Atanamayan öğretmenler...

ATANAMAYAN ÖĞRETMENLER…
Üniversitelerimizin öyle bölümleri var ki; mezun olduklarında eğitim aldıkları dalda “iş bulmaları” neredeyse mümkün değil…
Birde bu ülkenin resmi “öğretmen okulundan” öğretmen olarak mezun olup da “öğretmen” olamayanlar var ki; tam bir muamma…
Madem iş alanı yaratamayacaksanız üniversitelerde neden böyle bir bölüm açıyor insanların zamanını ve parasını boşuna harcatıyorsunuz…
Madem açtığınız öğretmen okulundan mezun ettikleriniz “öğretmenlik” yapamayacaksa o okullar hala neden var ve hala neden “öğretmenlik” yapamayan öğretmenler mezun ediyorlar…
***
İçlerinde çok iyi öğretmenler var “öğretmek” ateşiyle yanıyorlar ama “öğretemiyorlar; çünkü bir türlü sıra gelmiyor kendilerine…
On binlerce “öğretmen” hala atanmayı bekliyor, özellikle doğu ve güney doğu Anadolu’da sayısız öğretmen açığı var ama atanamıyorlar nedense…
Kimi öğretmenler ne yapsınlar baba ana eline bakmaktansa “ücretli” öğretmenliği tercih ediyorlar kimileri de özel dershanelerde yok pahasına çalışıyorlar. Ne gelir ne de iş güvenceleri var…
Bu ülkenin gencecik öğretmenlere taze beyinlere ihtiyacı var; dünya ve eğitim sistemi büyük bir hızla değişiyor.
Evimizin karşısında bir okul var, öğretmenlerin altında son model arabalar hatta cipler var, emekli olmuşlar ama hala çalışıyorlar.
Yeni mezun olan görev aşkıyla yanıp tutuşanlar ise kahve köşelerinde zaman geçiriyorlar; üstelik beş parasız pulsuz. Yazık değil mi?
Bu gencecik öğretmenlerin ücretli öğretmenlik yapmalarının yerine emekli olan öğretmenlerin ücretli öğretmen olarak çalıştırılması daha doğru olmaz mı?
Ya da zorunlu emeklilikten yararlananlar ücretli öğretmenlik yapamazlar mı?
Dolayısıyla bütün öğretmenlerin maddi sıkıntı çekmeleri önlenir hem de öğretmen açıkları büyük bir hızla kapanır, diye düşünüyorum.
Benimkisi son derece basit bir öneridir.
Umarım eğitim sistemimizi allak bullak edenlerin de aklına gelir. Gelir de çok sayıdaki gencecik öğretmenlerimiz işsizlikten yanmazlar…
***
İster öğretmen olun ister normal vatandaş; bu konu hepimizi ilgilendiren bir durumdur.
Hem çocuklarımızın hem ülkemizin hem de gencecik öğretmenlerimizin sorunudur, gelin bu sorunu çözmek için zorunlu emeklilik sistemini devreye sokalım;
Onlara ve hala çalışan emekli öğretmenlerimize “ücretli öğretmenlik” hakkını tanıyalım bu soruna az da olsa bir çare olalım…
Yazıktır günahtır bunca bilgi bunca emeğin boşa gitmesine seyirci kalmayalım…
***
Dünyanın en güzel ve en kutsal mesleği öğretmenliktir. Öğretmek herkesin düşündüğü kadar da kolay bir şey değildir.
Öğrenmenin temeli yeni ve donatılmış bilgilerin en doğru elden verilmesiyle başlar, yani gencecik çağa ve döneme ayak uydurabilmiş öğretmenlerle…
“Cehalet” sadece okumayı yasaklamayla gelişmez ki; öğrenmek yerine ezbercilik de bir nevi cehalettir...
Bırakalım “öğretme” işini bu heyecanla donatılmış “öğretmenlerimiz” yapsınlar…
“Atanamayan öğretmenler” adına herkesi duyarlı davranmaya davet ediyorum, yoksa “kölelik”
Hortlamaya devam edecektir…

İyi tatiller…

Erdoğan ÖZGENÇ