E-günlükte oğlumun doğum günü

Asansörlerle gün içinde çok fazla muhatap olmaktayım. Tabi katları çıkarken etrafı gözlüyor yazıları okuyorsun. Hepsinde kaç kişilik olduğuna dair uyarılar var. Yalnız anlayamadığım kilo ile kişi sayısı arasında ki orantısızlık. Örneğin "azami 150 kg taşır" yazıyor ve eklenmiş "iki kişiliktir. Nerede kaldı o 75'er kg lık iki kişi? Bence bir kişilik yazması gerekir. Yine yazmış "azami 350 kg" ve eklemiş "4 kişiliktir" Yani ortalama insan ağırlığını 70-80 kg olarak almışlar. Ama birlikte bindiğim yetişkinlerin içinde bu kilogramlara uyanına pek rastlamadım açıkcası... Hepsi daha fazla idi. Yazıları değiştirmeleri gerek. Azami 150 kg taşıyan asansöre "tek kişilik", azami 350 kg yazan asansöre de "3 kişilik yazmaları gerekiyor. Ne olmaz ne olmaz. Acilen düzeltmeleri gerek. Zaten çoğu insan kilosunu bile bilmezken bir de yakın zamanda asansör faciaları ile çalkalanmasın ortalık...
Merhaba cefakar e-günlüğüm.
Dün akşam geleneksel yaşantımı bir değişiklik olmadan yaşadım. Her şey planlandığı gibi gerçekleşti. Görev yerine getirildi.
Haberi duydun mu sevgili e-günlüğüm. Mars'da insanın yaşamını zorlaştıran, hatta olanaksız kılan kimyasal bulunmuş ve bu kimyasal şu anda dünya'da ki bir laboratuvar da ... Adınıda çok yakıcı bir tuz koymuşlar. (belki ürkmeyelim diye) Ne düşünüyorsun? Eminim aynı şeyleri düşünüyoruz. Ya bu kimyasal (yakıcı tuz) laboratuvardan kaçarsa veya birilerinin eline geçerse, çoğaltılabiliyorsa neler olur dersin? Hadi iyi düşünelim, belki de dünyada ki tüm hastalıklara iyi gelebilecek bir kimyasal olabilir. Ancak deva niteliği bir kimyasal ise asla ortaya çıkmaz. Eğer öldürücü veya süründürücü bir özelliğe sahipse bir süre sonra herkes öğrenir...
Değerli e-günlüğüm; bu gün de arabayı muayeneye gönderdim. Daha sonra kiralar ve arabanın sigortası kalıyor geriye. Onları da hallettim mi en büyük fırtınayı atlatmış oluyorum.
Bu gün oğlumun doğum günü. Dün gece arayıp hediye siparişi verdi. Artık aileler parçalanmış ve ilgisiz olduğu için genelde doğum günleri ayrı kutlanıyor. Yanıma bile gelmedi. Sağlığı ve aklı yerinde olsun, gerisi önemli değil. Annem hep öyle derdi. "Sağlığınız ve aklınız yerin de olsun, sizin benden, benim sizden haberim olsun, gerisi önemli değil. Yanıma gelmeseniz de olur" Yok canım o kadar da değil. Dört beş ayda bir görmeye gidiyorum. Ben gidemesem de o ablama geliyor, o zaman görüyorum...
Yukarıda ki paragrafı yazdıktan sonra oğlum yanıma geldi. Mahçubiyetimi bildiriyorum. Düşünceli ve saygılı çocuk yetiştirmişim haberim yokmuş... Akşam da belki bahçeye gelecekler. Yarın geldiler mi, gelmediler mi yazarım. İyi ki doğdun oğlum. Mutlu ve sağlıklı nice yıllara. Seninle gurur duyuyorum...
Araba da muayeneden geldi. Ama iki kere gidip geldi. Arka koltukları sökmüştüm, onların takılıp getirilmesini istemişler. Biz de koltukları monte edip tekrar yolladık ve koltukları tekrar söküp işe koyulduk... işlem tamamlandı. Biraz daha yüküm hafifledi. (bu ay da yırttım)
Sevgili e-günlüğüm; Dünden bu güne çam fıstığı toplarken bazılarının filizlendiği dikkatimi çekti ve hemen toprağa gömdüm. Dört adet çam ağacını toprakla kavuşturdum ve çıkmasını umuyorum. Yerlerini işaretledim, sanırım bir daha ki sene tutup tutmadığı belli olur. Artık her gördüğüm yere bir şeyler dikeceğim. Bu ülkeyi vakıflar, dernekler falan kurtaramaz. Bireyler kurtaracak.
Karnımız doydu, akşamı ettik, günü bitiriyoruz. Yaptığımız tek şey, bizi hapsettikleri alanda yaşamak için para kazanıp bize nefes aldığımız için gönderilen faturaları ödemek. Bütün hayatımız böyle geçiyor.
Felsefe yapmaya başlamadan gideyim. Şimdilik hoşçakal. Yarın yine hapishaneden yazışırız.

Biliyor musun: !00 metre karelik bir çim bahçesinde bulunan çimlerin yaklaşık sayısı 13, 950, 000 miş miş miş...
(yalan. Ben saydım 13, 998, 000 çıktı. Yarın da kumları sayacağım...)
Güzel söz: "İnsanlar iki kısımdır. Bilim öğretenler ve bilim öğrenenler. Bunların dışında kalanlarda hayır yoktur..." demiş adamın biri. Güzel fakat çok kişiyi kızdıracak kadar iddialı. (söyleyeni bilinmiyor)