Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Haziran '14

 
Kategori
Güncel
 

Ay yıldızı gökyüzünün

Ay yıldızı gökyüzünün
 

İstiklal Savaşın Atakla mı Verildi?


Eskiden orta oyunu oynayan meddahın oyun bitince son cümlesi,  “ her ne kadar sürçü lisan ettikse affola”  olur: izleyenleri selamlar, meydandan ayrılırdı.

O son cümle bir anlamda sürçü lisan sonucu istenmeden yapılan hatalar için seyirciden özür dilemek anlamı taşırdı.

Bu gün kalemim barut gibi dokunsanız patlayacak! Bırakın ateşle yaklaşmayı güneş ışığı görse alev alev yanacak.

Kalemimin ucundan kan damlarsa, dudaklarından yakası açılmadık kelime dökülürse peşinen affınızı sığınıyor, hoş görünüzü bekliyor.

Sözü nereye getireceğimi anladığınızı biliyorum.

Türkiye, cumhuriyet tarihinin en kötü en kara günlerini yaşıyor.

Meddah seyircinin gözünün içine baka baka oturduğu yüksek yerden tek kişilik dramı bitirmekte ısrarcı.

Diyarbakır’da bir askeri kışla bahçesindeki Türk Bayrağı İçişleri Bakanı Ala’nın ifadesiyle, 16 yaşındaki bir (çocuk) terörist tarafından indirilmiş ve yerlerde sürüklenmiş.

Rüyanızda görseniz inanır hayra yorar mıydınız?

Türk Bayrağı sadece ülkemizin bağımsızlığını değil, şerefini, onurunu hâkimiyetini de temsil ediyor.

Hangi mazeret, ya da bahane; Türk Bayrağının dalgalandığı yerden indirilmesine göz yumanı haklı çıkartır?

Muvazzaf Askerliği meslek edinenler, ellerini Türk bayrağının üzerine koyarak,” Türk Bayrağının ve Sancağının Şanını” canından aziz bilip uğrunda seve seve feda edeceğine namusu üzerine ant içer.

Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel’e ve Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanına siz  ant içmediniz mi diye sorsak ayıp olur mu?

Şayet namusunuz üzerine yemin ettiyseniz,  yeminizin kefaretini nasıl ödemeyi düşünüyorsunuz?

Bakın, Hasan Ali Yücel nasıl sesleniyor!“Atalarım gökten yere İndirmişler ay yıldızı, Bir buluta sarmışlar ki Rengi şafaktan kırmızı.” 

Bayrak bir milletin onuru, gururu, bağımsızlık sembolü, uğrunda can verilecek değeri ise:nasıl olur da kışlanın içindeki bayrağın teröristlerce indirilmesine seyirci kalınır?

Bunun bir bedeli olmalı!

Daha birkaç gün önce TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz kendi işyerindeki sorunların basına yansıması üzerine “TÜSİAD” zarar görmesin diye istifa etti ve başkanlıktan çekildi.

Oturdukları makamın hakkını veremeyenler, İçtikleri andın arkasında duramayanlar, İstifa etmek gibi bir erdemin de olduğunu neden akıl edemez?

Daha Dün “ATAK taarruz ve taktik keşif helikopterinin Türk Silahlı Kuvvetler’e” teslim” töreni vardı.

Kara Havacılık Komutanlığında düzenlenen törene tüm devlet erkânı katıldı.

Protokole giren, konuşmacı olanlar yine kendi icraatları ile övündüler mangalda kül bırakmadılar.

Kendi helikopterini kendi yapan ülke olduğumuzdan dem vurdular. TSK gücüne güç katmışlar.

Bu konuşmaları dinleyen kandildeki baykuş, kanatları ile kahkaha atarak gülmüş olmalı.

Kendi helikopterinizi kendiniz yapsan ne olacak,  biz helikoptersiz, uçaksız kışlanızdaki bayrağınız indirdik dememiş midir?

Kalıbımı basarım ki sürüngen karayılan konuşmaları dinlemiş ve de sol eli ile şeyini kaşımıştır.

Vatan savunması için harp silah araçlarından önce yürek olması gerekir. İstiklal Savaşının Muzaffer komutanı Mustafa Kemal Atatürk’ün Atak Helikopteri, Fantom jet uçağı mı vardı?

Çelik gibi bir iradesi, mangal gibi bir yüreği  vardı ve de  bir asır sonrasını gören sezgiye sahipti.

İstiklal mücadelesi lafla yapılmıyor.

Atatürk’ün ocağında yetişip, “arkalarında siyasi irade” arayan ve bekleyenler: acilen Atatürk’ün “Türk Gençliğine Hitabesini” yeniden okumalı. Muhtaç oldukları kudreti, desteği  nerede arayacaklarını hatırlayacaklardır.

Gelin son noktayı Hasan Ali Yücel Bayrak şiirinin son kıt'ası ile koyalım. “Ay yıldızı, gökyüzünün, Ayla, yıldızından yüksek, Türkün ün alın yazısıdır, Türk'tür onu yükseltecek 

 
Toplam blog
: 380
: 438
Kayıt tarihi
: 27.08.07
 
 

Karanlığın düşmanı Işık! Gecenin zifiri karanlığı, şafak sökerken yerini, ufukta yükselen Güneş Işı..