Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '06

 
Kategori
Haber
 

Artık sizinle çalışmak istemiyoruz!

Artık sizinle çalışmak istemiyoruz!
 

Budur... İnsanın artık bir makina kadar değeri yok dediğim zaman bana "Aaaaa... Olur mu canııım? O ne biçim lakırdı öyle?" diyenlere cevabı bir Amerikan şirketi verdi. Ben sadece aktarıyorum. Şöyle düşünün bir şirketin çalışanlarından birisiniz. Bilmem kaç yıl ya da aydır orada çalışıyorsunuz her neyse. Bu şirket için emek veriyor karşılığında ailenizi besliyorsunuz. Sıradan bir gün başlıyor, gelip masanızın başında her sabah yaptığınız gibi bilgisayarlarınızı açıyorsunuz ve elbette e-postalarınıza bakıyorsunuz öncelikle. Süpriiiiiz!!! "Şirketiniz size bir e-posta yollamış. Hay Allah doğum gününüzde değil. Yoksa bir ikarmiye ya da maaşınıza zam mı aldınız? Belki de yeni bir uygulamadan haberdar ediliyorsunuzdur. Şu klasik şirket e-postalarından biri olmalı. Ne aceba? Açıyor, bakıyorsunuz ve kalakalıyorsunuz. Çünkü ekranınızda şu cümle yazıyor: "İş gücü kısıtlaması programı yürürlüğe girmiş olup, sizin pozisyonunuz ortadan kaldırılmıştır" Nasıl yani? Bunun ne anlama geldiğini sormak için etrafınıza bakıyorsunuz ve bu e-postayı alan 400 şaşkın suratın birbirine bakıtığına şahit oluyorsunuz. O sırada işlerinden olduklarına mı yansınlar, eve nasıl ekmek götüreceklerini mi düşünsünler yoksa kullan-at cinsi bir kağıt mendilden farkları olmadıklarının bilincine vararak hayata olan güvenlerini mi yitirsinler? Kararsızlar. Yoksa hep birlikte makus kaderlerine mi ağlasınlar? E-posta şöyle bitiyor 30 dakika içinde toplanın. Sizden bir an önce kurtulmak istiyorlar. Eşyalarınızı ve kırılan gururunuzu evrak çantanıza doldurup 400 kişilik bir hüzün grubu haline evlerinizin yolunu tutuyorsunuz. Ve yolda giderken nerede hata yaptığınızı bulmaya çalışıyorsunuz.

Şimdi teknoloji ve gelişme insanoğlu içindir saçmalığını bir kenara bırakalım lütfen. Çünkü gören bir göz daha doğrusu bakmayı bilen bir göz pekala bilir ki teknoloji aslında belli bir grup içindir ve geri kalan ise teknolojinin kullanıp attığı kağıt mendillerdir, zerre kadar da değerleri yoktur. O nedenle bir satırlık hızlandırılmış ve toplu halde yollanmış bir e-postayla senin hayatını umursamadan seni kapı önüne koyuverirler. 30 dakika tanırlar ki bir an önce eski artıklarından kurtulsun şirket. Öyle ya yeni bir yapılandırmaya gidiliyordur. Ve bu yapılanma içinde sen eskimişsindir. Tüm eşyalarını toplamalısın, tek bir iz bile bırakmamalısın. Varlığın nasıl önemli olmadıysa hiç bir zaman yokluğunun da bir anlamı olmayacaktır. Yerine yenileri gelecek, onlarda senin yaşadıklarını yaşayacaklardır. O nedenle ortada çöplerini bırakma. Toplan ve git, hiç var olmamışsın gibi.

Sen insan olarak çalışan olarak bir değerin olduğunu düşünmek gibi bir hayale mi kapıldın yoksa? Emek hala bir değer mi sandın? Senin çocuklarının geleceğini, işsiz kaldığın vakit ne yiyip ne içeceğini düşünecekleri mi sandın? Onlar nasıl büyük oldular sanıyordun? Duygusallıkla mı? Elbette hayır? İş mantığı dostum. Sadece iş. Ve sen sadece bir araçsın. Bu nedenle tek satırlık bir e-posta senin tüm hayatını alt üst eden o tek cümle, o büyüklükte bir toz tanesi bile olamaz. İyi şanslar dostum...

BLOG RESMİ: Boris Hudiakov

KAYNAK:http://www.paintingofrussia.com/gallery_artist_all_big.php?id=39

 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..