Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Atam; öyle az kaldık! Kendi adıma özür dilerim...

Atam; öyle az kaldık! Kendi adıma özür dilerim...
 

Kaynak: İnternet


Neyse, AKP nihayetinde köşk adayını açıkladı; gerçi sürpriz yumurtadan bakalım ne çıkacak tarzında parıltılı telli kağıtları açmadan önceden de içinden kim çıkacağını biliyorduk; son zamanların meşhur ifadesinin tersine "Kasaptaki ete soğanı doğramak ne kelime, yanına pilavını da, salatasını da hazırlamıştık!

Başbakanın balkon konuşmasını andıran konuşması da, sunuluşu da canlı verilmiş; izlemedim! (Başbakanı dinleyememe özürlüyüm. Valla bak, bazen dinle diyorum kendime, sosyal medyadan öğreneceğine ne demiş falan diye, kır dizini, otur, dinle! İki dakikalık rekorumu henüz kıramadım!)

Yine hepimizi kucaklayacakmış! (Yeniden başbakan seçildiğinde etrafımızdaki ülkelere selam göndermişti, kucaklamıştı; adı geçen ülkeler darmadağın!)

İnsanın siniri bu; dur deyince durmuyor meret: Hani bir tapede vardı, "Kucağımıza oturacaklar" diyordu Bilal'e, "Kucaklanacağız" diye bekleyen halkımız kucağa mı oturtuluyor ne? (Valla, bu ifadeler tapelerden, siniri bozulan biri olarak işi salakça bir epriye bağlamak da benden! Yoksa ne işim olur böyle çetrefilli laflarla, di mi ya?)

******

Pek ileri demokrasimizin pek ile düzeydeki ilk cumhurbaşkanı seçimi yaşanacak; halk seçecek, halkkkk!

(Valla son belediye seçimlerinde trafolara kedi girdiği için elektriklerin kesildiğini açıklayan enerji bakanımızın da cumhurbaşkanı adayı için boş kağıda imza verdiği bir seçim "demokrasi" ile ilgili olamaz da, ama bakın "İleri Demokrasi" ile pekala ilgili olabilir!

******

Aslında var ya; normal şartlar altında ortaya dökülen doneler doğru-düzgün değerlendirilmeden ne başbakanlığa devam etmesi ne de cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesi mümkün olmamalıdır, normal demokratik hukuk anlayışına göre...

Bu şartlar sağlanabiliyor mu?

Kesinlikle hayır!

(Artık bıkıyor insan aynı şeyleri tekrarlamaktan; 17 Aralık operasyonu sonrası kaç yetkili yerinden-yurdundan edildi; sahi, korkusu olmayan insan ne diye memurlarla, müdürlerle falan ilgilenir?)

(Efendim, paralelmiş falan, de ki "Paralel", arkadaş, sen yönettiğin vatanı "Paralellere mi emanet ettin? Demek ki beceremedin!

Ama, yok, iyi niyetimizin cezası; yıllarca kol-kola olup da söylenecek laf mı?

Herşeyi geçtim, emanet edilen ülkeyi yönetememişsiniz işte!... Bu kadar!

Hakkınızda şaibeler var, sizin ikrarlarınıza değil,  somut değillere gereksinim duyan bir halk var!

(O halk kesimi sizin oy potansiyeliniz dahilinde olmadığı için önemsenmiyor, önemsenmemekle birlikte karalanmaya çalışılıyor ama lafa gelince hepsini öyle çok seviyor, öpüyor ve kokluyorsunuz ki!


İnsanın "Bizi kucaklamayın ne olur!" diyesi geliyor!)

******

Velhasıl şekerim, dünyada örneğine rastlanmayacak bir demokratik(!) seçim arifesindeyiz; teorik veriler bu duruma "Otokratik" deseler de bizimkisi dünyada örneği görülmemiş nadide bir "İleri demokrasi" ki zaten bu nedenle "Dünya Lideri" olarak lanse edilen bir başbakanımız var!

Öyle yüksek bir ekonomik gelirimiz var ki parametreler ölçemiyor; mesela, dünya ölçümü üzerinden hesaplanan ekonomik güvenilirliğimiz puan kaybediyor ama bizim ölçümler tam tersini gösteriyor!

Keza, başbakanımız, tüm bürokratlar neredeyse Kuran'a el basacaklar ki "Yeni Türkiye" dünya üçüncüsü müydü, dördüncü? Şey, yedincisi!...

Zaten bu yüzden değil mi herkes bizi kıskanıyor! (!)

Herkes bu muhteşem tabloyu bozmak için uğraşıyor! (!)

Herkes "Dünya Lideri"ni ortadan kaldırmayı planlıyor ki bu yüzden yüzlerce koruma ile geziyor ki o kadar korumanın maaşlarını kim ödüyor diye sormak bile abes kaçıyor!

Dünya ölçümleri de neymiş; olumlu çıkanlar doğru ölçüyorlar, olumsuz çıkan ölçümlerde mutlaka nifak tohumları var!

Mesela, ben ülke vatandaşı olarak "Söz edilen gelire asla sahip değilim" desem; kimsenin umurunda olmaz! Bir yabancı gazeteye durumu anlatsam, "Vatan Haini" olurum; yalan mı?

******

Sonuç itibariyle; al takke ver küllah misali bir seçim daha yaşayacağız. Ne "Neden Suriyelilere kapılarımızı bu kadar çok açtık", ne de hakikaten IŞİD'e yardımda bulunduk mu diye hesap soramadan... Sorsak da asla cevap alamadan...

Kutu kutu paraları, satılan barajları, yol kenarlarında bulunan oy pusulalarını sorup da cevap alamadığımız gibi...

Demokrasi bu değildir, elbet, ama "İleri demokrasi" dedikleri bu olsa gerek!

"Türkiye Cumhuriyeti" demokrasi ile yönetilir, "Yeni Türkiye" diye diretmeleri de bu yüzden!

 

gulgun_2006@hotmail.com

http://twitter.com/Gulgunkaraoglu

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..