Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

E. Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Öztürk

http://blog.milliyet.com.tr/emeklibirsubay

01 Eylül '09

 
Kategori
Güncel
 

Anadolu cennet de, ya içinde yaşayanlar?...

Anadolu cennet de, ya içinde yaşayanlar?...
 

Gecenler de bir arastirma yapmislar. Turkiye Cumhuriyeti Vatandaslari'nin yuzde bilmem kac kusuru mutsuz. Hayatlarindan memnun degil. Baskalarini da sevmiyorlar ama; yine de buyukce bir cogunluk, firsat bulsa, yurtdisina kacacak!

Peki; yurtdisinda ki insanlarimiz mutlu mu?

Mutlusu da, mutsuzu da vardir. Ama benim on kusur yillik gozlemim; bir turlu kendimize ve gecmisimize ne saygi, ne de sevgi duymayi beceremeyiz.

Bilirim; Washington'da gorevli, Turkiye Cumhuriyeti'ni temsilen degisik kurumlar tarafindan gonderilmis Turkler, birbirlerini uzaktan gorunce yonlerini degistirirler!

Birazcik bir araya gelmeyi, birbirimizle gorusmeyi, karsi tarafin zaaflarimizi bulacacagi bir mekan olarak degerlendiririz. Korkariz birbirimizden! Kacariz birbirimizden...

Baska?

Diyelim ki; bize tesettur kiyafetli birinin resmini gosterirler, hemen savunmaya geceriz.

- Bu aslinda tarafsiz bir fotograf degil! Bizim plajlarimizda karilar, Amerikadan daha cis ciplak dolasirlar!..

Gulumseyip, 'dogrudur' diyemeyiz.

- Dogrudur ama; bizim kari memlekette de bakin boyle giyinirdi. Biz Anadolu'yuz. Kapalisi, acigi, testturlusu, mini eteklisi. Biz genc bir demokrasiyiz. Biz ogreniyoruz...

Diyemeyiz.

Gece Yarisi Ekspiresi filmini gosterirler. Sorarlar? Kizariz, kizararak.

- Daha da beteri var. Ama duzeltiyoruz. Yavas, yavas. Bakin sizin Teksas'da olum cezasi var. Tavuk gibi adam asiyorsunuz. Biz; daha dun, idam cezasini kaldirdik!..

Diyemeyiz.

***

Birbiimizden de cekinir, utaniriz!

Neden birbirimizden bu kadar cekiniriz?

"Ulan bana bunlar kiro, Laz, Kurt, Kizilbas, Konyali, Cingene, onu, bunu derler..." diye mi?

Yoksa; nasil geldin, niye geldin diye sorgu suale baslarlar korkusu mu? Yoksa; esin musluman oldu mu, diye sorarlar diye mi?

...

Ne ise, birbirimiz den kacariz.

Halbuki; Zeki Muren'i hepimiz dinleriz.
Halbuki; hepimiz, bir Turk Bakkali bulup, visne receli ismarlariz.
Halbuki; hepimiz, bogaz da bir balik ekmek yemegi ozlemisizdir.
Kiro da olsak, tahsilli de olsak, ayran ve etli ekmek burnumuzda tuter.
Hepimiz kariya kizdigimizda oramizla kufrederiz.
...

Ortak yanimiz, ortak olmayan yanimizdan coktur.

Ama; kendimize, kenarindan kosesinden yakin saydigimiz dostlar arariz:

"Bizim gibi esmerdir, bizim gibi kiskanctir, bizim gibi bir pire icin yorgan yakandir, bizim dolmadan yerler, pilavlari da bizim plava benzer, muzikleri? Aynen bizim gibi. Vallahi bizim erkeler gibidir. Billahi bizim karilara benzerler!..."

Iyi hos da, taklitleri ne bu kadar yakinlik, aslindan neden uzak dururuz?

Gurur duyulacak birseylerimiz mi yoktur? Bizim Falanca'da Oskar'da odul aldi, diyemedigimizden mi, birbirimizden utaniriz? Ronensas'da biz de murakkebi bulmustuk mu diyemeyiz? Neye utaniriz? Atalarimizdan mi? Hapishanelerimizden mi? Gobek dansindan mi? Neye utaniriz?

1980 yilinda Almanya'ya kursa gidiyoruz. Italya'nin Milano Havaalaninda, bir Yuzbasimiz, hem de benim gibi kara kuru degil, beyaz, Avrupai tipli bir Yuzbasimiz, birseyler alacak. Kasiyer kizla bir turlu anlasamiyor. Genc ce bir bey araya girip yardimci olmak istedi.

-Parlo de firans?

-Dogrusu bu mu bilmiyorum. O dogrusu ile, Firansizca biliyor musunuz, diye sordu.-

Bizimki kafasini hayir anlaminda salladi.

Almanca sordu. Ih mih? Almanca biliyormusun? Hayir.

- Du yu sipik inglish? Ingilizce? Hayir.

Adam bizimkinin suratina galiba bir on saniye kadar dikkatle bakti. Sonra sordu:

- Abi sen Turkmusun?

Sorulari soran genc adam Almanya'nin Luftansa Hava Yollarinda Ucak Muhendisligi yapan, sarisin genc hanimlarla Italya'ya tatile gelmis, Anadolu'lu bir iscinin ogluymus!

***

Benim gibi buraya -Amerikaya- gelmis arkadaslarimiz var. Merhaba demeye urkuyorlar. Acabalar kafalarda o kadar cok ki, kotu tecrubeler o kadar fazla ki, birbirimizden kaciyoruz.

Cok degil, bir yil kadar once, Kanat Internet'te birileriyle, Amerikada ki Turklerle, sohbet ediyor. Bir bagirtiyla yerimizden sicradik. Telefonda bagiriyor.

- Oyarim ulan seni!

Ulan gecenin bu saatinde oyacak hangi Turku buldu, diye firladik. Karsi tarafa laf yetistirmeye Turkcesi de yetmemis. Oyarim, koyarim diye yirtiniyor. Aldim telefonu elime. Karsidan bir sessizlik. Sonra; 'alo!...'

- Hayirdir, dedim.

Abi, dedi. Iyi iyi yaziyorduk. Senin ki telefonumu istedi. Simdi de kufur ediyor.

Birbirimizi sevmemiz lazim.

Nasil mi?

Once kendimizi sevmekle baslayalim.

Derlerki butun insanlarin DNA lerinin yuzde 99.8 ayniymis. Rakamlar uzerinde durmayin. Iki asagi uc yukari, yuzde doksan kusurumuz ayni. Geriye kalan farklarimiz; dilimiz, dinimiz, disimiz, kulturumuz, sevdiklerimiz, nefretlerimiz, su, bu... Dusunun, Anadolulu insanlarin benzerligini? Su bile yuzde 99 saf degil. Ayni topraklarda yetismis bizler, nerdeyse yuzde doksan dokuz, biziz.

Bizi sevmeyi ogrensek, birbirimizi sevecegiz.



Not:

Epeyce once yazilmis bir yazi. Gunun anlam ve onemine uydugu icin yeniden yayinliyorum.
 
Toplam blog
: 798
: 2506
Kayıt tarihi
: 25.07.06
 
 

Harp Okulu 1974 mezunuyum. 1983'de Kurmay Subay olarak mezun oldum. 1987 yılında Silahlı Kuvv..