Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ekim '13

 
Kategori
Haber
 

AKP'li vekile, CHP'li insan hakları uzmanı Kemal Akkurt'tan tokat gibi cevap

AKP'li vekile, CHP'li insan hakları uzmanı Kemal Akkurt'tan tokat gibi cevap
 

AKP'li VEKİLE, CHP'li İNSAN HAKLARI UZMANI KEMAL AKKURT'tan, TOKAT GİBİ CEVAP


Tarafı olduğumuz uluslararası insan hakları belgelerine göre, insanlar arasında eşitlik ilkesi esastır. Bu sözleşmelere göre, insanlar arasında hiçbir ayrıma gidilemez. Eşitlik ilkesinin istisnası yoktur. 65 yıl önce kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve 63 yıl önce kabul edilen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, insanların eşitliği ve onuru esas alınarak kabul edilmiştir.

Darbe Anayasası olarak da adlandırılan 1982 Anayasamıza göre bile, herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde “eşittir”. Özürlüler için alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olamaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Durum bu iken, iktidar partisine mensup bir milletvekili, katıldığı açılış töreninde, “Biz engellileri insan yerine koyduk, adam yerine koyduk” sözlerini sarfedebilmiştir. Sanki engelli olmak, kişilerin kendi tercihleriymiş gibi küçümseyen, ötekileştiren bu hastalıklı anlayış, başta anayasa olmak üzere, insan haklarına ilişkin tüm belgelere aykırıdır. Bu söylemle, engellilerin aslında daha önce insan olmadıklarını, adam olmadıklarını anlatmaya çalışan kişi, “milletin vekili” olunca, durum daha da vahim bir hal alıyor.
Kendi halkına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmak, onları hor görmek, toplumun sırtında yük olarak tanımlamak, hastalıklı, Ortaçağ zihniyetinin açığa vurumudur.
Engelli yurttaşların haklarının yasalarla koruma altına alınması, bir lütuf değil, Anayasanın sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir. Kaldı ki, engelliler için uygar ülkelerde gördüğümüz çok büyük atılımlar yapılamamış, kronik sorunlar ortadan kaldırılamamıştır. Engellilerin üç kuruşluk yardımlara değil, üretime katılmaya, topluma adapte olmaya, insanca yaşamaya ihtiyaçları var.
Bir grup insan hakları savunucusu olarak ziyaret ettiğimiz Engelliler Federasyonu yetkilileri, kendilerini hor gören, ötekileştiren bu anlayıştan çok rahatsız olduklarını ifade ettiler. Devletin kendileriyle ilgili düzenlemeler yaparken, dernekleri, vakıfları ve federasyonlarının bilgi ve deneyimlerinden yararlanmalarını istediler.
Engelliler, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin tüm caddelere yaptıkları sarı şeritlerin hiçbir işlerine yaramadığını, görüntü kirliliği yaratan bu plastik şeritlere harcanan paraların boşa gittiğini ifade ettiler. Aldıkları kararlara, sivil toplum örgütlerini ve yöre halkını katmayan bir anlayış ve belediyecilik, toplumcu ve katılımcı olamaz. Ankara’da demokrat, katılımcı, şeffaf bir Büyükşehir Belediyeciliği’ne çok ihtiyaç var. Önümüzdeki yerel seçimler, bu anlamda çok büyük bir fırsattır.
İnsanların fiziksel engellerine çözüm bulunabilir. Ancak zihniyet engellerine çözüm çok zordur. Sorgulamayan, araştırmayan, ezbere ve biat kültürüne dayalı bu eğitim sistemimizle daha da zordur.
Eşitlik temelinde, insan haklarına dayalı bir hukuk devleti olamadığımız sürece, demokrasimiz “engelli” olmaktan kurtulamaz…

 
Toplam blog
: 2
: 116
Kayıt tarihi
: 02.10.13
 
 

Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu ..