Ankara’nın suyu ve saçlarımız

Bu hafta içinde 3 ayrı eve misafirliğe gittik ve hepsinde de konusu açıldı. Biri Elvankent’te, biri Çankaya’da, diğeri de Bahçeli’de üç evde herkes son aylarda saçlarında dökülme olduğundan sözetti. Benim saçlarım zaten yeteri kadar dökülmüş olduğu için pek farkında değilim.

Bu bilimsel çalışma değil, ancak birkaç gün içinde farklı yerlerde duyduklarımı aktarmadan yapamadım. Bu yazıyı okuyanlar da konu hakkında yorumlarını yaparlarsa daha iyi bir genelleme yapma şansımız olur.

Birşey daha duydum Ankara suyu hakkında. Kimi okullara Ankara suyunun temiz olduğunu belirten yazılar asılmış. Bugünlerde o yazılardan birinin fotoğrafı iletilecek, o zaman paylaşırım. Ancak nasıl bir sorumluluğun altına nasıl girdiklerini düşünüyorlar mı acaba? Bu yazıya güvenip o suyu içen çocuklara yazık değil mi?

Bedava kömür dağıtacağınıza tüm okullardaki sınıflara birer damacana koyun ve temiz su sağlayın. Yalnız küçük bir anımsatmam olacak: Bedava su vereceğiniz çocuklar henüz seçmen yaşına gelmedikleri için seçimlerde oy kullanmazlar.

Uzun zamandır musluk suyu içmiyoruz. Bir süredir çaylarımızı bu suyla yapamıyoruz. Son zamanlarda, pişen yemeklerimizde kullanamıyoruz, makarnayı musluk suyuyla yapamıyoruz. Musluk suyuyla yıkadığımız meyvelerin, sebzelerin üzerinde temiz su geçiriyoruz.

Hiç kimse Ankara’nın suyu temiz diyerek halkı kandırmasın. Ankara’nın suyu kötü. Bunu görmek için akşam musluktan bir bardağa su doldurup rafa koyun ve ertesi sabah bardağın dibine bakın. Hatta çoğu zaman doldurduğumuz anda görüyoruz bunu.

Ankara, 18 Ekim 2008