Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '13

 
Kategori
TV Programları
 

Aşk bir sihirdir.. Dil, din, ırk, renk, hayat tarzı tanımayan, ayırmayan.. Ve Kayıp Şehir..

Aşk bir sihirdir.. Dil, din, ırk, renk, hayat tarzı tanımayan, ayırmayan.. Ve Kayıp Şehir..
 

Yazıya başlamadan kocaman bir özür sunmalı sanırım. Zira söz verdiğim vakitte yayına giremedi bu yazı. Ama bu haftamın şiddetli üşütme, hastalık ve üstüne bir de taşınan işyerinin telaşı sebebiyle geçtiğini belirterek, affınıza ve güzel gönüllerinize sığınıyorum canlarım..

Ve vakit kaybetmeden Kayıp Şehir’in bu haftaki bölümüne bir göz atalım bakalım kalemimizden neler damlayacak sizlerin yüreğine..

Kayıp Şehir, bu hafta adeta beni ekrana çiviledi.. Çok güzel, duygusal ve düşündüren bir bölümdü.. Gerçekten senaryosunu yazana helal olsun dedim.. Oynayanlara bin kez helal olsun dedim.. Kocaman bir alkışı hak ettiler başta belirteyim..

Anneler de hata yapar.. Üstelik en doğruyu yapmaya çalıştıkları anda çoğu zaman.. Bu hafta Meryem annenin hatasının bedelini çok ağır bir sonuçla ödediği bir bölüm izledik.

Meryem’in kızı Seher’i Daniel’den kurtarma çabası, ne yazık ki Daniel’in ölümüyle sonuçlandı. Bir annenin evladını kurtarma çabası, başka bir anne kuzusunun hayatına mal oldu.. Sizleri bilmem ama ben çok üzüldüm Daniel için. Onun gibiler için ağladım. Nasıl hüzünlü bir ölümdü onunkisi.. Seher için yaptığı bileziği vermek isterken, yurdumun sivri zekâlı polisi, silahı var zannedip, vuruverdi Daniel’i.. Üstelik silahını bile görmeden.. Düşünmeden. Oysa memleketini terk etmek kadar, evini, yurdunu, sevdiklerini bırakmak kadar zor olanı var mıdır bilmem. Ama uzun zamandır seyretmediğim kadar yürekli ve yürek burkan bir aşk seyrettim onu biliyorum. Ve bu aşkta beni en çok etkileyen iki nokta var.. Daniel’in temiz sevgisi kadar, Seher’in cesareti ve aşkına sahip çıkması beni çok etkiledi. Seher bütün kardeşlerinden erkek çıktı yemin ederim. Helal olsun dedim kıza.. Başı dimdik, yüreğinin içindekini delikanlı gibi söyledi. Ağabeylerine bir kafa tutuşu vardı ki demeyin gitsin.. O sahnedeki performansı gerçekten çok iyiydi.. Ya Daniel?.. ”Benim yurdum sensin” dedi Seher’e ötesi var mı? Yazarken bile tüylerim diken diken oluyor canlarım.. Bu aşk bu kadar hüzünlü bitmemeliydi diye düşünüyorum. Sanki biraz kısa sürdü hikâyeleri..

Daniel’in ölümüyle Seher’in perişan olması ve dama çıkıp düşünmesi güzeldi. Amma velâkin, Seher’in damda olduğunu nerden bildiniz Kadir ile İrfan kardeşim. Sanki elleriyle koymuş gibi çatıya koştular. Orda güldüm biraz ama konunun hüznü nedeniyle abartmadım. Üstelik Meryem anne aşağıda helva kavuruyordu ve bu gizliden gizliye, Hem vicdan azabını yatıştırmak, hem de Daniel’i aileden biri gibi gördüğünü göstermekti.. Bu arada dikkat ettim de, Seher ile annesinin yüzleri birbirine çok benziyor.. Göz yapıları, yüz şekilleri birbirini andırıyor..

Aynı zamanda kör öldü badem gözlü oldu.. Aman ne severmişsiniz Daniel’de haberim yokmuş. İrfan’ın onu koruyan, yücelten sözleri karşısında gözlerim doldu nerdeyse. Kadir desen öyle. Adam ölmeden önce kardeşinin yanında görmeye tahammülü yoktu, ölünce kahraman oldu başımıza. Zaten hep öyle olmaz mı.. Ancak ölünce anlaşılır insanın değeri.. Ama en güzel cevabı da Aysel verdi İrfan’a.. Ben de senin zencinim dedi noktayı koydu.. Zaten Aysel’in en güzel yanı, doğru ve açık sözlü oluşu.. Hoş, İrfan’da lafın altında kalmadı gerçi.. Daniel, Seher’e koşarken öldü, Sen Beni kapından kırk kez kovdun dedi..

Asıl derdimiz de buydu zaten işte.. Bir hayat kadını ile sıradan bir erkek, ya da bir esmer tenli insan ile beyaz tenli bir insan nasıl bir arada olabilirdi ki… Aşk söz konusu olduğu zaman akan sular dururdu oysa dağlar delinir, gözler ağlamaktan kör olur, ömür boyu hasret çekilir, ama aşktan vazgeçilmezdi.. İşte İrfan ile Aysel, Seher ile Daniel’de aşk denilen, dil, din, ırk, ten, hayat tarzı umursamayan, kibirden uzak, riyadan uzak, sadece yüreğe yakın bir sihrin içine düşmüşlerdi hepsi o..

