- Kategori
- Aşk - Evlilik
Ankara'da Aşk Başkadır
Yakılmış gemilerin direğinde dalgalanıyor aşkın kara sancağı. Anıların yırtılan damarından kan sızıyor içime. Titreyen zamanın bacakları ne kadar ayakta durmaya çalışsa da beyhude, önümde baygın yığılıp kalıyor.
Zamanı ayıltmaya çalışmıyorum, öylece önünde bekliyorum. Şehir zehir yağıyor. Açmıyorum pencereyi, şehre cevap vermiyorum, kan kusuyorum.
Sana küstüm, hayatı acıya böldüm, elimde bu şehir kaldı ölgün. Bu şehir senden bana, yadigar değil intihar. Ankara şimdi anıların boş beşiğini sallıyor. Bana da şehrin ihanetini yazmak kalıyor.
Ben hayatta en çok sana yazmayı sevdim; hatta sana yazmayı senden çok sevdim, şimdi kalemin ucundan boşluğa ağı damlıyor....
1 Haziran! Ankara rüzgarına takılıyor geçmişin kokusu, kapıma dayanıyor hatıran
Ankara'ya yağmur yakışırdı
bir de sen
yüzünde şehrin haritası
ıslak bozkır yeşili gözlerinle
Şöyle bir gülsen
Ne yakışıklıydı bu kent, sen
Sakarya Caddesinde gezerken
Sonra gittin, yağmurlar kaldı
Şehrin bütün giysileri daraldı
Şimdi yağmurlar gözyaşları nisanın
yağıyor yine
yeşertmek için hüznün filizlerini
nisan mevsiminden firar edip
sonbahara sığınıyor
bu şehir bir yere sığmıyor......(5 Nisan)
Beethoven, James Joyce, "İngiliz Hasta", "Anne Karenina", Titanik", George Sand ve Alfred de Musset, tutku, Tunalı hilmi, Sakarya Caddesi, Atatürk Bulvarı, Dost Kitapevi,Loreena mkennitt, Secret Garden, Botanik Parkı; Sinema Metropol, Megapol,Akün, Kavaklıdere, Kızılırmak, Mayıs ayında Beytepe Kampüsü; Duvarda asılı şiirler; İlhan Berk, Nazım Hikmet..Çubuk Barajı, Ahlatlıbel, Kurtboğazı; on yaşındaki kız çocuğu, duvarındaki fotoğraftan bakan zenci çocuğun ışıldayan kapkara gözleri, yağmur, kar ve fırtına, gönderilemeyen mektuplar, sahibine geri verilmeyen emanet mektuplar, dolunay, doğum günü....
+
SEN VE BEN
=
ANKARA
_
SEN
__________________________
MELANKOLİ
=
UÇURUM
+
BEN
___________________________
BOŞLUĞUMDAN FIŞKIRIR FESLEĞEN
1 Haziran 2011