Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '08

 
Kategori
Siyaset
 

Amazon kadınları ve Atlantis ?

Yıllardan beri “Amazon Kadınları” Karadeniz kıyılarında arandı, “Kayıp Şehir Atlantis” de Çanakkale Boğazı civarında arandı. Ama, bir türlü tarihi izleri ve kalıntıları bulunamadı. Arada bir, aklı esen birinin gösterdiği adresler, didik didik arandı, bugüne kadar da; zaman ve para kaybından başka hiç bir şey elde eden de olmadı…

Bendeniz tarihçi veya bilim adamı değilim. Asla ve kat’a bilgiçlik de taslamayarak; bu konularda merakla okuduklarımız, duyduklarımız ve adı geçen medeniyetlerin çevre özelliklerini beynimizde harmanlayıp, kapasitemiz nispetinde mantık yürüterek; bilimsel olarak bir işe yaramasa da, sadece naçizane düşüncelerimizi sizlerle paylaşmak istedik, hepsi bu…

Öncelikle, şu ‘Amazon Kadınları Devleti’ni bir düşünelim:

Tarihçilerin anlattığına göre; Amazon Kadınları başında bir Ana Kraliçe vardır. Savaşçıları, kale korumaları, habercileri, her türlü işi yapanların tümü kadınlardır. Erkeklerin hiçbir söz hakları ve üretime katkıları yoktur. Ergenlik çağına gelen tüm erkekler, sağlıklı nesiller için, sadece kadınların “üremelerinde, hamile kalmalarında kullanılırlar” ve ardından, “boşuna beslenmeyip, çoğalıp da güçlenmesinler” diye öldürülürlermiş. Savaşçı kadınların, “rahatça ok atabilmeleri için, sağ göğüsleri kesilirmiş” diye anlatılır…

Şimdi sadede gelelim:

Muğla” adının anlamının; “Kadınlar Ormanı” demek olduğunu, artık Prof. Dr. Şadan Gökovalı hocamızdan öğrendik…

Amazon Kadınları’nın yaşantısına bakıyoruz; tıpkı bir “Balarısı Kovanı” yaşantısı gibi… Çünkü, balarılarının başlarında da bir dişi “Arı Beyi” yani, “Ana Arı” vardır, hepsi de ona ölümüne bağlılardır. Bal için çiçek tozu toplayan, kovanı bekleyip-koruyanlar, bal ve yavru kurtçuklar için peteği yapanlar da, “İşçi Arı” denilen “Dişi” arılardır!.. Erkek arılar ise, oğul verme zamanında sadece Ana Arı’yı döllerler ve kovana dönüşlerinde de, ‘boşuna bal yemesinler’ diye, “işçi-dişi arılar” tarafından hepsi kovan ağzında öldürülüp, atılırlar!..

Türkiye’nin en çok bal üreten ve arı kovanı çok olan yeri neresi? Bizim Muğla değil mi? Bu ‘Amazon Kadınları’ da, neden burada yaşamış olmasınlar ve niye burada aranmasınlar ki!?

Kayıp Şehir Atlantis; İngiliz araştırmacı Colin Wilson tarafından “Alt Akdeniz’de, Kıbrıs kıyılarında” aranıyor. 19. yüzyılda da, ABD Parlamento üyesi İngnatius Donelly ortaya bir görüş atmış ve yazdığı kitapta; “…Atlantis’in yok oluşu, onların çok günahkâr bir toplum haline gelmesinden dolayıdır! Gittikçe ahlâken yozlaşan Atlantislilerin birden yok oluşu, Tanrı’nın onlara verdiği bir cezaydı…” diyor… Kitapta ayrıca; Atlantislilerin ateşli silahlar kullandıklarını, kâğıdı kullandıklarını, astronomide çok geliştiklerini, metalleri eritip, şekil veren ilk insanlar olduklarını ve Mısır’ın en büyük ‘Sfenks’inin de, M.Ö. 7.000 yıllarında onlar tarafından yapıldığını anlatıyor. Yerseniz tabii…

Herkes de biliyor ya; çok zengin oldukları söylenen Atlantis Kayıp Şehri bulunursa, paha biçilemez değerdeki hazine de ele geçmiş olacak. Bunun için her ülkenin iştahını kabartıyor! ABD donanmasının, bu şehri araştıranlara çok büyük teknik ve lojistik yardımda bulunduğu ve elde edilen raporları sır gibi sakladıkları da, uzunca zamandır sıkça yazılıp-çiziliyor…

Yüzlerce deniz içi mağarasının girişine sahip, devasa ormanlıklarla kaplı ve Fethiye’de bir de “Saklı Kenti” bulunan Muğla kıyı şeridinde, bu ‘Kayıp Atlantis Şehri’ niye aranmasın ki?

Tarihçiler ve araştırmacılarımız, lütfen bu önerilerimi “ukalâlık ve bilgiçlik” olarak değerlendirmesinler sakın!.. Hiç mantıklı geçerliliği yoksa da, unutun gitsin!..

Hani, siyasilerimiz sık sık; “Konuşan Türkiye İstiyoruz!” der dururlar ya? Hani, her insan kendi yöresini beğenir; anaç Kargalar da, kendi yavrularını birer “Kuzgun Yavrusu” gibi görürlermiş ya? Belki de boş bir zamanımda, benim de böyle zırva iddialar üretme hastalığım nüksetti de, bunları ondan yazdım, ne bileyim ben!?

Düşüncelerimde birazcık gerçeklik payı ve mantık varsa, tarihçilerimiz ve araştırmacılarımız kolları sıvasınlar da, bu buluşları bari elin yabancılarına kaptırmasınlar diyor, hepinizi tarihe önem vermeye davet ediyorum. Bilirsiniz ya; geçmişini bilmeyenin, geleceği de olamaz…

Sakin KOŞAR...

 
Toplam blog
: 191
: 753
Kayıt tarihi
: 09.08.08
 
 

16/07/1951 Bozüyük / Yatağan / Muğla doğumlu, 1970 Isparta - Gönen mezunu, 1986 Anadolu Üniversit..