Arap bahar rüzgarları içinde terör

Her yiğidin yoğurt yiyişi ayrı, kimi bıyığına bulaştırır kimi sakalına, kimi de ağzını şapırdatır. 

Bireysel farklılıklar genetik olabileceği gibi sonradan kazanma alışkanlıklarla ve çevrenin şartlarına bağlı da olabiliyor. 

Türkiye, otuz yıldan beri farklı iktidarlar döneminde, farklı şekilde PKK ile mücadele ediyor. 

PKK’nın ilk eylemleri siyasi iktidarlar tarafından pek ciddiye alınmadı. Zamanın İçişleri Bakanı tarafından, “Üç beş çapulcu, kendini bilmezin işi, en kısa zamanda bunları yakalayıp adalete teslim edeceğiz. Devlet üç beş çapulcuya fırsat vermez.” şeklinde açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalar Türk halkı tarafından hiçbir zaman benimsenmedi veya böyle sözlere güven duyulmadı. 

PKK, Masum, suçsuz, günahsız kendi halkına yaptığı kıyımla birlikte dünyanın dikkatini çektikten sonra, şiddet eylemlerini güvenlik güçlerine, öğretmenlere, sağlık görevlilerine, bölgede çalışan iş makine operatörlerine yöneltti. Terör gittikçe genişledi ve şehirlere indi. 

Ve açıklamalar devam etti, “Kimsenin kanı yerde kalmayacak, hainler en kısa zamanda yaptıklarının hesabını verecek”. 

Terör örgütü eylemlerine devam ederken, legal olarak kurulmuş bazı siyasi kanatlardan da destek görmeye veya siyasi yapılanmaya başladı. 

Örgüt, terör hareketleri ile baskı, sindirme ve korku vermeyi sürdürürken öte yandan da siyasi yapılanmayı meşru zeminlere taşıdı. 

Açık ve net şekilde izlenebilen oluşum, görmezlikten gelinerek problem çözümü ötelendi. 

Otuz yıldan fazla geçen bir zaman içinde çeşitli görüşleri temsil eden iktidarlar geldi geçti. Terör örgütü ile mücadele, kah yumuşak, kah sert zeminlerde devam etti. Bir döngü içinde olaylar bu günlere kadar geldi. 

Şimdi, bardağı taşıran damla ya da sabır sonuna gelinmesi olarak görülen, Türk askerinin yaptığı operasyonlar sınırlarımızı aşarak sürüyor. 

Dış zemin kaygan. Suriye’de iç ayaklanmalar şiddetli. Yönetim yıkıldı, yıkılacak. Libya işi halloldu, Kaddafi kayıp, iki oğlu teslim. Başkent Trablus düştü ve tamamen muhaliflerin eline geçti. 

Arap Baharı sürerken terör rüzgarları bakalım Türkiye’yi nereye taşıyacak? 

Her yiğidin yoğurt yiyişi başka, dünyanın siyasi koşulları değişiyor. Değişimi ve yumuşak zemini algılayabilmek büyük ustalık ve maharet gerektiriyor. 

Zaman içinde başa dönüşler, şu değişen, çıkar dünyasında ne değiştirecek? Hüseyin Seyfi