- Kategori
- Anılar
Alacakaranlık hayali
12.03.2010-Paris
Hiçbir zaman kendimi aşamamanın ağırlığını terk edemeyeceğim ruhumdan. Hiç görmediğim hayatlar gördüm hayata karşı oturduğum yerde. Hayatımda ilk defa herhangi bir şehirde kuşları fark ettim. Gençler sevişmeli, anneler ve babalar para kazanmalı. Lisede evimin salonundaki masada test çözüp seksenlerden kalma müzik setimizden müzik dinlerken veya lise sıramın üstünde şımarık zengin (ülkemizin gelecekleri oluyorlar kendileri) arkadaşlarımla (!) oyalanırken pek hayal kurmazdım geleceğe, kendime dair. Kurduğum hayaller özel matematik hocamın kısa dönemli teşvikleri üzerineydi. Sevdiğim kıza bir deste gül alacaktım bu hayalin sonunda kazandığım parayla. Meğerse o da yalanmış. O da dememe bakmayın ilk büyük çaptaki yalandı hayatımdaki bu, enkırmen isimli hocamdan duyduğum. Arkadaşım, sevgilim değildi bunu söyleyen. Hocamdı. Hayatlarımızı nelerin ve nelerin uğruna inşa ettiğimizi öğreten bir hikâye sadece benimkisi… Oysa hiç düşünmezdim alacakaranlıkta bana ait bir odada, gurbette kafa patlatacağımı. Hayat işte. Bir orada; bir burada…