Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '08

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Ayder Yaylası

Ayder Yaylası
 

ayder'de kış manzarası


Ülkemizin nadide yerlerinden birisi Ayder yaylası. Karadeniz’e giden insanlara nereleri gezdin diye sorulduğunda genellikle Ayder Yaylası, Uzun göl ve Sümela manastırı diye cevap verirler. Karadeniz’in her tarafı bir cennet. Özellikle Karadenizli olmayan insanlar için bu böyledir. Karadenizli zaten yörenin güzelliğine doyamaz. Yeşille mavi, insan sıcaklığı, misafirperverlik, deniz ürünleri (özellikle hamsi), Temel fıkraları, kendisine has şivesi, Trabzonspor’u, Türkiye’ye mal olmuş yerel sanatçıları, fındığı… ile Karadeniz, Türkiye’nin kültürel dokusuna çok büyük katkılarda bulunmaktadır. Bu önemli yöreye acaba yeterince sahip çıkılabiliyor mu?

Ülkemizde hiçbir politika aştırma, inceleme sonucunda hayata geçirilmiyor. Maalesef her şeyi politikacının ve insanın inisiyatifine bırakmışız. Potansiyelimizin farkında değiliz. Farkında olduklarımızı da gereğince kullanmıyoruz. Turizm politikamız yerel olamadı. Hep taklit ve ithal politikalarla ve günü kurtarmayla işlerimizi yürütüyoruz. Oysa turizm politikamız Anadolu patentli olmalıydı. Güzelim Akdeniz’imizin kıyılarını tamamen betonlaştırdık. Akdeniz’de maviyle yeşilin arasını devasa otellerle ayırırken neredeyse maviyle yeşilin arasını surlarla çevirmişiz. Bu gün tatil insanların dinlenmesi, streslerini atmaları, yeni şeyler öğrenmeleri amacıyla yaptıkları etkinliklerdir. Uzun bir çalışma döneminin yorgunluğunu atmak, yeniden şarj olmak için tatil yapılır. Ancak Akdeniz’de yapılan bir tatil insanı daha çok yorabiliyor. Maalesef otellerde, kalabalık mekânlarda, duvar aralarında animasyoncuklarla gerçekleşen bir eğlenceye dönüştü tatil. Bunu dünyanın değişik yörelerinde de görebiliyoruz. Bol içkinin tüketildiği, ahlaki sınırların da zorlanmasıyla ve sağlıksız yemeklerle ne kadar tatil yapılır acaba!

Bir iş bir kere yapılır. Beğenilmeyen bir şeyi bozup yeniden yapmak neredeyse mümkün değildir. O yüzden bir çivi çakmadan önce yüz yıllık politikalar geliştirilip ondan sonra yatırımlar gerçekleştirilmeli. Yıllardır ülkemizin çeşitli yörelerinde fabrikalar yapıldı. Ancak fabrikaların binaları çürümeyle yüz yüze terk etilmiş. İçlerinde ne bir makine ne de bir canlı var. Yazık o dönemde onlara akıtılan para. O binalarla hava atıp oy toplayan politikacıların isimleri silinmiş gitmiş. Ancak ülkeye çaktıkları kazıkların acısı hala devam ediyor.

Evet, insanlık bu tür tatil şeklini yavaş yavaş terk ediyor. Daha doğal, daha sakin, sağlığına katkıda bulunacak bir tatil şekline bürünecek tatil anlayışı peşinde. Nitekim dağ turizmi, yayla turizmi, kültür turizmi gün geçtikçe kendisini hissettiriyor. Karadeniz’e gelen turistler bunun göstergesidir. Bu acıdan özellikle Doğu Karadeniz önümüzdeki dönemin turizm lokomotifi olacaktır. Bunun farkına pek varılmadı. Bunu devlet 20-30 yıl önce görmeli ve tedbirlerini almalıydı. Oranın turizm envanteri çıkarılıp, yasal tedbirler alınmalıydı. Hâlbuki ne yapıldı? Şahısların insafına terk edildi. Herkes kafasına göre bildiğini okudu. Uzungöl ve Ayder bundan nasibini aldı.

Ayder doğal bir cennet. Havasıyla, suyuyla, sisiyle, şelaleleriyle, tulumuyla, horonuyla farklı bir yer. Bu dağ başında bir kaplıcanın olması ayrı bir güzellik. Bu güzelim doğa harikasını maalesef katlediyoruz. Yeşili öldürüyor, karartıyoruz. Beton yığınlarıyla orayı şehirleştiriyoruz. Nasıl tarımsal bakımdan en kıymetli alanlarımızı betonlaştırdıysak, doğal güzellik bakımından bu dünyanın cennet güzelliklerini de beton yığınlarıyla kapatıyoruz.

Böyle giderse Ayder’de orman da kalmayacak, çim de kalmayacak. İnsanlar horon oynayacak bir alan bulamayacaklar. Arkadaş her taraf orman olduğu için yörenin mimarisinde ön plana çıkan ahşap yapılardır. Bir insan beton yığınlarından kurtulmak için oraya geliyor. Sen bu vatandaşa kıs kıs gülerek; betondan kurtulacağını mı zannettin? Öyle yağma yok! Mezara da girsen betondan kurtulamazsın! Aha (özür) sana betonarme bina, beğenmezsen sen bilirsin. Böyle turizm politikası olmaz. Vatandaşın şahsi tasarrufuna bırakılacak kadar ucuz değildir Anadolu’nun güzellikleri. Hem Türkiye’de kaç tane Ayder vardır? Bu doğal güzellikler hiç kimsenin şahsi malı olamaz ve hoyratça kullanılamaz. Ayder altın yumurtlayacak bir tavuktur. Onu kesmemek gerekiyor.

Karadeniz’in geleceği ne çaydır ne de fındıktır. Karadeniz’in geleceği akıllı turizmdir. Bunun farkına varalım. Bu potansiyeli farketip dünya piyasasına akıllı bir şekilde sunarsak ülkemiz Akdeniz turizminden daha çok kazanır. Yetkililer tireni kaçırmayın.

 

 
Toplam blog
: 137
: 1557
Kayıt tarihi
: 23.06.08
 
 

1963 yılı Trabzon Of doğumluyu. Emekli Öğretmenim Eğitimle ilgili konulara ilgim uzun yıllar önce..