Taş düşebili, ayı çıkabili...

Kastamonu ilimize ait, yollara yöresel dile yazılmış bu levhalar çok şey anlatıyor.

Ülkemizde her şey her an olabilir.

Sokaktan geçerken başınıza saksı düşebilir. Evinize bir kamyon girebilir. Sokakta yürürken belediyelerin açtığı çukurlara düşebilirsiniz. Nerden geldiği belli olmayan bir maganda kurşunu sizi bulabilir. Bir kaşık suda da boğulabilirsiniz. Hastanelerde bebekler arka arkaya ölebilir.

Kuran Kurslarını, genç kızlarımıza mezar yaparken, herkes topu birbirine atıp durabilir.

Kadercilik, ihmalkarlık, her şeyi Allaha havale etme anlayışı, ülkemizde her türlü tehlikeye davetiye çıkarıyor.

Orman yangınları devam ediyor, ciğerlerimiz yanıyor. Yangın çıktıktan sonra ah vah ediyoruz, dizlerimizi dövüyoruz.

Ormanları korumanın bir eğitim işi olduğunu, bilimsel verileri olduğunu, teknik bir konu olduğunu unutuyoruz. Yaz sezonundan önce ormanların korunması için alınması gereken tedbirler alınmıyor. Gerekli ot temizlikleri yapılmıyor. Orman bölgelerindeki cam ve diğer etkili maddeler temizlenmiyor. Yaz dönemlerinde orman alanlarının korunması için , sezonluk iş gücünden yeterince yararlanılmıyor. Bu gibi işlerin bir teknik konu olduğu, bu işleri bilimselliğin alanına bırakmak gerekiyor. İş gücünden tasarruf yapacağız diye çiğerlerimizi yakıyoruz.

Tüm bu olumsuzluklar, insanı mutsuz ediyor.

Bir anlayış, anlama eksikliğimiz var. Beynimize işlemiş kalıplardan kurtulamıyoruz. Her şeye kader, takdir-i ilah-i diyoruz. Bilimsellikten, planlamadan geleceği düşünmek ve kurmaktan uzak duruyoruz. Günü kurtarmaya, günlük yaşama yönelik politikalar uyguluyoruz. Sonucunda hep hüsrana uğruyoruz. Bu kısır döngü her türlü eleştirilere rağmen devam ediyor.

Önünü göremeyen, geleceği düşünemeyen ve kuramayan çapsız politikacılar yüzünden, ülkemiz her türlü olumsuzlukları yaşıyor ve yaşamaya devam ediyor.

Halkı kolayca yönetebilmek yönlendirebilmek için "din" hep siyasete alet ediliyor, halkımız kandırılıyor.

Ülkemizde her an her şey olabilir. Her sabah uyandığımızda bir olumsuzluk bir felaket bizi bekleyebilir.

Her olaydan sonra yetkililer çıkarlar ortaya, basına poz verirlerken çok üzgün olduklarını söylerler, yüzlerine bir masumiyetlik kondururlar. Gerekli tedbirlerin alınacağını, sorumluluların cezalandırılacağını söylerler. Sonrasını hepimiz biliyoruz; yeni bir olaya kadar herşey unutulur. Aynı tekerlemeler kısır döngüye dönüşür bu döngüler de beyinlerde kalıplaşır ve bir kültür oluşur. Bu kültürün adı aymazlık, kolaycılık, tembellik, kadercilik, miskinlik, çıkarcılık, günü kurtarmacılıktır...

Siz yine de dikkatli olun derim. Her an her şey olabilir.

Dikkat ! Taş düşebili, ayı çıkabili...