edilmeyi bekleyen.

resim kaynağı: www.irc.ege.edu.tr sitesi

 
Toplam blog
: 126
: 2338
Kayıt tarihi
: 01.08.06
 
 

Kompozisyon derslerini biraz daha fazla önemsediğim, uzun cümleler kurmaya başladığımdan bu yana sev..