Anı

Hepimizin yaşamında okul anıları unutulmaz. Lise 2 nci sınıfta okurken, sınıfımızda bir ayağı aksak arkadaşımız vardı. Bu arkadaş çalışmayı hiç sevmezdi. Yazılılarda kopya çeker, sözlü sınavlarda sıkışınca bayılma numarası yapardı. Bir fizik yazılı sınavında arka sıralarda oturan arkadaşımız, fizik kopyalarını bacaklarına yazmıştı. Bizim öğrencilik yıllarımızda siyah önlük giyerdik. Arkadaşımız önlüğünü kaldırıp, kaldırıp bacaklarındaki kopyalara bakarken, hocamız onu görmüş. Birden “kâğıt, kalemleri bırakın, bu yazılıyı iptal ediyorum, sözlü sınav yapacağım” dedi. Hepimiz şaşırdık. Sınıftan aaa nidaları yükseldi. Hocamız itiraz kabul etmedi ve o arkadaşımızı yanına çağırdı. “Nasıl olsa çalıştın şimdi bana kırılmayı anlat” diyince arkadaş şaşırdı, gevelemeye başladı. Hoca” sana yardımcı olayım şimdi farz etki burada içi su dolu bir leğen var, içine 1 lira attın ne görürsün, işte sana ipucu” diyince biraz da saf olan arkadaşımız “hocam 2 lira görürüm” dedi. Sınıfta kahkahalar yükseldi. Hocamız çok kızdı ve “kızım! Sen boş yere burada bacaklarını arkadaşlarına gösteriyorsun, hiç vakit kaybetme, git evine al önüne su dolu bir kap, at bin lira olsun 2 bin lira, at 100 bin lira olsun 200 bin lira bir meslek sahibi olmana ne gerek var. Otur sıfır” dedi, arkadaş ağlayarak yerine oturdu. Bazı hocalarımız zayıf not verip bizi ağlatırken, espri yapmayı da hiç ihmal etmezlerdi. Batlamyüs adını verdiğimiz Coğrafya Hocamız da aynen Fizik Hocamız gibiydi. Allah rahmet eylesin.

NAHİDE ÇELEBİ