Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

mavi yelken (ESEN ÖZDUR)

http://blog.milliyet.com.tr/esenozdur

12 Aralık '07

 
Kategori
Anılar
 

Anılarla hatırlanan özlem...

Anılarla hatırlanan özlem...
 

'''Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.''

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Atatürk'ü anlamak onu hissetmek onun fikir ve düşünceleriyle yaşamaktır. Tabiki onu görme mutluluğunu tatmamakta biz gençler için büyük bir kayıptır. Ama onu görmesekte onun fikir ve görüşleri bizi onun kalbine götüren tek yoldur.

Onu anlamak, yaşamak bir anıdır.

Şimdi bende anılarda Atatürk'ü yaşıyordum hasret giderircesine...

Ve bu güzel anıları sizlerle paylaşmak istedim, tabiki sizlerinde çocuklarınızla paylaşmanız dileğiyle. Bu derece değerli vatan için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan başöğretmenimizin anılarını lütfen yaşatın ve gelecek nesillere yaşattırın.

KAHRAMAN TÜRK KADINI

17Mart 1923 Tarsus:

Mustafa Kemal İstasyon'dan şehre doğru, bir süre yaya olarak yürüdü. O'nu görmek için sabahtan itibaren yolları dolduran Tarsusluların arasından neşe ile selamlar vererek, ilerledi. O sırada ansızın bir olayla karşılaştı.

Milli Mücadele'deki çete giysili bir kadın, Atatürk'ün yolunu keserek ayağına kapandı. Gözyaşlarıyla şöyle haykırıyordu:
- "Bastığın toprağa kurban olayım Paşam!"
Mustafa Kemal onu yerden kaldırmak için eğilirken kulağına bu kadının Kurtuluş Savaşında cephelerde çarpışmış olan (Adile Çavuş) olduğunu fısıldadılar.

Gözlerinden iki damla yaş düşen Mustafa Kemal, bu güneşten yüzü yanmış kadının elinden tutup ayağa kaldırdı ve ona şöyle seslendi:
- "Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın."

Taha TOROS

ATATÜRK VE ÇOBAN ÇOCUK


ATATÜRK, Antalya'ya giderken yolda verdiği bir mola esnasında bir çocuğun söylediği türkü sesi duyar.Türkü ilgisini çekince türküyü söyleyen kişinin yanına getirilmesini emreder.Atatürk'ün yanındakiler türküyü söyleyen kişiyi bulurlar.Genç bir çoban çocuk türküyü söylemektedir.

ATATÜRK

- Türküyü sen mi söylüyorsun? diye sorduktan sonra

- Burada da söyle de dinleyelim der.

Genç çoban türküyü bitirince Atatürk çocuğu alkışlar ve

- Biis... biis, diye bağırır.

Genç çoban ve yanındakiler anlamayınca ATATÜRK biis' in ne olduğunu izah eder.

- Biis demek, beğendim, tekrar söyle demektir.

Çoban bunun üzerine türküyü tekrarlar. ATATÜRK'te, cebinden elli lira çıkararak çobana verir. Çoban paraya bakar ve

- Biis... biis diye bağırır.


ATATÜRK, bu zeki cevaptan o kadar memnun olur ki, bir elli liralık daha çıkarıp verir ve yanındakilere dönerek o dönemde sürekli Türkiye'ye sataşan İtalyan diktatörü Mussoloni için

- İmkân olsaydı da, Musolini şu sahneyi görseydi ve cevabı işitseydi, hangi millete nutuk
söylediğini anlardı der.

Yürüyen Köşk

Atatürk bir gün Yalovadaki çiftliğe gittiğinde, Köşk'ün hemen yanındaki çıınar ağacının dallarını kesmeye
çalışan bir bahçıvana rastlar . Hemen bahçıvanı yanına çağırarak bunun nedenini sorar.
Bahçıvanın ağacın dalları uzamış ve binanın duvarlarına dayandığı için kestiğini söyler.Atatürk, Bunun üzerine ağacın kesilmeyip binanın yerinin değiştirilmesini emreder. 8 Ağustos 1930 tarihinde önce bina çevresi kazılır. İstanbul'dan getirilen tramvay rayları döşenir.Santim , santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtturulur ve bina yaklaşık 5 m kaydırılır ve ve çınar ağacıda kesilmekten kurtulur.


ASKERLE GÜREŞ

Bir gezisinde, Kolordu binasının kapısında aslan yapılı bir Mehmetçik gördü. Çağırdı ve güler yüzle sordu:
- Sen güreş bilir misin?

Yanındakilerden en kuvvetli görünenlerle Mehmetçiği güreştirdi. Genç asker her zaman üstün geliyordu. Çok neşelendi, ayağa fırladı.

Ceketini çıkarıp Mehmet'e ense tuttu:
- Haydi, bir de benimle güreş!

Katıksız ve temiz Anadolu çocuğu Ata'sının yüzüne hayranlıkla baktı:
- "Atam, " dedi. "Senin sırtını yedi düvel yere getiremedi. Bir Mehmet mi bu işi başarır?"

Gözleri doldu ve ağlamamak için gülmeye çalıştı.

YURDUMUN TOPRAĞI TEMİZDİR

Kral Edvard İstanbul'a geldiği zaman, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayına yanaştı.
Atatürk rıhtımda onu bekliyordu. Deniz dalgalıydı. Kralın bindiği motor, inip çıkıyordu.
İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada, eli yere değerek tozlandı.
O sırada Atatürk elini uzatmış bulunuyordu.
Bunu gören Kral bir mendille elini silmek istediği zaman Atatürk:
-Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez, diyerek Kralı elinden tutup rıhtıma çıkardı.

Böyle değerli ve güzel anılarda buluşmak dileğiyle...

 
Toplam blog
: 146
: 1810
Kayıt tarihi
: 28.08.07
 
 

1983 yılının 15 nisan sabahında açmışım gözlerimi dünyaya, nerde nasıl yaşayacağımı hiç bilmeden.Yıl..