Aşk bir tutku değildir de ya nedir?

Koşullu veya koşulsuz bir ''aşk'ın'' başından itibaren bir tutku olduğunu düşünenlerdenim.

Ama burada karşılıksız bir aşkın tutkuya dönüşmesinden söz ediyorsak bu hastalıklı bir hal değil midir?

Ve sanıyorum bu tür sevmekte belirli aşamaları gerektirir. Önce, koşulsuz sevenin uyarılması gerektiğini düşünüyorum!

Demek ki, kalbin ödül mekanizması kendi içinde harekete geçiyor olmalı ki karşılıksız sevecek kişi, önce duygusal organlarıyla sevmeye başlıyor.. Zaten ilk aşama da bu olmalı... Sonra duyarlılığın peşi sıra bunu pekiştiren çevresel faktörler ve aşık olunan kişinin o aşka değeceğini ima eden toplumsal etkenlerde önemlidir tabii..

Olaya kadın erkek ilişkisi açısından bakarsak da aynı kişi için yarışan başkalarının varlığı mutlaka en tetikleyicidir. Sevginin pekiştirilmesi, kışkırtılması yani kıskançlık gibi.

Nihayet kişi, kendi kendine gelin güveyi olmak dediğimiz arama bulma olayını tutkuya çevirir ve bu tutku da insanı ne derece ve nasıl mutlu eder bunuda yaşayan bilir diyorum!

Sevginin her çeşidini tatmanız dileğimle..

''Melekler yüreğinizden öpsün''


Sabiha Rana