Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '09

 
Kategori
Ankara
 

Ankara seçmenini sazan yerine koymanın aski faturası

Eski Yeşilçam filmlerinde olmazsa olmaz sahnelerden biridir. Anadolu’dan taşı toprağı altın diye İstanbul’a kopup gelen yurdum insanı üç kağıtçılara paçayı kaptırır.

Üç kart ile oynanan oyunda üçkâğıtçı ”Bul karoyu al parayı” diye kalabalıkları başına toplar. Tıpkı atletizm yarışmalarında tavşan koşucular gibi oyuna ilgi duyanları çekmek, sürüklemek için bazıları formaliteden oynatılıp kazandırılır. Bir koyup üç alındığını gören zavallı yurttaş dayanamayıp oyuna girer ve döngü başlar, soyuldukça soyulur.

Ülkede siyasette böyledir. Siyasetçi konuşur, alkışlayan vatandaş ağzı açık dinlerken Antalya’lı teyze kadar işin arka planını görüp çözmek akıl ve yordam ister. Ancak düşünen ve sorgulayanlar olduğu sürece haksızlıklar, yolsuzluklar ortaya dökülür, sorgulanır.

Düşünen ve sorgulayan ve biat etmeyen yurdum insanı çoğaldıkça kör-topal devam eden demokkrasimtrak rejim evrilip; gerçek anlamda demokratik eşit ve özgür bir Türkiye’ye kapılarını açacak kuşkusuz.

Malumunuz, önümüzdeki yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı. Bende her Türkiyeli yurttaş gibi Ankara’da oyumu kullanmaya giderken aklımı ve bilincimi sandığa yansıtmanın onurunu taşıyacağım.

Yazıma iki farklı tarihte okunmuş aski faturasının fotoğrafını ekleyeceğim ama ne olur ne olmaz diye kısaca her iki faturadaki bilgileri özetliyorum. İlk faturamız 02.12.2008 ile 24.01.2009 tarihlerini kapsıyor. Yaklaşık elli günlük sürede okunduğu ve 25 metreküp su tüketimi bedeli katlandığı için tutarı 82, 41 TL.

Diğer faturamız ise 21.02.2009 ile 19.03.2009 dönemini kapsıyor. Yaklaşık 26 günlük bir sürede okunmuş12 metre küp su tutarı 31.50 TL.

Bu iki faturadan sonuç çıkaracak olursak vatandaş olarak normal koşullarda faturalarımız okunsa fahiş fiyat ödemek zorunda kalmayacağız. Kamuoyunun yakından bildiği üzere aski faturalarından gelen en büyük şikâyetlerde başı zamanında okunmaması çekiyor. Ankaralı’nın dünyanın en berbat suyuna en fazla ücret ödemesinin yolu açılıyor.

Sağolsun Karayalçın daha gelmeden Yeşilçam filmlerinde soyulan vatandaş rolünden bizi kurtardı.

Sadece bu bile Ankaralıya yutturulmaya çalışılan üçkâğıtçılığı artık sandığa gömmemiz gerektiğini anlatıyor. Bürokratlarının servetleri dudak uçuklatan malum şahıs yüzü kızarmadan televizyonlarda fink atarken ısmarlama sorular soran balçık yüzlü gazetecileri görünce aynı türden olduğumuz ve hepimize insan dendiği için utanıyorum!

Önümüzdeki yerel seçim sonucunda dürüst ve namuslu insanların kazandığını görmek ülkemizin geleceğine inanmamızın yolunu açar umarım.

Ankaralı seçmen sazan olmadığını Antalya’lı yaşlı teyze gibi haykırırsa “size oy moy yok!” diye umudun çoban ateşi yine palazlanacak yeni yeniden.

Ankara 20 Mart.

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..