Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '09

 
Kategori
Siyaset
 

Analiz: İzzetlerini fukara sofralarında alıp, zengin sofralarında bırakanlar

Analiz: İzzetlerini fukara sofralarında alıp, zengin sofralarında bırakanlar
 

Bu seçimleri tarih yazacaktır. Hem de kazıyarak.

Oy sandıkları çalındı, elektrikler söndürüldü, oy çalan birisi linç ediliyordu türünden söylemler, velev ki bunlar doğru, yine de unutulup gidecektir.

Unutulmayacak olan;

Tüm gerilmelere rağmen bu ülkenin insanlarının vakur bir şekilde oy vermeye gitmesi, sandık başında dahi oy vereceği partiyi söylemesine rağmen hiçbir tepki çekmemesidir.

Din olgusunun ortaya çıkarılmaması, dolayısıyla karşıt görüş olarak laisizmin bayraktarlığı yapılmamasıdır.

Vatandaşların siyasetlere inanç ölçekli değerlendirme yapmamaları, vazgeçemeyecekleri hayat tarzları ve ekonomik duruma ilişkin düşüncelerini sandığa yollamalarıdır.

Bu bağlamda, siyaset ulvi dünyalardan gerçek hayatlara yönelmiş, konular genelden yola çıkarak yerelleşmiştir.

Askerin demokrasiyi muhtıralaması ile siyasetçinin oyları türbanlaştırması temeline yönelik insan safarisi yerini, Batı ülkelerinin demokrasi yoluyla elde ettiği nimetleri “bende isterim bende” diyen toplumun şarkısına terk etmiştir.

Dolayısıyla asıl sorunları örten gerilim ve mağduriyet temelli siyasetler sahiplerine iade edilirken, öne çıkan işsizlik ve yoksulluk üzeri denenmesine rağmen, kömür veya beyaz eşya ile örtülememiştir.

Ne değin yukarı çekilmeye çalışılırsa çalışılsın konuları söz dalaşı değil, yaşanılan koşullar belirlemiştir.

***

16 saat işçi çalıştıran kuruluş yetkililerine, kaç kez hacca gittiğiniz kimseyi ilgilendirmez, çalıştıramazsınız söylemi ile yaklaşan partinin sol bir parti olmadığını söylersek, demek istediklerimiz daha iyi anlaşılacaktır.

Bir yanda insanları sınıflayıp kategorize eden bir sol anlayış, öte yandan durakta otobüs bekleyen fakir başörtülü ile lüks arabalı başörtülüyü birbirinden ayıran felsefi bir yaklaşım.

Bütün samimiyetiyle AB’ye karşıyım diyen ancak onun değerlerinin ötesinde bir anlayışla siyasete yüklenen bu düşünce yapısı, bahse konu seçimin ana özelliklerinden biri değil miydi?

“İzzetlerini fukara sofralarında alıp, zengin sofralarında bırakanlara” nasıl bir çılgın mesajdır bu?

Ya Başbakanın krizin teğet gittiğine ilişkin söylemi karşısında ana muhalefetin vakurlu direnişi…

Yine başbakanın öneriniz varsa söyleyin sözüne karşılık, “önerilerimizle düzlüğe çıkacaksın” şeklindeki amaçsız klasik muhalefet anlayışının bir kenara itilip, maddeler halinde önerilerin sıralaması… Bitmedi.

Başbakanın da birçoğunu uygulaması…

***

Artık büyük kentlerin varoşları muhalefet sandıklarındaki yerlerini almıştır.

Hayat tarzı deyince büyük uygarlıkların oluştuğu kıyı bölgelerinin içten direnişi gözden kaçırılmamalıdır.

Ayrıca, ekonomi ve işsizlik söz konusu olunca varoşların sadaka siyasetine pek de prim vermedikleri görülmelidir.

Özetle bu seçimlerde din-laisizmin söylemleri yerini emek-iş söylemine terk etmiştir. O terk etmiştir ama demokrasi yeniden filizlenmiştir.

***

Güneydoğu’ya gelince…

Irka dayalı feodal düşünce yapısında direnmektedir. Açılım ve reformlar sıfır noktasına değin sürdürülse bile ‘son dönem ağalarının’ yerleri sağlamlaşana kadar durum devam edecektir. Belki çözüm tam buralarda bir yerlerde aranmalıdır. Öte yandan bu seçimlerle, aday gösterilmesi yerine ceketin konulmasıyla alınacak yerler olmadıklarını da kanıtlamışlardır.

***

Ana muhalefet, denizlerden karaya çıkmıştır. Muhtemelen harekât, ülkenin içinde bulunduğu şartlara koşut, öncelikle iç kesimlere doğru yayılarak genişleyecektir. İspanyol solu benzeri bir yapılanma ile en fazla iki sene içerisinde Güneydoğu’yu sarmalaması bile mümkündür.

***

İktidar, ekonomik koşullar derinleşmeden ülkeyi seçime götürecek koşulların oluşmasını bekleyecektir. Özetle seçim muhalefetin değil, bu aşamada iktidarın kullanacağı bir silah konumunda olacaktır.

***

Son olarak, muhalefetin aldığı alanların AB ile bütünleşmeye çok yüksek denilebilecek oranlarda destek veren bölgeler olduğu da hiç ama hiç unutulmamalıdır.

 
Toplam blog
: 340
: 1591
Kayıt tarihi
: 10.03.08
 
 

Basınla ilgili bir kuruluşda çalışmaktayım. Uzun yıllar basınla ilgili konularda danışmanlık yapt..