Aşk seni aşil tendonundan vurur!

Akhilleus, biz ona Aşil diyoruz, ölümlü bir baba olan Peleus ile bir tanrıça olan Thetis'in oğlu olan yarı tanrıdır. Homeros’un M.Ö. 720’lerde yazmış olduğu on altı bin dizelik İlyada eserininde Achilles yer alır.
Annesi Thetis oğlunu ölümsüzlük nehri Styx'de yıkarken elini suya değdirmemesi öğütlendiği için, onu sol topuğundan tutup suya batırmıştır. Yalnızca oradan vurulursa öleceğine inanılır. Efsaneye göre, öleceğini bildiği halde Helen'i geri almak için yapılan ve en büyük savaş kabul edilen Truva Savaşı'na adının sonsuza kadar anılması için katılmış ve Truvalı prens Paris tarafından tesadüfen, sol topuğundan zehirli okla vurularak ölmüştür. Bu yüzden ayak topuğunda yer alan tendona "aşil tendonu" adı verilir.
Bizim öykümüzde ilgisine gelince.... Her insanın kusurları, zaafları, onları mutlu ve mutsuz eden haller vardır. Bunlar da bizim aşil tendonlarımız, kabul etmesek bile...
AYNA AYNA SÖYLE BANA!!
Yine destanlardan gidersek, üç tanrıça arasında en güzelinin seçilmesi istenir. Hera, Afrodit ve Athena. Güzellik ve aşk tanrıçasının seçilmesine sinirlenen Hera, ömür boyu Truva halkının düşmanı olur.
Gerçekten de kadın cinsinin aşil tendonu kim ne derse desin ''güzellik''tir. Güzelin de güzelinin olduğu düşünüldüğünde karar vermek çok zordur, Truva halkı ne yapsın. Ama güzel olmadığını düşünmek tüm Hera'ları yaralar. Fazla kilolar, ilerleyen yaşlar, yapılmayan sporların neden olduğu elim sonuçlar derken vay Zeus'un haline...
Tıpkı ''ayna ayna söyle bana, benden güzeli var mı dünyada'' sorusunu soran Pamuk Prenses'in üvey annesi belki de yanıbaşınızda....
HESABIM YOK PARAM YOK
Her ne kadar artık kırışık kremlerini erkeklerin de kullandığı bilinse de onların asıl ''aşil tendonu'' para ve statüdür acizane bana kalırsa....
Zengin ama yaşlı olmayı kabullenecek birçok erkek, Tanrı Zeus'un yerine biraz da böyle geçer aslında.... Ne de olsa ''günümüz Hera''ları da kılıç kalkan kuvvetinden çok bunlara değer vermektedir.
Yakışıklılık da aslında biraz mevzu bahistir. ''Erkeğin güzelinin çirkininin olmayacağı'' yargısına en başta kendileri inanmasa gerektir ki, ''Sence Brad Pitt yakışıklı mı?'' sorusunun cevabı ''Benim cinsel tercihim bu değil'' olarak gelmektedir. Bizim de değil beyler ama Megan Fox da güzel Penelope Cruz da...
BİR DE ATHENA SORUNU VAR Kİ...
Bir de her şekilde Athena sorununa gelelim. Yani bilgelik tanrısı... Bu tanrının sahip olduğu bilgelik ve zeka eşit dağıtılmadığı gibi geliştirmek de asıl problemlerdendir.
Ne kadar çok çevrenin farkında değilse o kadar mutlu olan insanoğlu, kendisinin Athena olmadığı vurgulandığında ''aşil tendonundan'' vurulur.
PEKİ AŞK BUNUN NERESİNDE?
Peki aşk bunun neresinde? Ne zaman ki taraflar birbirini mevzu bahis aşil tendonundan vuracak olsalar işte ''AŞK'' bunun tam da orta yerinde.
Eros'un okunu attığı andan itibaren gözleri ''AŞK'' ile kör olan insanoğlu, aşil tendonundan vurulunca, yani bam teline basılınca birden gözleri açılır. Açılmasa dahi on kaplan gücüne erişir.
ELDİVEN....
Prenses ince ve narin ellerini koruyan uzun eldivenlerinden birini çıkarıyor ve aslanların arasında atıyor.
Kim eldivenimi getirirse, onunla evleneceğim.
Cesur şövalyelerin her biri daha önce arenaya, aslanların arasında girenlerin başına neler geldiğini gördüklerinden tereddüt ediyorlar.
Bir şövalye diğerlerinden ayrılıyor, taş merdivenlerden ağır ağır inmeye başlıyor…
“Dehşetle, şaşkın şaşkın bakarken ona herkes
Hiç aldırış etmeden yürüdü genç Delorges,
Götürüp vermek için eldiveni bir sözle.
Bravo sesleriyle gök çınladı o zaman.”
Arenaya giriyor şövalye, şaşkınlıktan hareketsizleşen aslanların arasından alıyor eldiveni, yine ağır ağır çıkıyor taş merdivenleri.
Eldiveni prensesin kucağına bırakıyor.
“Dilber Kunigund ise gülümseyen bir yüzle,
Saadetler vadeden sevgi dolu bir gözle,
Karşılıyordu onu süzerek hayran hayran.
Fakat o eldiveni fırlatarak bu güzel yüze:
Matmazel, ihtiyacım yok teşekkürünüze!
Deyip yürüdü gitti, kızı terk etti o an.”
Kimsenin sevgisini sınamayın diyor Schiller, ben de ekliyorum, gurur denilen aşil tendonuna dokunmayın, kahramanınız ÖLÜR....