Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ekim '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Apartmanda inek beslenir mi ?

Apartmanda inek beslenir mi ?
 

Biliyorum, akıllara zarar ve inanılmaz derecede evlere şenlik bir durum ama vallahi de billahi de doğru. Söz konusu olan, sevgili yurdumun müstesna insanı olunca; altı katlı apartmanın, en üst katında, iki tane kocaman inek ve yedi sekiz tane de horoz-tavuk beslenebilir, bunların bir güzel sütünden, yumurtasından faydalanılabilir.


Apartmanımız, orta büyüklükteki kentimizin en merkezi ve değerli caddesi üzerinde; yapıldığı yıllarda özellikle şehrin en modern ve pahalı yapısı olma özelliğine sahip bir binaydı. Yirmi dört dairede ikamet eden komşuların çok büyük bir bölümünün sosyo-kültürel seviyeleri ve ekonomik refah düzeyleri, bilgi-görgü dereceleri, apartman ve kentlilik kültürüne yatkınlıkları eş değer ve yeterli seviyelerdeydi. En üst kattaki, o bir daire hariç...


Allah sizi inandırsın, o komşularımızı da kem gözlerden korusun; bu arkadaşlar, kentin göbeğinde, apartmanın en tepesinde tam iki adet inek ve sayıları mütemadiyen değişen rakamlarda horoz-tavuk-kaz-ördek cinsinden kümes hayvanları beslemekteydiler.


Bizler için, günün herhangi bir saatinde; bir inek möölemesi, bir horozun beylik ötmeleri, bir tavuğun gıdaklaması ya da ördeğin vakvaklamaları son derece sıradan olaylar haline gelmişti.


Hadi kümes hayvanlarını bir nebze olsun anlıyorum da o koskoca, bilmem kaç tonluk süt ineklerini, taa altıncı kata nasıl çıkarmışlardı, bir türlü akıl sır erdiremedim. Asansör desen tekinin bile sığması mümkün değil. Merdiven desen, kasar biraz. Vinç, halat, itfaiye, AKS gibi lojistik çözüm yollarını dahi düşünmüşlüğüm, kafa yormuşluğum vardı o yıllarda. En sonunda kendimi rahatlatmak için “<ı>kesin, daha buzağıyken kucaklarında taşımış, orada besleyip semirtmişlerdir yavrucakları” diye işin içinden çıkıverdim.


Bu arada daha komik bir olay da oldu, anlatmasam olmaz. Bu müstesna komşumuzun hemen alt katında; hayatlarında hiç evlenmemiş, hastalık derecesinde titiz, hijyen saplantılı, doğal olarak problemli, altmış yaşlarında, ikiz kız kardeşler oturmaktaydı. Tabi, tepelerindeki çiftlik evinden, pardon apartman komşularından son derece rahatsızlar. Birkaç defa konuşmayı denemişler, nafile, ayrı dünyaların insanları. En sonunda, durumu ve sıkıntılarını apartman yöneticisine açmaya karar vermişler.


“Ahmet Bey, üst kattan müthiş rahatsızlıklarımız var, biliyorsun malum nedenlerden dolayı. Ayol, sabahın köründe, tepemizde horoz sesiyle uyanmaktan bıktık kardeşim. Lütfen buna bir çare...”


Apartman yöneticimiz de bizim bitişik komşumuz olan, aslen Yörük, çok babacan bir adamdı. Ne diyeceğini şaşırmış ve anladığım kadarıyla durumu bir espri ile yumuşatmaya çalışmış:


“E güzel ablacıklarım. Sizin gibi iki tane tavuğa da bir horoz lazım ama değil mi?”


Hey güzel Allah’ım, sen nelere kadirsin yahu.


@Geçen sene bugün “Çocuklar İçin Grip Aşısı Yetmez”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=10300

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..