Aşkın öteki yüzü!

Bir çoğumuza göre aşk, karşı cinslerin birbirlerini bir içim su huri ya da boylu poslu yağız delikanlı olarak görmelerinden ibarettir! Oysa saf ve masum bir olay şeklinde algılanan bu aşkın doğuracağı sinsi tehlikeler asla gözardı edilmemelidir!
Öyle ya, hiç tanımadığınız bir kişiye ilk görüşte vurularak bağlanmanın onu her şeyiyle kabul edip hiçbir özelliğini dikkate almamanın alt yapısında ne var? Kocaman bir hiç!

Yani kaşına gözüne yanmak marifetiyle yıldırım aşkı sanılan bir serüven!

Hem de koskoca bir ömür garantili!

Kimi aptal aşıklar daha bu günlerini düşünmeden, apar topar yarını kurarlar çünkü!
Hatta o kısacık süre içerisinde sevdiği kişinin gözlerinde henüz doğmamış çocuklarını bile görebilirler.
Hatta ellerinde baston, dede ya da nine olacakları dönemleri bile!

Onlar için mutluluktan havaya uçmak dedikleri budur işte!
Ve asla bu rüyadan uyanmak istemezler!
Hem tüm bu beklentilerin gerçekleşmemesi için ne gibi bir engel olabilir ki?

Her ikisinin de bir yuvası bir eşi var ya, aranan bulunmuştur ya işte!

Oh oh, kadın hanım hanımcık, ev işleri bilir, yemek biliir..
Nur topu gibi çocuklar doğurur hemde!

Eee oğlanda ekmeğini taştan çıkartır valla!
Akşamları eve eli kolu dolu gelir!

Daha ne olsun?
...................!

Valla benim bildiklerim bunlardan ibaret!!

Pardon ya!

Sahi, bir de yeni moda aşklar çıkmış diye duydumdu!

Geçenlerde gazete de okumuştum, eşlerin aynı zamanda birbirlerinin sevgilisi ve arkadaşı da olması gerekiyormuş galiba!

Aksi halde evliliklerin kısa sürmesi de bu nedenleymiş zaten!

Hani evlilik tercihlerinde eşinizin ruh ikinizin olması konusu falan daha önemli miymiş, neymiş!!!

O halde amman dikkat!

Çünkü evlilik, duygu mantık dengesi içinde düşünülerek karar verilmesi gereken çok önemli bir konudur!