Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '07

 
Kategori
Öğretmenler Günü
 

Alageyik...

Alageyik...
 

Nerden geldi aklıma... Çok mu etkilemişti beni?... Öyle olsa unutur muydum hiç? Nerden geldi aklıma, nasıl geldi? Yılların içinden çıkıp gelen ilkokul sıram, yanıbaşımda oturan can arkadaşım... Dünyanın en güzel kadını olduğunu düşündüğüm, uzun ipek saçlı öğretmenim... Siyah önlüğüm, karbeyaz kolalı yakam... Şimdi, bugün öğretmenler günü diye mi? Oysa kaç öğretmenler günü geçti, takvimlerden dökülürken yıllar... Şimdi nerden geldi aklıma, neydi düşüren bir şiiri içime?

En güzel ben okurdum bu şiiri, en güzel ben yorumlar en güzel ben çıkarırdım anafikrini...

Şimdi dudaklarımdan dökülürken bu şiirin mısraları, gözyaşlarım ıslatıyor kenar süsü çiçekler olan Türkçe defterimi... Ve hiç yaşlanmayan aynı gülümseyen yüzü, uzun ipek saçlarıyla Nimet Öğretmenim okşuyor başımı...

Nur içinde yat öğretmenim... Öğretmenler günün kutlu olsun...
Ve ben bir öğretmen kızıyım, öğretmenler günün kutlu olsun babacığım...
Ve ben, iyiyi güzeli öğretenleri, sevgiyle emekle çocuklar yetiştiren tüm öğretmenleri bir gün değil her gün saygıyla, minnetle anıyorum...

Ben hatıladım, yazmasam olur mu? Ziya Gökalp'in ilkokul sıralarından bu güne unutmadığımız şiiri;

Çocuktum, ufacıktım,
Top oynadım, acıktım.

Buldum yerde bir erik,
Kaptı bir Ala Geyik.

Geyik kaçtı ormana,
Bindim bir ak doğana.

Doğan, yolu şaşırdı,
Kaf Dağından aşırdı.

Attı beni bir göle;
Gölden çıktım bir çöle,

Çölde buldum izini,
Koştum, tuttum dizini.

Geyik beni görünce,
Düştü büyük sevince.

Verdi bana bir elma,
Dedi, dinlenme, durma.

Dağdan yürü, kırdan git,
Altın Köşke çabuk yet.

Seni bekler ezeli,
Orda dünya güzeli.

Bin yıllık çile doldu!
Bunu dedi, kayboldu.

Yedim sırlı elmayı,
Gördüm gizli dünyayı.

Gündüz oldu, geceler;
Ak sakallı cüceler,

Korkunç devler hortladı,
Cinler, cirit oynadı.

Kesik başlar yürürdü,
Saçlarını sürürdü.

Bir de baktım, melekler,
Başlarında çiçekler.

Devlere el bağlıyor,
Gizli gizli ağlıyor.

Kılıcımı çıkardım,
Perileri kurtardım.

Kurtardığım periler,
Adım adım geriler,

Kanadını açardı,
Selam verir, kaçardı.

Az, uz gittim, dolaştım,
Altın Köşke ulaştım.

Bir kapısı açıktı,
Öteki kapanıktı.

Kapalıyı açarak,
Açığa vurdum kapak.

At önünde et vardı,
İt, ot yemez ağlardı;

Otu ata yedirdim,
Eti ite yedirdim.

Açtım bir elmas oda;
Dev şahı uykuda

Gördüm, kestim başını,
Dedim, Ey dev nerede?

Nerede Dünya Güzeli?
Dedi, Elinde eli!

Döndüm, baktım. Bir Kırgız
Elbiseli güzel kız.

Durmuş, bakar yanımda,
Şimşek çaktı canımda.

Güldü, dedi, Türk Beyi!
Tanıdın mı geyiği?

Kimse, beni bu devden
Alamazdı. Ancak sen,

Kaya deldin, dağ yardın,
Geldin, beni kurtardın.

Ah o imiş anladım,
Sevincimden ağladım,

Dedim, Turan Meleği!
Türkün yüce dileği!

Yüz milyon Türk bu anda
Seni bekler Turanda.

Haydi, çabuk varalım,
Karanlığı yaralım;

Sönük ocak canlansın,
Yoksul ülke şanlansın

İndik, iti okşadık,
At sırtına atladık.

Geçtik nice dağ, kaya,
Geldik Demirkapıya.

Kapanması, çok yıldı,
Açıl! dedim, açıldı.

Yol verince gizli yurt,
Aldı bizi Bozkurt,

Kaf Dağından geçirdi,
Türk Eline getirdi.


23 Nisan İlkokulu Uşak... Sevgili öğretmenim Nimet Selanik'in anısına....

 
Toplam blog
: 90
: 875
Kayıt tarihi
: 19.05.07
 
 

 Ama hayatın farkındayım. Hem güzel, hem acı. İyi midir farkında olmak? Yoksa iyi midir farkında ol..