Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '13

 
Kategori
Tiyatro
 

Az söyle çok dinle (oyun)

Az söyle çok dinle (oyun)
 

Oynayan çocuklar: Dilber, Esma, Mesut, Nazlı, Ezgi, Uğur, Koray.

(Çocuklar eşofman takımlarını giymiş, iki sıra halinde dizilmişler. Koray biraz kiloludur, ya da kat kat giyinmiş, öyle görünür. Onun arkasında kimse yoktur. Yanında Dilber, Nazlı, Mesut durur; arkalarında ise Esma, Ezgi, Uğur vardır.)

KORAY - Lütfen arkadaşlar, bakınmayalım...
(Nazlı bir iki demektedir. Bir, kollar aşağıda, iki yukarıda. Bir eller
beldeyken sağa dönülür, iki sola. Ve son olarak da bir çömelirler, iki
ayağa kalkarlar. Bu hareketleri çocuklar ikişer defa yapar, yalnız Koray
bir defa yapıp sağa sola bakınır.)
KORAY - Haydi yiyelim. Hani getirdiklerimizi atıştıracaktık...
(Diğer çocuklar, bir sandalyenin üstüne bırakılan poşetlere doğru
isteksizce gider, Koray ise hızlı hızlı yürür. Poşetlere bakarlar.)
KORAY - Sizi gören de içindekileri hiç çıkarmayacaksınız sanır.
DİLBER - Biz biraz koşacaktık. Esma, gidelim mi?
ESMA - Evet, gidelim.
KORAY - Sizinle geleyim mi?
ESMA - Duralım, dinlenelim, yiyelim diyeceğin için iyi koşamayacağız. Belki
başka sefer...
DİLBER, ESMA - Hoşça kalın. (Bir poşetle çıkarlar.)
DİĞER ÇOCUKLAR - Güle güle.
EZGİ - Nazlı, biz de küresel ısınmayı araştıracaktık.
KORAY - Ben de o konuyu çok merak ediyorum.
NAZLI - Senin aklın fikrin yiyecekte olduğundan, herkesin dikkatini
dağıtıyorsun.
NAZLI, EZGİ - Hoşça kalın. (Başka bir poşeti alıp giderler.)
DİĞER ÇOCUKLAR - Güle güle.
UĞUR - Mesut, bugün işimiz çok önemli.
KORAY - Ne yapacaktınız?
UĞUR - Bizim bahçede çalışacaktık.
KORAY - Ben de size yardım ederim.
MESUT - İstersen, başka bir gün. Sık sık durup bir şeyler yiyemeyeceğiz
de...
MESUT, UĞUR - Hoşça kal. (Poşetle çıkarlar.)
KORAY - Güle güle.
(Poşetini alıp tekrar sandalyeye koyan Koray, ileri geri yürür ve sesli
düşünmeye başlar.)
KORAY - Bunları daha sonra yerim. Dün bana yine ne demişlerdi? Mutlaka
hatırlamam lâzım... Evet, evet hatırladım: "Az söyle, çok dinle..." İyi de
ben çok mu konuşuyorum? Belki de... Arkadaşlarım ise boğaz düşkünlüğümü
beğenmiyorlar. Bilmiyorlar, yalnız kalmak hiç hoşuma gitmiyor. Çok abur
cubur yemezsem ben de koşarım, konu araştırırım, bahçede çalışırım. Bunu
daha önce nasıl anlayamadım? Sürekli abur cubur yemeyi bırakıyorum.
(Hiç konuşmadan birkaç defa daha gidip gelir. Durur.)
KORAY - Hâlâ gelmediler...
(Diğer çocuklar gelir, Koray'ın onlara darıldığını zannederler.)
DİĞER ÇOCUKLAR - Merhaba.
KORAY - Merhaba.
ESMA - Bize darılmadın ya! Getirdiklerimizin tadına bakmak istemez misin?
Bunları sana bıraktık.
NAZLI - Bunları da alır mısın?
UĞUR - Biz yeterince yedik, hepsi senin. (Dalgın dalgın bakan Koray'a,
Esma, Nazlı, Uğur poşetleri verir.)
KORAY - Teşekkürler. ( Aldıklarını sandalyenin üzerine koyar.)
KORAY - Ama arkadaşlar, ben artık boğaz düşkünü olmak istemiyorum.
MESUT - Öyle mi?
KORAY - Hem böylece dikkatim dağılmayacak, kimseyi de rahatsız etmeyeceğim.
EZGİ - Doğru söylüyorsun.**
**
DİLBER - Bugün epey yorulduk. Eve gidelim. Unutmadıysanız yarın hep
birlikte koşacaktık.
KORAY - Acele etmeyin, arkadaşlar... Acele etmeyin... (Parmağını sandalyeye
doğru uzatır.) Şunların tadına hemencecik baksam mı, ne dersiniz?
(Oluşan sessizlikten sonra Mesut şaşırarak sorar.)
MESUT - Aaa, hani hep mideni düşünmeyecektin?
EZGİ - Susuyorsun! Üstelik de gülümsüyorsun.
KORAY - Sakın darılmayın. Bana inanıp inanmadığınızı denedim. Yarın ben de
koşmak istiyorum.
DİĞER ÇOCUKLAR - Elbette, yarın hepimiz koşacağız. (Koray'ın da yüzü güler.)
 
Oyun biter.
 
Bayse Hatipoğlu

 
Toplam blog
: 15
: 330
Kayıt tarihi
: 12.10.12
 
 

İsmimle ilgili çok sık soru soruyorlar. Anlamını ben de bilmiyorum. Biz iki kardeşiz. Annem Bayez..