Bu arada İrfan kendini kurtarıyor canlarım.. Eğer Ethem,yoluna bir taş daha koymazsa, İrfan’ın futbol hayatı gayet parlak görünüyor insanın gözüne…

Gelelim Ethem cephesine.. Cidden gün geçtikçe daha bir itici oluyor Ethem. Son zamanlarda seyrettiğim kötü ama bir o kadar da sevimsiz tek karakter. Malum artık kötü karakterlere mutlaka bir karizma, esprili bir kişilik ya da sevimli bir yön veriyorlar.. Kuzey Güney’in Ferhat’ı, Fatmagül’ün Yengesi, Suskunlar’ın İrfan’ı, Şubat’ın Deli İbrahim’i gibi.. Ama Ethem öyle değil kardeşim. Hem kötü hem sinir bozucu hem sevimsiz..Nasıl oynuyor Uğur Polat. O nasıl performans.. Bayılarak izliyorum onu her ne kadar Ethem’e sinir olsam da..

Ethem Aysel’in peşinde, Aysel İrfan ile birlikte ve fakat yolu nedense Hep Kadir’den geçiyor. Aysel ile Kadirin yolu fazla kesişmeye başladı. Her an bir şekilde karşılaşıyorlar ve zaten kafaları karışık olan iki insanın yakında aralarında olacakları ben tahmin ediyorum da, söylemeye çekiniyorum doğrusu.. Bakalım seyredip göreceğiz ateş ile barut ne kadar daha karşı karşıya durabilecekler..

Aysel demişken, aslında ne kadar iyi yürekli olduğunun farkında mıyız acaba.. Aysel, onun için her kötü düşünen kişiye, iyiliğini bir tokat gibi vurarak cevap veriyor. Bu defa da Seher için koşturdu.. Önce intihar eden Seher’i kurtardı, hastanede başını bekledi ve bu olayı kimseye anlatmayarak Seher’i korudu. Ve kimse kusura bakmasın, bir kez daha yürekten yazacağım bunu… Gökçe Bahadır nefis.. Evet nefis.. Öyle güzel oynuyor ki, kesinlikle ödül hak eden bir performans onunkisi.. Geçenlerde Hayat Devam Ediyor’da Dansöz Sevda rolünde Gözde Kocaoğlu’nu seyrettim. Aralarında inanın dağlar kadar fark var.. Gökçe Bahadır, Aysel’i sindirmiş içine, oynarken de eminim hepimizi inandırıyor.. Bakışı,yürüyüşü, gülüşü şahane.. Saçları şahane.. Kocaman kocaman alkışlar gitsin ona, öpücükler,sevgiler gitsin bizden..

Ama ben illaki takılacak bir yer bulurum kardeşim. Hadi Seher’i hastaneye yetiştirdiniz Kadir ile. Beraber beklediniz onu.. İyi de o soğukta ne beklersiniz yahu.. Buz gibi havada, titreye titreye oturmanın sebebi var mı? Hayır, yani Kadir şefkat gösterecek, Aysel’e ceketini verecek diye benim içim üşüdü resmen.. Hava ne kadar soğuk olsa da, Kadir ile Aysel’in birbirlerine ısındıkları da şüphesiz..

Duygu konusunda şikâyetim var.. Çok tatlı kadın.. Çok keyifli kadın ama bir o kadar da az rolü var.. Ben Duygu’nun esprili, imalı tavırlarına bayılıyorum. Duygu’nun sahneleri artırılabilir, daha çok yer verilebilir, hatta onun hayat hikâyesi de eklenebilir hikâyenin içine.. Eminim daha güzel olur diye düşünüyorum..

Bu haftaki bölümde Sadık beni sinir etti.. Ailenin en zayıf halkası o malum. Adam okumamış, işi gücü de yok..Tamam yaşı küçük ama onun yaşında ev geçindiren gençler var kimi yerde. Tutmuş birde paçayı nasıl kurtarırım diyorsun. Yahu sen bunu diyorsun ama serserilikten başka bir işin yok ki senin. Bu devirde paçayı kurtarmak için çok çalışmak lazım Sadık kardeşim çok.. Çalış didin, öyle gezmekle paçanı kurtaramazsın, ancak paçana kir bulaştırırsın benden söylemesi.. Ve tabii ki Taner Ölmez.. Onu Uzun Hikâye filminde, engelli bir genci canlandırırken gördüğümde, bu çocukta müthiş bir yetenek var demiştim. Ağlayarak izlemiştim orada onu.. Muhteşemdi gerçekten.. Kayıp Şehir’de de çok farklı karakterde yine çok başarılı..

Kayıp Şehir, iyi demlenmiş bir çay gibi.. Hem tüm yorgunluğunuzu alıyor, hem de keyif veriyor.. İzlemeye devam diyorum ve bu haftalık bu kadar yetsin diyorum canlarım. Yeni yazıda görüşmek dileğiyle..

 

Siyah İnci’den sevgiyle…

www.twitter.com/blackpearl42

http://sakaldakerametolsa.blogspot.com/

 

 
Toplam blog
: 55
: 2295
Kayıt tarihi
: 02.12.11
 
 

Kendi halinde bir TV izleyicisi ve yorumcusudur Siyah İnci. Tipik bir akrep burcudur.  Büyük çoğu..