Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Haziran '16

 
Kategori
İlişkiler
 

Aşk'ın kahramanı...

Aşk'ın kahramanı...
 

Hiç sormadın. Ne yaşadığımı, nasıl yaşadığımı ya da yaşayıp yaşamadığı mı hiç merak etmedin. Kimim ben? Kimdim seni tanıyasıya kadar ve kime dönüştüm seninle yaşamaya başladıktan sonra hiç bir fikrin yok değil mi?
 
Ne gördü senin gözlerin bana bakarken ve benden nasıl görünüyorsun biliyor musun? Ne severim sana ait olan, ne severim geçmişten getirdiklerimden? Ne seversin, neyi getirdin geçmişinden de geleceğe yürüyemiyoruz?
 
Kim kırdı canını, kim yaraladı seni de kendine saklandın? Beni de kendime sakladın. Oyunu bozup mızıkçılığını konuşturdun. Kim bilir kaçıncı kez benim de içinde bulunduğum oyun arkadaşlarını derinden yaraladın? En güzeli sensizlikle seni yaşatmak.
 
Yalnızım. Umurumda değil yalnızlığım, yalnızlık,  yalnızca dışarıdan görünen yüzüm. Ben bütünlüğünle tamım. Sana rağmen eksik değilim. Bedeninle çıktığın o labirentlerle çevrili yolunda arkanda bıraktıklarından biri olmam sana başarmış olmanın gururunu yaşatsa da ben kaldığım topraklarda, seninle havasını soluduğum gökyüzünün altında sensizlikle mutluyum. 
 
Sen olsan, sen fiilen elini ellerime kenetlesen belki de tüketecektin bendeki tüm limitlerini ve erozyon yaşatacaktın. Aşk kokan sarayımı başıma yıkacaktın. Gitmen de güzel senin. Gidişin de kalışınmış meğer. Sen yürüdükçe değiştirmiyorsun ya kendini, hani sen neysen hep o sun ya, belki de benim için bu hallerin özel yapıyor seni. 
 
Hep başladığın yerdesin. Hep bana kendini anlattığın cümlelerinle anılıyorsun. Benden göründüğün halinden haberin bile yok senin. Saklanabildiğini sanman da çok sevimli. Çok eğlenceli senin bu çaresizlikle kaçışlarına şahit olmak. Varlığınla hayatımı anlamlandırıp, güzelleştiriyorsun sevgili. Var olmalısın.
 
Yalnızım. Bakıldığında hayatıma kuş bakışı sen yoksun. Kaçaklığınla yaşadığını inkar edemez suçlular. Suçlu da denemez ne komik. Kaçak diye adlandırılırlar. Suçunu bildiği için kaçmayı ister kaçaklar. Hiç bir dört duvar, kafes, kutu, sandık ve hiç bir avcı zaptededemez kaçakları hakkıyla yakalanasıya kadar. 
 
Gücün bittiğinde kanlı pençeleriyle bir avcının kucağına teslim olacaksın ya o korkutuyor beni. Tüketecek seni ve yeniden kaçmaya başlayacaksın. Hep kovalanacak, daima kendinden kaçacaksın. Yaşadım sanacaksın. Bu bile benim için keder. Senin huzurun kaçaklıkta gibi görünse de hayatı huzurlu tarafından yaşayamadığının farkına vardığında keşkeli cümlelerin olacak. 
 
Seninle anılmaktan, sana karşı zaaflarımdan bahsedilmesinden, aklımdan zorumun olduğunu düşünülmesinden yorulduğum doğrudur. Her "konuyu kapattım" dediğimde sinsi gülüşlerin fırlattığı ima oklarından yaralandığım da doğrudur. Kendimi hırpalayıp en çok kendi canımı yaktığımda doğru. Bütün bunlar senin varlığın gerçekliğini değiştirmeye yetmiyor sevgili.
 
İşin garibi de sen kendini yok sanıyorsun. Benim hayatımdaki yerine şaşırdığını anlatan cümleler kuruyorsun. Sen de haklısın. Sen hiç ben olup kendini benden sevmedin ki, nereden bileceksin? 
 
Ne dinlersen, ne giyersen, nasıl kokarsan, ne yersen, ne söylersen hepsi benim için en önemli, en sevdiğim biliyor musun? Bilemezsin. Benden kendini hiç tanımlamadın ki. Kendini benim seni önemsediğim kadar belki de hiç önemsemedin ki. Sen aşk ile kahramanlaşansın. Aşk ile destansı oldun. Aşk ile kendini tanımlayamayacağın için kendine aşkla bakman da mümkün değil ki.
 
Sen de haklısın. Kendinin ne hak ettiğini anlaman için hakettiğini yaşamaya izin vermen lazım  ama sen yaşarmış gibi yapmayı sevdiğin sürece buna asla şahit olamaycaksın ki... Nereden bileceksin, ne hakettiğini?
 
Sen böyle kendi gerçeğinden uzak, bana can kadar yakınken, ben sende olmanın tadıyla dolu dolu yaşadığımı hissediyorum. Gerçeğini yaşamanın yolu benim adresime de çıkmamalı, hangi yolda karşılaşacaksan karşılaş da yeterki gerçekten sev, sevil.
 
Yaşa be sevgili. Gerçekliğinle yaşa. Bırak azıcık yansın canın, duvarlarının kırılmasından etrafa saçılan parçalar en derinine batsın. Kırıl dökül ama yaşadım de be sevgili. Benimle ya da bensiz yaşa. 
 
Yaşadığımı hissettirdiğin için teşekkür ederim. Emrine amadeyim...
 
 
Toplam blog
: 158
: 253
Kayıt tarihi
: 22.08.15
 
 

Karşı kıyıdan kendi topraklarına geri dönmüş bir ailenin İstanbul'daki bolca edebiyat kokan evinde ..