Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '14

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Aslında yaşamak sadece tesadüf

Aslında yaşamak sadece tesadüf
 

TESADÜFİ HAYAT


16 Kasımı 17 Kasım'a bağlayan gece sabaha karşı 04.00 içimde derin bir sıkıntı ile uyandım. Kalbim yerine sığmıyor, aklım sanki dengesini kaybedecek şekilde oluyordu. Evin içerisinde geziniyorum, ışıkları söndürdüğümde adeta kendi iç ışıklarımı da söndürüyorum gibi geliyordu. Eşimi kaldırdım, tansiyonumu ölçmesini istedim. Ölçüm sonucunda 17 - 11 sonucunu görünce, hiç olmazsa devlet hastanesine gideyim, orada dil altı hapı versinler tansiyonumu düşürsünler diye arabaya bindim devlet hastanesinde doğru yola koyuldum. Eşime değerli dostum Ahmet'i de haberdar etmesini, hastanede olacağımı söyledim.

Kısa bir süre sonunda kolumdan kan aldılar, tansiyonuma baktılar 16 -10 olduğunu görünce bir dilaltı hapı birde kalçadan iğne yaptılar, beni oksijen tüpünün olduğu acil müdahale ve gözlem odasına aldılar. Kan tahlillerimi Ahmet labaratuvara götürdü bu arada ezan okunuyordu. Ahmet'e sabah namazına gitmesini işimdilik merak edecek bir şeyin olmadığını söyledim. Doktor hanım ise 15 dakika sonra geldi Ali bey sizin tahlil sonucunuz geldi, bir kalp ve damar hastalıkları uzmanına görünmeniz gerekli, bizim ise böyle bir imkanımız yok dedi ve 112'nin beni en yankın hastaneye götüreceğini söylediğinde acabalar kafamda dönüyordu. Anlamıyordum sebebini sorduğumda hafif derecede bir enfaktüs (kriz atlattığımı) illa ki görünmem gerektiği konusund abeni ikna edince ETİMED özel hastanesine doğru kolumda serumla beraber ambulansla yola koyulduk. Hastaneye iner inmez beni yoğun bakıma götürdüler, yoğun bakıma girer girmez oradaki hastaları da görünce iyice panikledim. Normal olarak girdiğim hastanenin yoğun bakımından çıktığımda baygınlık geçirdiğimi kötüleştiğimi söyledim. Beni normal bir odaya aldılar hazırlanmamı söylediler.

Üzerimde giysi namına bir şey kalmayacak şekilde soyunmamı, sadece önlükle kalmamı söylediler. Soyunup önlüğü giydim ve beklemeye başladım değerli arkadaşım Ahmet'e eşime haber vermesini kendisinin ise işine bakmasını söyledim. Eşim geldi, eşimle beraber aile dostumuz Emekli astsubay Mesut bey ve değerli eşini gördüm, biraz hasbihal ettikten sonra beni anjio odasına aldılar. Yataktan anjio masasına aldılar, oradaki görevli hemşire kasıklarıma tentüriyota benzer bir madde sürdü, işlemi yapacak doktor güleryüzlü bir şekilde geldi, sohbet ile beraber işleme başladı. Önce uyuşturucu bir iğne yapacağını, daha sonra damara gireceğini söyediğinde korkudan ağzımdaki tükürük kurumaya başlamıştı. Biraz sonra kasığımdan girmeye başladığında bir şey hissetmezken tam damara girdiğinde beni masada zıplattı. Bir şey yok diyerek beni teskin etti ağrı veya acı olup olmadığını soruyor tedirginlikle cevap veriyorum. Öksürmemi söylüyor ben öksürdükçe elinceki alet ile benim damarlarımda geziyor bende onu ekranda görüyorum. İşlem sonucunda bana söylediği şeyler ise hem sevindirici bir o kadar da üzücü idi. Sevineceğimiz tarafın damarlarda tıkanıklık olmaması, ancak damar duvarlarının evvelden içtiğim sigaranın etkisiyle kötüleştiği buna bağlı olarak da daralabileceğinin, birde aşırı kilo kaynaklı kandaki akışın yavaş olduğunu söyleyerek beni gözlem odasına aldılar, anjiyo yapılan yerdeki anjiyo telini çıkardılar ve oraya kum torbası koydular beş ssatlik bir bekleme sonunda kum torbalarını da aldılar bir saatlik daha bekleme sonunda ufak çaplı yürüyüş sonrası hastaneden çıktım. Evime geldim. O anları yaşamanın ne kötü bir şey olduğunu sağlığınız yerindeyken SİGARA denen illetten kurtulmanızı ve kilonuza dikkat etmeniz için yazdım. AMAN DİKKAT DOYMADAN SOFRADAN KALKALIM. BOL, BOL YÜRÜYELİM KÖTÜ ALIŞKANLIKLARA ELVEDA DİYELİM...
a 

 
Toplam blog
: 26
: 157
Kayıt tarihi
: 09.01.14
 
 

Ben, 1971 yılının Kasım ayının 20'sinde Uşak ili Eşme İlçesi Yeleğen Kasabasında doğdum. İlk ve o..