Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Aşk tatlısı...

Aşk tatlısı...
 

Acı çekmeden aşk olmaz zannediyoruz ya, onun için bütün şarkılarımız aşk acısını anlatıyor.

Oysa aşkın bence en güzel yanı tatlı tarafı. Hem acısını hem tatlısını yaşamış biri olarak bunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ama mutlu zamanlarda söyleyecek bir şarkı bulamıyoruz.

İsterseniz siz de hafızanızı yoklayın, aklınıza gelmeyecektir. Tek tük bir iki tane varsa da öyle çok cazip değil.

Belli ki acıyla kavruldukça şairlere, bestekârlara ilham geliyor. Zaten aşkın tadına varıldığında da dünya bile kimsenin umurunda olmuyor.

Düğünlerde hep beraber piste çıkıp göbek atılırken söylenen şarkılarımız bile aşk acısıyla yanıp tutuşan insanların öyküsünü anlatır.

Allah belanı versin, Allah seni kahretsin diye eğlenip oynayan bizden başka bir topluma herhalde rastlanamaz.

Uzun yıllar önce Cağaloğlunda bir matbaacı arkadaşım vardı. Matbaacının da bir çırağı. Pencereden yandaki konfeksiyon atölyesinde çalışan bir dilbere gönlünü kaptırıvermiş.

Bizde âdet, sevsen de sevdiğini belli etmiyeceksin, evet yerine hayır diyeceksin, hayır yerine belki diyeceksin filan şeklinde çapraşık bir dil kullanmaktır ya, anlaşamamışlar işte, olmamış, her ne sebeple bitmiş ya da...

Çocuk sabahtan akşama kadar sürekli aynı şarkıları söyler durur, bıktık, usandık artık... "Söyleme bilmesinler bu aşkın bittiğini, Neden beni bırakıp, terkedip gittiğini..." "Bir rüya gibi, bir masal gibi, en güzel çağda aşkımız bitti..."

En güzel şeyler bile çok fazla tekrarlandığında anlamını kaybeder ve insana beklediği hazzı vermez. Ben de artık bu şarkılardan nefret eder hale gelmiştim. Dahası bir matbaacı çırağıyla bir konfeksiyoncu kızın aşkını küçmsemeye bile başlamıştım.

Farkındaysanız yukarıda "uzun yıllar önce" diye bir cümle kurmuştum. Bu beni affettirebilir mi bilmiyorum ama, aşkı birilerine yakıştıramamak gibi bir hataya böyle bir bela ile karşılaşmadan önce düştüğümü anlatmak için bu ifadeyi kullandım.

Oysa aşkın ne yaşı, ne sınıfı, ne milliyeti, ne ırkı, ne dini, ne imanı var. Artık sadece tertemiz bir sevgiye dayalı her türlü aşka sonsuz bir saygı duyuyorum ve bu manadaki bütün âşıkların önünde hürmetle eğiliyorum.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..