Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '12

 
Kategori
Blog
 

Al yorum, ver yorum; Yalnız seni seviyorum!

Al yorum, ver yorum; Yalnız seni seviyorum!
 

Sosyal Medya, dedikleri bu tür platformların diğerlerinden bir farkı varsa, o da yazanla okuyanın karşılıklı konuşabilmesidir.

Merkezinde yazının olduğu bu konuşma, insanları sadece sosyalleştirmekle kalmaz, bilgisini artırır ve farklı konulara ilgisini geliştirir.

Yazılara yorum yazmak bu bakımdan önemlidir. Ama, dikkat ediniz "yazı"lara diyorum; yazanlara değil...

Ama, bakıyorsunuz bizim bu MB mahallesinde, yorumlar da kişilere hasredilmiş... Bir al gülüm ver gülümdür gidiyor ki, artık kimin yorumcusu kimdir, önceden bilir olduk...

Bunun böyle olmasının bir nedeni, bizdeki "benim yazarım" saplantısı ise, bir nedeni de "en son yorumlananlar" köşesidir, diyorum ben.

Nurallah Ataç'ın çok hoşuma giden bir tesbiti vardır; bizim ülkede herkes fikrine, zikrine, siyasi duruşuna göre yazarını seçmiştir; herkes duymak istediklerini yazan kendi yazarlarını okur, böylece herkesin yazarı kendine, hali sürer gider, diyordu eleştiri ustası.

Bu durum aynen devam ediyor bu ülkede de bu mahallede de... Kimse bildiklerinden farklı bir şey duymak istemiyor, kimse farklı saydığı birinin "en son yorumlananlar" köşesinde yer almasını istemiyor...

Evet, elbette buradaki herkes böyle değil, işi biraz abarttığımın farkındayım... Ama pek çok kişinin de böyle olduğunu kabul etmeliyiz.

Oysa, her yazı, yazarından bağımsız bir "kimlik" taşır. Bu bakımdan, her defasında ilk defa karşılaştığınız bir kimliğe yorum yapacaksınız; o yazının sahibinin bildiğiniz bir isim olması hiç bir şey değiştirmeyecek...

Öğretmenlik hayatım boyunca, kompozisyon derslerini çok önemsedim. Her hafta mutlaka bir yazma konusu verirdim öğrencilerime... Sınavlarda da böyle yapardım. Dolayısıyla çok kompozisyon kağıdı okumuşumdur. Bu okumalar da, çoğu zaman öğrencinin ismine bakmazdım. Çok dikkat çekici bir şey olmadıkça kimin kağıdını okuduğumu bilmez, böylece değerlerdirmeyi sadece o yazı üzerinden yapardım.

Bunu bir marifet gösterisi olsun diye yazmadım, bir marifet olduğu halde... Meramım, şu yazı ortamında da belli ilkeleri koruyabilmemizdir. Ben, burada da, bazı özel haller hariç, yazıyı baz alarak yorum yapmaya çalışıyorum. Kimseyle "al yorum, ver yorum" ilişkisi içerisinde olmadım.

Ama, bazı arkadaşlar, fikirlerine, zikirlerine; mezheplerine, meşreplerine uymayanları değerli yorumlarından mahrum etmeyi bir mücadele yöntemi sanıyorlar, herhalde. Bazen, arkadaşın adını anarak, "usta, ne diyorsun bu hususta" dediğiniz yazılara bile cevabi yorum gelmiyor.

Hadi, Nurullah Ataç'ın söylediği gibi, "benim yazarım, benim şairim" saplantısından kurtulamayız kolay kolay da, hiç değilse şu "en son yorumlananlar" bölümünü lav etsek.

Benim adamın yazısı orda görünsün de, bir kaç tık fazla alsın, idealizmi(!)nden kurtuluruz belki böylece...

Adama-ya da madama- değil de adam gibi yazıya yorum yaparız! Buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.

Yanlış mı düşünüyorum!  

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..