Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '15

 
Kategori
Psikoloji
 

Aşk ezelde bir merhaba idi ki hala odur

Aşk ezelde bir merhaba idi ki hala odur
 

Kaçamazsın nasibinden. Bir akşama üç gönül birliğinde sohbet düştüyse pay, planlarını yapsan da nasibinden yine nasibin kadarını alırsın.
İnan ki iyi insanlar hala var. Hala o yüreğini en derinden titreten, gülümseyişi ve gülümseyişinle o hali midenin arkasında,  kalbinin damarlarında, boğazında tam yutkunduğun anda veyahut iki ciğerinin ortasında iki misketin birbirine vurduğunda çıkan ses misali seni sana, özüne getirenler, özünü hatırlatanlar hala var.
Evet kabul belki çok azlar ve bulunması zor denecek kadar kapalı kutu veya kenarda köşedeler. Ama inan bana can okuyanım, bir tanesi bile bu göz ve ses kirliliğinin olduğu dünyaya bir perde çekecek kadar cana bedeller. O insanı bulun ve ne pahasına olursa olsun asla bırakmayın. Dost başka ama öylesi yürekli bir insanın ortaklığı bambaşka. Aşk başka ama onun aşkı, seni senden mahrum bıraktırmayan cinsten. Temennim hepimizin yollarının hayırlı bir vesile ile o gönüllerle karşılaşabilirmesi. Yüzü nurla parlayan, sesi duyulduğunda etrafını derin bir halkayla saran ve gözünün içine parıltısından bakmaya utandığın, belki de korktuğun ama kendini de yaklaşmaktan alıkoyamadığın.
 
Çok mu sıkıntılı süreçlerdeyiz?
 
Kafamızda karmaşık problemler ve bizlerin arada kalıp bir ona bir öbürüne gidişimiz. Hiç bir şey yoksa da geçmişin yorgunluğu. Diyorum ki derdin dermanı anı yaşamak daha doğrusu anı kaçırmamakta. Bil ki "Geçmeyecek mi bunlar" dediğin her şey geçip gitti. Varsa nasibinde yeni çalkantılar, onlar da geçecek elbet. Hangi beden nihayetinde toprağın altına girmedi ve hangi elleriyle attıkları düğüm Rahman ile çözülmedi? Benliğini, etrafını, insanları kısacası tüm dünyayı şöyle bir karşına alıp, kendi özünü ayrı tutmayı denedin mi hiç... İşin özü ney bunu hatırlatmaya çalışıyorum zira onu bir ucundan yakalayınca, karşına aldıklarının hepsi önünde oynanan bir tiyatro! Mesela otobüste trafiğin o kalabalıklığı tam seni bunalttığında karşı koltukta oturan annesinin boynuna sarılmış bir çocuğun, uyuyuşundaki o masumluğuna, temizliğine gözyaşı döktün mü? Ya da hiç tanımadığın bir insana onun haberi dahi olmadan ardı arkasınca yürürken can-ı gönülden dua ettin mi? Her şeyden sıyrılıp yaprakların hışırtısını dinledin mi mesela hiç! Nemli yüzüne rüzgarın dokunuşuyla sana sarıldığını hissetmeye çalıştın mı... Varlığı zahiri olana enerji tüketmek bizim neyimize. Sonu olana nefesimizi verirsek bizi sonsuzluktan bekleyene verecek neyimiz kalır. Anı yaşa anı yakala ey okuyan! Sıyrıl! Ve seni sonsuzluğun kapısına getirecek tüm güzelliklere dört elle sarıl.
Ya baki entel baki... 
 
Tükenmez Kalem
 
Toplam blog
: 31
: 305
Kayıt tarihi
: 13.12.14
 
 

Psikolojik Danışman ..