Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Avustralya

Dünyanın en küçük kıtası, en büyük devletidir Avustralya

. Melbourne Avustralya’nın Sidney’den sonra en büyük ikinci şehri. Birçokları Sidney’i Avustralya’nın başkenti zannederler. Hatta bir köşe yazarı oralardan bahsederken aynı hataya düşmüştü. Oysa başkent kıtanın orta bölümünde yer alan Canberra’dır. Kıtanın orta bölümü kurak ve hatta çöllerle kaplıdır. Orta bölümünde yine Ururu adlı çok görkemli kırmızı bir kaya kütlesi vardır ki bir zamanlar Aborjin’lerin buralarda yaşadığı bilinir.

1855 yıllarından sonra burada hüküm süren devletler daha çok İngiliz hükümeti, hazırladıkları anayasa ile devleti düzene koydular.

Bu kadar kısa bir geçmişe sahip bir ülkeden, bu kadar gelişmiş bir medeniyet ve tarihe sahip çıkmak bilmem başka hangi ülkede vardır?.. tarihi ile ilgili her anıyı ve her taşı toprağı saklayarak ona değer veriyorlar. Her gidişimde onlara bu konuda hayranlık duymaya başlıyor ve kendi ülkemiz adına üzülüyorum.

Bu konu ile ilgili bir anımı anlatmadan geçemeyeceğim:

1997 yılı yazında( onların kış mevsimi) iki kızım ve damadımla birkaç günlük süren okyanus gezisine çıkmıştık. Bu gezimiz kara yoluyla okyanus kıyılarına yapılan bir geziydi. Yol boyunca son derece temiz pansiyonlarda kalarak geceyi geçiriyorduk. Okyanus kıyıları çok büyük dalgaların etkisiyle görülmeye değer tepeler oluşturmuştu. Bizler her kıyıda inip bakmaktan ve rüzgardan o denli yorulmuştuk ki; artık hiçbir şeye bakacak halimiz kalmamıştı. Yine bir kıyıda durduk ve taşlardan yapılmış bir anıt gördük. Büyük kızıma dedim ki: Evrim’ciğim sen arabadan in bak bakalım ne anıtı bize de söyle. O da gidip anıtın üzerindeki yazıyı okuyup geldi. Önemsiz bir tavırla: ya şu nehirden geçerken bir adam ölmüş ona anıt dikmişler. Biz iki kızımla durup birbirimize baktık ve kahkahalarla gülmeye başladık. Damadımız Avustralyalı. Çok kızdı ve kırıldı ama neye yarar. Biz krize girmiştik. Dedim ki: bizim Yalova Şenköy’de Rumlar camiye 800 kişiyi kapatıp yakmışlar. Onlara yapılan anıt, bundan daha küçük. Ne damadın üzülmesi ne de bizim gülmemiz bitmedi, yol boyunca.

İşte bu anlattığım anı, onların insana verdiği değerin küçük bir örneğidir. Ayrıca her kasabada Çanakkale savaşında ölen gençlerin anıtları vardı. Bunlar Avustralya’lıları gerçekten üzmüş, ama hala Afgan Irak savaşlarına gençlerini yollayarak, İngiltere’nin oyuncağı olmaktan da geri durmuyorlar.

Melbourne’nin merkezine yakın bir yerinde Anzak anıtı kurulmuş. Bu anıt bir bina aslında bir müze anıt. Çok bir şey de yok aslında. Askerlerin sembolik çiçeği olarak gelinciği benimsemişler. Sanırım bu çiçek Çanakkale’nin dağlarından yetişen bizim gelinciğimiz. Anıtın önlerine de bu çiçeği dikmişler. Melbourne’daki hava koşulları hep ılıman olduğundan bitkiler son derece güzel bu çiçekler de tüm güzelliği ile açmıştı.

Gelincikler beni alıp Çanakkale’ye götürdüler Memleketimi soludum sanki.

Şükriye Göçer

 
Toplam blog
: 6
: 538
Kayıt tarihi
: 07.08.08
 
 

1968-69 dönemi İZMİR Eğitim Enstitüsü resim bölümü mezunuyum. Öğretmenlik dönemimden sonra ressam ol..