Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '19

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Ay Mahkum Sen Özgürsün!

Bu akşam, dolunay akşamı..
Yazımın ruhu dolunay'a ait.

Başımızı kaldırıp gökyüzüne baktığımız da Ay'ın beyaz parlak ışığıyla yerinden bile kıpırdamadan orada öylece durduğunu sanırız öyle değil mi?
Halbu ki Ay hem kendi etrafında dönüp dururken hem de dünya ve güneş etrafında dönmektedir. Ay döngüsünü her tamamladığında ömrümüzden bir ay geçmiş olur. Ve sen, kendi küçük dünyanın döngüsünde hayatını har vurup harman savururken evrenin bu devasa hareketlerini asla farkedemezsin.
Uzaktan baktığında o beyaz parlaklığıyla gecenin karanlığına ışık verdiğini, bakışlarını aydınlattığını görürsün. Hatta duyguları öyle yoğunlaştırır ki ışığında şiirler okuyan aşıkları bile duyabilirsin.

Derler ya "uzaktan davulun sesi hoş gelir" o misal!
Ay'a yaklaştığında o şiirsel parlaklığından eser kalmaz. Seni kendi karanlığına hapseder, nefessiz bırakıp boğar.
İşte o zaman anlarsın hiçbir şey in göründüğü gibi olmadığını.
Ay a ışık verenin güneş, nefes verenin ise dünya olduğunu.
İnsanlarda öyledir, Ay misali! Işığına aldanmamak lazım:)

Herkes kendi dünyasının yansıttığı ışık kadar parlar uzaktan. Hangi tarafa yönelirlerse o taraftan aldıkları ışığın yansıması şekillendirir insanları.
İster hilal kadar sade , ister yarımay kadar dengeli, isterse dolunay kadar taşkın parlar insan . İsterse de karanlığa bürünür herkesten saklar kendini ..
Yaşamını şekillendirmek senin elinde!
Ay ile senin arandaki fark da budur işte.
Ay kendi kısır döngüsü içinde yaşamaya mahkumdur!
Aynı yörünge içinde dönüp dururken güneşten alabildiği ışık kadar şekillenir ve parlar.
Ama sen özgürsün!
Kendi hayatındaki kısır döngüyü değiştirebilme gücüne sahipsin. İstediğin gibi parlayamadığını, yaşamına şekil veremediğini düşünüyorsan kendine istediğin zaman ilerleyebileceğin farklı bir yörünge çizebilirsin!

İnsan düşünme yetisine sahip tek varlıktır.
Kainattaki herşeyden üstün tutulduğunu da buradan anla!
Hayatında bir mucize istiyorsan düşünebilme yetini keşfet!

Şunu bilmelisin ki evrendeki canlı cansız her şey kendine sunulduğu hayat kadar yaşamak zorunda!
Misal, bir ağacı düşün. Ağaç nerede kök saldıysa orada büyüyüp insanların soluyacağı oksijeni üretmek zorunda. Ya bulutlar: ekinler büyüsün diye yağmur yağdırmak zorunda. Ya da arılar: çiçekten çiçeğe gezip bitkilerin döllenmesini sağlayarak doğal gıda üretiminin yapı taşını oluşturmak zorunda. Ay ise malum kısır döngüsünü tamamlayabilmek için dönüp durmak zorunda:)

Farkındalığının farkına vardığında bunlar gibi birçok oluşumu görebilirsin.
Tüm evrenin insanlığa hizmet etmek için yaratıldığını ve bu yüzden insanların farkına varamadığı bir şımarıklık içerisinde olduğunu.

Kendilerine sunulan bu devasa hizmetin farkına varamayıp hayatlarından memnun olmayan insanlar dünyasındayız!
Hayatlarındaki değerlerinin önceliğini ve gerçekte ne istediklerini bilmezler!
Sende öncelikli değerlerinin ne olduğunu bilmeyip hayatından memnun olmayanlardan isen, şimdi kendi yaşam çemberini oluştur!

Bu çemberin için de:
AŞK, AİLE, İŞ, ARKADAŞ, PARA,.. vs. Hayatındaki öncelikleri sırala. Bu sıralamaya göre hayatına yeni bir yön ver. Göreceksin ki bir çok ilerleyebileceğin yörünge çıkacak karşına. Bu yörüngeleri önem sırasına göre sıraladığında hayatına mucizevi bir şekilde dokunup hayatını istediğin gibi şekillendirebilirsin.

Yaşamının bazı bölümlerinde Ay gibi dönüp dolaşıp her seferinde kendini aynı noktada bulmamak için,
İSTE ve EYLEME GEÇ!
Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir!

 

 
Toplam blog
: 49
: 299
Kayıt tarihi
: 24.07.14
 
 

HAYATA DERKENAR! ..