Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '07

 
Kategori
Ankara
 

Ankara' da tek başına

Ankara' da tek başına
 

Sabah 5.20'da otogara gitmek için evden çıkıyoruz. Ezan okunuyor. Sabah ezanı, bir başka hissettirir insana. Dünya hayatını bir kez daha sorgulatır. Müslüman için Allah'ı anma zamanı...

"Ankara'ya 6.00 otobüsü cam kenarı olsun" diyorum. "Cam kenarı yok, 3 numara olur mu?" diyor. "Olur"

İçimden inşallah yanıma oturan hanım teyze olmaz diyorum. Hanım teyzeler bazen çok konuşuyorlar. Oysa ben sessiz bir yolculuk yapmak istiyorum. Otobüste yerime oturuyorum. Babama "akşama görüşürüz" diyorum. Yanımda oturan bayan, öğrenci olduğunu yaptığı telefon konuşmasından anlıyorum. Öğrenci bayan otobüsün hareket etmesiyle birlikte uyumaya başlıyor, seviniyorum...

Yoğun ve yorucu bir gün beni bekliyor, uyku tutmuyor. 3 numaralı koltuk hemen şoförün arka tarafı oluyor. Otobüsü sanki ben kullanıyormuşum hissi veriyor. Gökyüzü, tan zamanı olduğunu gösteriyor. Gökyüzü önce mavimsi grilik sonra turuncu renge dönüşmeye başlıyor. Güneş bütün güzelliği ile doğuyor, ben yolda, uyku tutmuyor...

Ankaray'a biniyorum. Bir durak sonra iniyorum. İşimin çabuk bitmesini umut ediyorum. Uzun bir koşturmadan sonra işim öğleden sonraya kalıyor. Bir cafeye giriyorum. Öğle arası olduğu için kalabalık. Boş olan tek masa var, oraya oturuyorum. Yemeğimi söylüyorum. Yemeği beklerken annemi arıyorum, yemek yemeden önce bir güzel fırça yiyorum. (afiyet olsun bana) "İnince neden aramadın" "unutmuşum anne"

Yemeği beklerken müziğin sözlerine dikkat kesiliyorum. Bayan şarkıcı "yalnızlğı seçtim dokunma bana dokunma bana" diyor. Bendi kendimle konuşarak "evet dokunma bana, yalnızlığı seçtim, yalnızım. Ankara'da tek başımayım" Hoşuma gidiyor yalnız yemek yemek, yalnız oturmak. İnsanları gözlemliyorum. Çoğunluk genç. Üniversite var yakınlarda galiba diyorum. Biz gençler ne kadar çok sigara içiyoruz herkesin elinde sigara var diye düşünüyorum. Yemekten sonra çay istiyorum. Çay da ücretliymiş. Konya'da yemekten sonra çay beleş diyorum kendi kendime sırıtıyorum. Biri fark etse deli galiba diyecek diye hemen kısa kesiyorum sırıtma işini.

15.30'a kadar işimi bitiriyorum. Ankara otogarına vardığımda seviniyorum. Bu sefer annemi arıyorum, otobüse biniş saatimi söylüyorum. 2 kişilik koltuğa tek başıma oturuyorum. Kulağımda müzik, camdan dışarıyı izliyorum. Bu sefer güneşin batışına şahit oluyorum. Güneş, doğuş güzelliğini bu sefer batışında gösteriyor.

Güneş batıyor, müzik dinliyorum ve ben yollardayım.

Kamyoncuların yazdıkları yazılar aklıma geliyor."ÖMÜR BİTER YOL BİTMEZ" İnsan bu yolları takip ettikçe hiç görmediği yerleri görecek. Yolların diğer ucunda bambaşka yaşamları, farklı kültürleri keşfedecek. Diğer yaşamlara çok yakınız aslında. Bir yol kadar uzağımızdalar. Yolun diğer ucundalar...

Kim bilir yolun diğer tarafında ki yaşamları görme hayalimi bir motosiklet yolculuğu ile gerçekleştiririm. Kim bilebilir... Öyle değil mi?

NOT: Buraya yazmak güzel. Yazmaktan vazgeçenlere... Yazmayı bırakmayın...

26.03.2007

 
Toplam blog
: 42
: 4376
Kayıt tarihi
: 16.11.06
 
 

Konya'da yaşıyorum, mühendisim. Ben fazla konuşmayan, daha çok dinlemeyi seven biriyim. Her zaman bi..