Aşk ve karabiber

Aşk dediğimiz olayın tek taraflı olması mı daha etiklidir, her taraflı (çift taraflı) olması mı? 

Ben, plâtonik aşk dedikleri o duygusal durumu sanki daha önemsiyorum. Orada ki aşk kavramı biraz daha gerçekçi gibi… Aslında plâtonik âşıkları da ikiye ayırmak lazım: 

BİR: Âşık olduğunu söyleyip, karşı taraftan ret cevabı alanlar… 

İKİ: Âşık olduğunu karşı tarafa söyleme cesareti dahi bulamayanlar… 

Bu ikinci seçeneğin de kendi arasında ikiye ayrıldığını maalesef(!) söylemek zorundayım: 

a) Âşık olduğun kişi haricinde, arkadaşlarına veya ailesine söyleyenler…
b) Âşık olduğunu hiç kimseye söylemeyenler… 

Başta ki soruyu şimdi soralım: Sizce hangi aşk tipi daha etkilidir? 

Sizi bilmem ama bence, en son yazdığım “b” seçeneği… 

Düşünsenize, aklı havada, fikri oynaşta birine âşık oldunuz.(Allah yazdıysa bozsun!) Öyle bir durumdasınız ki, duman olmuşsunuz. Artık ses kesilmiş, etrafa pasif içici muamelesi yapılmış, hayattan, insanlardan, hayvanlardan, yemekten hiçbir tat almama sürecine gelmişsiniz. 

İçinizde ki kaynayan alevleri kimseye hissettirmemek için o kadar çaba harcıyorsunuz ki, tarifi bir şiirle, bir makaleyle, bir türküyle açıklanamaz. En azından siz o şekilde düşünüyorsunuz. 

Tam da burada benim merak genlerim devreye giriyor: Bu süreç ne kadar sürüyor? Bu kaynayan alevler ne zaman son buluyor? 

Yaş 50 olmuş, çocukları bırak, torunları artık emeklemeye başlamış ama halen söylemiyor o tek taraflı aşkını… 

Olabilir mi acaba böyle bir manyaklık, böyle bir asosyallik? 

Bu tür durumları manyaklık olarak da görmeyebiliriz ama bu nasıl bir duygudur ki, kalıntıları ortada yok… 

Aynı nefes alma-verme gibidir: Oksijeni alırsın, Hidrojeni verirsin. Bu alış veriş olmazsa olmazdır. Hidrojeni vermemek olur mu? Hem de yıllarca vermemek… yıllarca… 

İşin diğer tarafı ayrı bir muamma… Hiç bilmediğiniz biri ya da tanıdığınız herhangi biri size âşık ama sizin haberiniz veya Allah’ın herhangi bir kulunun haberi yok. Ne kadar korkutucu ve ne kadar iç burkan bir olay değil mi? 

Pilavın karabiberini fazla koymakla, salataya hiç tuz koymamak arası bir tatsızlık… Hapşırmak ile tat almama arası gibi bir şey… 

Etrafımız, gizemli tek taraflı âşıklarla dolu olabilir ama bizim dünyadan haberimiz yok.
Merak ettiğim ve aslında cevabını tahmin ettiğim bir soru daha var: Bu gizemli ve tek taraflı âşıkların kaçta kaçı erkek veya kaçta kaçı kadın? 

Feministleri sevindireceğim ama inanın bu konularda “erkekler” her devirde- Hz. Âdem’den beri- mağdurdur. 

Mahir Temur