Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '08

 
Kategori
Sınavlar
 

Asıl özürlü kimdir?

Çalışmaktan usanmadan, ara vermeden çalışmaya devam eden insanlar, sonunda başarırlar.

İnsanlar başarıya ulaşmak için önce mutlaka tüm benliğiyle çalışmalıdır.

Kendinden, zamanından fedakârlık yapmalıdır.

Bir iki olumsuzluğa pabuç bırakmadan, sabırsız davranmadan, sürekli olmak şarttır. Çalışma şartını yerine getirmeyen insanlar başarılı olamazlar.

Başarının anahtarının ne olduğunu, düşünürsek buluruz. Öğrencilerin ve de öğretim adına gündem de ne var? Üniversiteye giriş, öğrenci yerleştirmeleri açıklanalıdan itibaren iki farklı öğrencinin başarısı hakkında, yorumsuz gün yok gibi. İki gencimiz hakkında gün geçmiyor ki haklarında haber olmasın. Birisi Hakkârili, diğeri ise görme özürlü, gözde üniversitelerimizden birine yerleştirilmesinin yankıları devam ediyor.

Her gün ikisi hakkında veya birisi hakkında günlük ulusal basın ve yayın organlarında haberler var. Bir yönden de, bu tür haberler olumlu oluyor. Azim ve gayret adına.

Nesillere örnek oluyor.

Gündemde başarı adına Hakkârili çobanlık yapan, bir kolu olmayan, gencimizin durumu üzerine yorumlar var.

Çoban gencimizi kutluyorum. Gencimize söylenilen sözleri, o da duymuş olmalı ki, cevap mahiyetinde gazetelerde açıklaması vardı.

Kolunun yokluğunun acısını çekmiştir. Senden başarılı öğrenci olmaz gibi mutlaka sözler duymuştur. Sen mi başaracaksın gibi dedikodulara maruz kalmıştır.

Şimdi de kazandığı okula girer ve kayıt olursa, tıp fakültesini bitirince mesleğini nasıl icra edermiş? Eder mi, edemez mi tartışması var? Neden icra edemesin ki?

Niçin tıp okumasın ki, asıl uzuvları olmayanlar ise çalışmayan, tembelliği marifet sayarak, çalışanlara çeşitli soğutucu lakaplar takarak, kafa karıştıranlardır.

Çoban olmak utanılacak meslek değildir. Gencimizin organı görünüşte eksik olabilir. Tıp fakültesinden mezun olunca kendisinin çalışma alanı olabilir.

Nerede çalışabilir, tıp alanında kendine uygun alan vardır. Bizler hemen pozitif olma yerine, olaylara olumsuz bakarız.

Tıp bölümü geniş alanı olan bilim dalı. Neden gencimizin çalışma alanı olmasın ki, azmin elinden hiçbir zorluk kurtulamamıştır. Kendine uygun sınıf bulacaktır.

Bunun gibi dünyada ilklerin örnekleri vardır.

Mesela Everest dağına ilk dağcı olarak, bir bayanın çıktığını umarım bilirsiniz

Bayan ilk denemesinde, Everest tepesine çıkamaz. Yılmaz, usanmaz, bırakmaz ve daima Everest tepesine çıkacağına inanarak yaşar. Tecrübe kazanarak, hatasından ders alır ve ikinci yıl Everest tepesine çıkan ilk insan olur.

Everest tepesine tırmanan ilk dağcı unvanını alır. Devamında ülkesinin yönetimi tarafından da, kendisine şövalyelik unvanı verilerek taltif edilir.

Bayan halinle, Everest tepesinde senin ne işin vardı diyenler mutlaka çıkardı. Bayan olarak, olacak işler yapsana diyen az olmazdı.

Bizim gencimize de etrafı veya çokbilmişle, tıp fakültesini kazansan da okuman zordur diyenler, mutlaka olmuştur.

Bu halinle okusan da, iş bulman zor diyeceklerdir, tüm bu denenlere ve deneceklere hiç aldırma. Kendine inanan genç olarak devam et.

Sende biliyorsun azimli olmak kâfidir. Yanına bir de gayret oldu mu, hiçbir engel senin yükselmene ket vuramaz.

Çalışan insan mutlak surette kazanır. Sende beyanatında belirtiyorsun, tıp fakültesini bitirdikten sonra, tus imtihanlarına girerek, psikiyatrisi olurum diyorsun.

Hatta akademisyen bile olman için engel yok ki.

Belki önümüzdeki altı yıl, içinde neler olacağını kimse bilemez. Altı sene kısa değil, o süreçte teknolojilerin ne sunacağı belli değil. Her gün umulmadık yeniliklerle karşılaşıyoruz. Gelişmeler neticesinde belki öbür elin fonksiyonu da sağlanabilir.

Kim bilir, değil mi?

Gelişmelerin sunacağı nimetler bize sürpriz olmaz. Her saniye sonunda bilgiler değişiyor.

Asıl özürlüler zekâlarını, beyinlerini hakkıyla çalıştırmayanlardır.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..