Bab-ı Esrar

“Bab-ı Esrar” yani esrarengiz olana açılan kapı. Ahmet Ümit yeni romanında Mevlana ve Şems arasındaki aşkı ve dostluğu anlatıyor. Gerçek aşk hakikata ulaşılan yoldur ve bu yolda aşığa bir maşuk gereklidir. İşte Mevlena’nın maşuğuda Tebrizli Şems’tir.

Küçük yaşta babasının kendilerini terk etmesiyle hayatında büyük boşluklar bulunan Londra’lı Karen Kimya Greenwood bir sigorta eksperi olarak çalışmaktadır. Konya’daki müşterileri olan bir otelde çıkan yangın sonucu olaylar hakkında bilgi toplamak amacıyla geldiği bu gizemli şehirde, aslında kendisini terk edip giden babasının izini de aramaktadır. Babası Poyraz efendi ise mevleviliğe gönül bağlamış bir sufidir. Konya’da Şems’in yaşadığı gerçek olayları rüyalarında görmeye başlayan Kimya bilinmezliğin içinde kendini bulur. Bilinmeyene doğru yol aldığı bu denizde, gerçek aşkı arayan Mevlana ve Şems’in dostluklarına şahit olur. Hakikatı bilmek mutluluk kaynağıdır. Hakikat ise Dünya’ya milyonlarca kilometre uzaklıktaki yıldızlar kadar uzak , aynı zamanda bir adım kadar yakındır.Çünkü hakikat insanın kendisindedir , kendi ruhundadır.Aşk ona ulaşabilme olasılığıdır.Olasılık ne kadar küçük ise aşk ta o kadar büyük olur.İşte Kimya’nın babası Poyraz efendinin karısına olan cuzi aşkı kendisine daha uzak olan büyük aşkı aramasına engel olduğu için evini terketmiştir.

Kimya ise farkında olmadan Şems’ten babasından bir haber alabilmek için yardım istemiştir.Şems’in rüyalarında karşısına çıkma sebebi budur. Bir solukta okunabilecek olan bu kitap günümüz Dünya’sına da 13.yy dan kalma hikayelerle ışık tutmaktadır.

Mutlaka okunması gereken bir kitap.