Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Anneciğim, bir kostüm de Mehmet için alır mısın?

Anneciğim, bir kostüm de Mehmet için alır mısın?
 

İçim acıdı, koskocaman bir uğursuz hıçkırık geldi boğazıma oturdu, o hep yaşlanmaya hazır gözlerim sırılsıklam oldu, fakirliğin, o, çırılçıplak bana göründüğü an, karşımda.

Beş yaşındaki oğlumun, devam ettiği ana okulunda, çocuklar için düzenlenen bir yılbaşı partisi vardı. Partide, çocukların, istedikleri kostümleri giyme durumu söz konusu idi. Günlerce, -daha çok eşim olmak üzere- nasıl bir kostüm alsak da, yavru kuş partide giyse diyerek paraladık kendimizi. Gezmediğimiz, dolaşmadığımız hipermarket, çocuk mağazası, oyuncakçı dükkanı kalmadı. Her yerde, tornadan çıkmış ya da seferberlik ilan edilmiş gibi örümcek adam, batman ve süpermen kostümleri arz-ı endam etmekteydi. Üstelik de acayip fahiş fiyatlarla. Hadi parasından da geçtim, her zaman olduğu gibi bu sürü psikolojisi yine tepemin tasını attırdı. Hele bir de bir akl-ı evvel "isterseniz Noel Baba kostümü verelim" demez mi? Yok dedim, o kadar da uzun değil.

Nihayetinde, bizim oğlana, şöyle esaslı bir "efe" kıyafeti ayarladık. Zaten, daha yürümeyi yeni öğrendiği günlerdi ki; en güzel zeybek türkülerinin, muhteşem enstrümantal yorumlarının toplandığı albümümü müzik setine koyar ve karşısında Harmandalı oynar, Çökertme'de toprağa -yani salondaki halıya- diz vururdum ve kendisi de benim çok güzel taklidimi yaparak "hadi babacım, haydi efeleeerr" diyerek çocukça çığlıklar atardı. Yüreğim yağ bağlarken benim, minik zeybeğimle karşı karşı.

Partiden kısa süre önce kıyafetlerini teslim etmek ve fotoğraflarını çekmek için okuluna gittik. Telaşla ve annesi ve öğretmeninin yardımlarıyla giydi kostümünü. Hayatımda gördüğüm en güzel ve en yakışıklı efeydi. Sonra sınıflarına gittik. Yaklaşık yirmi kişilik sınıflarında, abartmıyorum yedi-sekiz tane örümcek adam, ondan biraz daha az batman ve süpermen vardı. Annesiyle göz göze geldik ve iyi ki böyle yaptık diyordu gözlerimiz.

Bu arada, bizim oğlan eşimin yanına sokuldu, yalvaran bakışları ve hassas huzursuzluğu ile ve sesini kısarak "anneciğim, bir kostüm de Mehmet için alır mısın, ne oluuur?" diye inledi adeta. Mehmet, sınıfın bir köşesine çekilmiş, uzaktan seyrediyordu diğer çocukları.

"Eh be dünya", "ah be kader" dedim kendi kendime. Yine çıkarttın tokat gibi acıtan ve irkilten gerçek yüzünü karşıma. O sınıfta, bütün çocukların kostümü vardı, bir tek "Mehmet" gerçekti.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..