Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Annem'e..

Annem'e..
 

Alıntı


Küçücük ellerimle parmağını ilk tuttuğum günü hatırlıyor musun anne ? Ya sana ilk "Anne" dediğim günü ? Beni yıkarken ellerimle gözlerimi kapatırdım yanmasın diye. Şimdi olduğu gibi şampuanlar yoktu güzel anneciğim. Hacı Şakir'in beyaz , kokulu sabunları vardı.

Sonra , saçlarımı tarardın okula giderken, iki örgü yapar uçlarına da beyaz kelebek şeklinde kurdeleler takardın . Siyah saten önlüğümün üzerine taktığın kolalı, uçları fistolu beyaz yakalar nasıl da boynumu acıtırdı bir bilsen?Yanaklarıma lavanta kolonyası sürer, " Allah zihin açıklığı versin." deyip gönderirdin. Bahçenin kapısına çıkar el sallardın. Kıpırdayan dudaklarından anlardım arkamdan dua okuduğunu. Hatırladın mı anneciğim.?

Önceleri ders çalışıyorum, sonrası işe gidiyorum diye hiç iş yaptırmazdın bana. Sonra da "Bu kız evde kalacak. Evlense de ikinci gün geri gönderecekler. Bir yumurta kırmayı bilmiyor." diye hayıflanırdın. Şimdi değil yumurta kırmak sana dolmalar sarıyorum değil mi güzel annem ? Hiç unutmuyorum bir çamaşır yıkama günüydü. Yaşım 9. Bahçede renkli, beyaz çamaşırlar ayrılmış, leğenler çıkarılmış, kazanın altı yakılmış içine de - soda- konulmuştu. Bana çorapları vermiştin yıkamam için. Bir taraftan kendin kocaman çarşafları elinde yıkarken bana da gösteriyordun -şöyle çitileyeceksin- diye. Nerden bilecektin ki bu gün o işleri makinelerin yapacağını ? 2 su yıkadıktan sonra, kaynayan kazanların içerisinde kaynatırdık çamaşırları. Sonra çıkartır durular, son suyunda da -çivit- lerdik. İşte o son suda mavi renkli çivit ile oyun oynadığım için -kulağımı çekmiştin- hatırladın mı annem ? İyi ki de çekmişsin. Sonrasın da hiç bir işi yaparken dalga geçmedim...

12 yaşımda kıyafetlerimi kendim dikiyordum. Sana baka baka öğrenmiştim. O narin parmakların benim kıyafetlerimin üzerinde dolaşırken heveslenmiş, bir anneler günün de sana diktiğim eteklik ile sana sürpriz yapmıştım hatırladın mı güzel anneciğim ?

Umudun, sevgin, mücadeleci ruhun, sesin, nefesin, hoşgörün bana hep destek oldu, yüreklendirdi. Dik durdum sayende..

En iyi arkadaşım sendin annem. Her şeyi sana anlatır, senle paylaşırdım. Sır saklayan bir tek sendin .
Yanlışta yapsam hatalı da olsam -yargılamazdın.-. Dinler , gözlerimin içine bakar "Sence doğru mu yaptığın ?" derdin. Bakışından anlardım söylemek istediklerini.

Bana söylediğin bir söz hayatıma rehber oldu. "Karşında ki kim olursa olsun. Evladın, eşin, arkadaşın. Kendinden nefret ettirme." Nefretin olduğu yerde sevginin olmayacağını anlatmaya çalışmıştın.

Şimdi, yılların yorgunluğunu taşıyan, küçülmüş, derileri buruşmuş ellerin avuçlarım da öpüyorum onları.

Bildiğim her şeyi sen öğrettin bana. Senin gözünde halen - küçük kızın- olsam da, hayat beni de sen kadar olgunlaştırdı annem.. Şimdi benim de ellerim, oğlumun avuçlarının içerisinde küçücük kaldı..

Sana nazlandığım, şımarıklık yaptığım günleri çok özlüyorum anne... Senden başka hiç kimseye yapamadım annem.. Başımı dizlerine koyduğumda hala saçlarımı okşarsın.. Sarıldığımda koklayarak öpersin. Telefonlar da belli etmemeye çalışsam da sesimden anlarsın nasıl olduğu mu. Senden başka hiç kimse saçımı okşamadı anne..

Annem, canım benim. Bilmeden seni kırmışsam beni affet. Sana anlatmadığım, anlatamadığım şeylerden ötürü seni üzmüşsem beni bağışla. Senin doğruların - en doğruymuş- .Bu gün bile o doğrularla yetiştirdiğim oğlum, güzel bir evlat, iyi bir insan oldu. Sana binlerce teşekkürler annem.

Her gün senin günün, her gün bizim günümüz.. Anneler gününü özel kılan - sene de bir gün , hediye ve hatırlanma - ise eğer , sana yüreğimde ki sevgimi sonsuza kadar , ilgimi nefesimin yettiği yere kadar vermek istiyorum kabul et annem..

Küçük kızın, torunun ANNESİ..
 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..