Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Aşka karşı koyamazsın (3)

Aşka karşı koyamazsın (3)
 

Yaşamış olduğumuz hayatın keşmekeşliği içinde bilmem farkında mısınız ama anlamlı paradoksal ikilemleri de beraberinde yaşarız. İyi, kötü; güzel, çirkin; suç, ceza vb. Hayat bir anlamda, paradoksal açılımların bize sunduğu, varyasyonlardan (değişimlerden) ibarettir. İnsan yeryüzünde Allah’ın halifesi olarak yaratılmıştır Yüce yaratıcı, kendi isimlerinin tecellisini, elbette kullarında görmek ister. Kullarının, kendi ismi tecellilerini de keyfiyet noktasında bilemediğimiz perdeler ardına koymuştur. İnsanın güzellikleri, ihsanı, kemalatı istemesi ve/veya bu vasıfların kendinde bulunması, perdeler arkasında, kudret-i mutlak zatın, her bir sıfatının bizim anlayamadığımız keyfiyet noktasında, gölgesine tutunmasından ibarettir. Kul, bu sıfatların her birine veya kendi fıtri potansiyeli içinde, ilahi inayet olarak, kuluna fark ettirdiği bir pozisyonda, Yüce Yaratıcıya visal (vuslat) olur ve/veya olabilir. İnsanların hastalıklarına derman olmak isteyen bir kul, Allah’ın Şafi isminin bir tecellisi kendinde zuhur edebilir. Bu kişi Yüce Kitabın da mihmandarlığında bu sıfat üzerinden, yaratana apt olur, visal (vuslat) olabilir. Açlık Rezzak ister, hastalık şifa yani Allah’ın Şafi sıfatını ister. Aşk, ta kulda Allah’ın Vedud isminin bir tecellisidir. Paradoksal olarak başlama noktası, AYRILIKTIR. Nasıl ki, açlık Rezzak’ı istiyor, hastalık Şafi’yi istiyorsa, ayrılık da Vedud’ u ister. Vedud sevilen manasındadır. Bir beşeri manada, aslında Aşk’lar ayrılıklarla başlar. Zira ayrılık sevilenin namevcut olduğu halidir. Umulur ki çok kuvvetli beşeri aşklarda bir anlamda, ilahi aşklara yol, yolak olabilsin. Bir anlamda Mecnun’un Leyla’ya olan beşeri aşkı, böyle başlamış, Leyla’dan ayrılmanın verdiği o saf temiz endam ediş, Allah’ın ilahi aşkına mazhar(neden) olmuştur. Günümüzdeki gündelik aşkları bununla karıştırmamak gerekir. Mesnevinin ilk on sekiz beyti, bu anlamda manidardır. 

. Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor, ayrılıkları nasıl anlatıyor: 

. Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan erkek, kadın... Herkes ağlayıp inledi. 

. Ayrılıktan parça parça olmuş kalb isterim ki iştiyak derdini açayım 

. Aslından uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar… 

Yukarıda da dikkat edildiği gibi teması aşk olan Mesnevi’nin ilk 18 beytinin de girizgâhı ayrılıktan dem vurarak başlamaktadır. Ney’in aslı kamışlık, feryadı da teşbih an, aslına dönmek istemesinin nameleri. İnsan kendi rabbine, Ruz-i Elest zamanında, Rabbimizin ‘‘ Ben sizin Rabbiniz değil miyim’’ ? Nidasına Ruhların, ‘’evet sen bizim rabbimizsin’’ demenin, tasdik edilmesi ve bu söze bağlı kalıp kalmamanın, ruhlara ceset giydirilerek yeryüzünde, bir imtihan silsilesinin başlaması ve bu ahde vefanın gösterilip, gösterilmeyeceğinin, sorgulanması ve imtihandan geçme olayının yeryüzünde başlaması… Mevlana ‘da, -Allah doğrusunu en iyi bilir- Âdemoğlunun bu kulluk sürecinde, bütün güzelliklerin membaı, yüce yaratıcının huzurundan ayrılırken, bir ceset olarak yeryüzüne geldiğinde, ondan ayrılmanın verdiği hüznü, Vedud sıfatını istemesinin verdiği yakarışlarla ilahi aşkını başlatır. Mevlana ‘ya göre ayrılığın adıdır aşk. Artık visal(vuslat) başlamıştır. Başlangıçta, bu potansiyeli fark eden Şems, ona yarenlik eder. Yüce Allah, Vedudun tecellisini, perdeler ardından, Şems in sevgisiyle başlatır. Mevlana’yı, Mevlana yapan da Şems dir.02/06/2011 

Tufan Soydabaş..... 

 
Toplam blog
: 6
: 1131
Kayıt tarihi
: 23.04.11
 
 

25.06.1965 Konya'da doğdu, ilk ve orta ve lise yıllarını Konya'da okudu. 1989'da Selçuk Üniversit..