Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '10

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Baba Dilde Eğitim İstiyorum

Baba Dilde Eğitim İstiyorum
 

Foto:Ş.ODABAŞI


İlk baştan belirteyim.

“Anadilde Eğitim” söylemini, samimi bulmuyorum.

PKK odaklı isteklerin bir uzantısı olan bu isteği, masum bir istek olarak ta görmüyorum.

“Kürt Milliyetciliğinin” bir uzantısı bu.

Demokratik açılımın bir parçası gibi görülse de, demokratik bir istekte değil.

*

Bir terör örgütüdür PKK.

Yasal alanda bu örgütün sözcülüğünü yapanların ateşli bir isteğidir, “Anadilde Eğitim.”

Güneydoğu’da veya yurdumuzun diğer bölgelerde serpinti şeklinde yaşayan Kürt kökenli vatandaşların bir isteğimidir bu?

Hayır.

Bu kadar dağınık bir topluluğa, nasıl vereceksiniz bu eğitimi?

Şüphelerim var.

*

Bu duruma nasıl gelindi?

Bu soruyu da irdelemek gerekiyor.

“Yassak Hemşerim” zihniyeti ile bu günlere geldik.

Batman’da bir köyde on yıl çalıştım.

Köye kamu görevlileri geldiğinde, Türkçe konuşuyor insanlar.Kamu görevlileri gidince, kendi başlarına kalınca da, “Kürtçe” konuşuyorlar.

Asker zaman zaman düğünleri bastığında, ”Kürtçe türküler” hemen kesilirdi.

Kürtçe konuşanlar hep , “potansiyel bir suçlu” olarak görüldüler.

Kürtçe, uyduruk bir dil olarak görüldü. Kürtçenin uyduruk bir dil olduğunu ispatlamak için “Bülent Ulusu Hükümeti” zamanında, “asker kökenli kişiler tarafından” öğretmenlere, kamu görevlilerine seminerler bile düzenlendi.

Karda yürürken, “kürt kürt” ses çıktığından, dağlık bölgelerde yaşayanlara, “kürt” denmiş/denirmişmiş.

Yersen.

Elde ne kaldı? Hiç

Kürtçe, daha da kuvvetlendi.

İlgi odağı oldu.

*

Kürtçe türkülerin, Türkçesini dinlediğimizde hoşumuza gitti.

Bu türkünün orjinali ”Kürtçe’dir” dediğimizde, insanlar şaşırdı.

Batıdaki akademisyen insanlar bile “Hayret! Hayret bir şey!” diye söylendiler.

Kürtçe bir müzik kültürü vardır. Çok zengin bir ezgi yapısı vardır.

Kürtçe mevlit vardır.

Kürtçe destanlar vardır.

Kürtçe hikâyeler vardır.

Kürtçe’den beslenen, köklü ve önemli bir “kültür” vardır.

Vardır da.

Kürtçe, anadil olarak okutulabilir mi?

Okullarda ders olarak okutulabilir mi?

Zira Kürkçe öğrenme kursları açılmasında sorun yok. Açılmakta.

Üniversitelerde de “Kürtçe Dil Kürsüleri” kurulacağı ilan edildi, kurulmuştur da.

Kürtçenin “anadil eğitimi” içinde yer almasının, karışıklıklara neden olacağı bir gerçek.

Şöyle; ülkemizde “Türkçe’den farklı dil konuşanlar” sadece Kürtler değil ki.

Karadeniz’de bir “Laz kültürü ve dili” var.

Çerkezler var.

Batıda Pomaklar var.

Gürcüler var.

Arnavutlar var.

Var oğlu var.

Etnik grupların dışında, azınlıklar var.

“Benimde anadilim var” diyen diğer etnik grupları ve azınlıkları ne yapacaksınız?

Örneğin, Pomaklar Çanakkale yöresinde hiç çekinmeden anadillerini konuşurlar.

“Anadilde eğitim” istiyoruz diye, bir istekleri de yoktur.

Pomakça konuşurlar. Türkçe’yi de o biçim öğrenirler.

Türkçe düşünürler.

Karadeniz’deki vatandaşlarımızda dillerini “parçalanma, bölünme” için kullanmazlar.

“Lazut” demesini de bilirler “mısır” demesini de.

Çerkezler de, dillerini “ayrışma” için kullanmazlar.

Türkçe’yi, “düşman” görmezler.

“Ana sütü gibi” anadil helaldir de.

Kürkçe’yi savunanlar, Güneydoğu’da “Türkçe konuşanları” dövebilirler.(Dövdülerde)

Biz Kürtçe’yi yasakladık. Kürtlerin olduğu yerlerde de “Türkçe” yasaklandı (kürt milliyetçileri tarafından).

Geçmişin öcünü almak için.

*

“Kürtçe” bu gün “ayrışmayı, parçalanmayı körükleyen” bir dil olarak kullanılmaktadır.

“Kürtçe masumdur, ” ancak bu dili kullananlar masum değildir.

Düğün davetiyelerinde, türkülerde, bir parçalanmanın aracı olarak kullanılmaktadır Kürtçe.

Kürtçe fatura bastıranlar bile yer aldı basında.

Kürtçe’ye karşı değilim.

Diğer dillere de karşı değilim.

Her dil, farklı bir zenginliktir.

Kürtçe türküleri dinlerim. Kürtçeyi anlarım, kısmen de konuşurum.

Elimde, birçok mahalli sanatçının kasetleri var.

Diyarbakırlı Beşir Kaya’dan “Le Meyremmi” türküsüne doyum olmaz. “Luri” türküsünü bin defa dinlerim.

“Karpuz kestim kırmızı” türküsünün aslı Kürtçe’dir. “Leylo leylo ziravi” diye başlar.

*

“Anadilde eğitim istiyoruz. Anadil dışında düşünemiyoruz” isteklerinin altında, “Kürt Devleti” kurma hayalleri vardır.

Bu uzun yılların bir birikimidir.

*

100 yıllık bir devlet olma zamanını bile doldurmamış, güzel yurdumuzda bu istekler beni ürkütüyor.

Kürkçe konuşulmasını destekliyorum.

Ülkemin sınırlarında, değişiklik istenmesine doğru gidecek bu istekleri desteklemiyorum.

Benim ülkemde, Türkçe’nin önüne, resmi olarak ya da başka türlü, başka bir dil geçemez.

Kurtuluş Savaşı’nda insanlar birbirlerine “Türksün, Kürtsün, sen Lazsın, sen sağcısın, ben solcuyum mu?” dediler.

Siperlerde omuz omuza, dil tartışması mı yaptılar?

M.Kemal Atatürk’ün.

“Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları hep aynı cevherin damarlarıdır” sözünü tozlu raflara mı kaldırdık?

Geri kalmışlığın pençesine itilen, feodal yapı içinde ağaların kucağına atılarak yoksulaştırılan, aç sefil Kürk halkı, ne güzel düştü terörün kucağına.

Güneydoğulu garibanların, Kürt köylülerin, marabaların, yarıcıların… Kısacası; Kürt halkının dönen dolaplardan hiç haberi yok aslında.

30 yıla yakın bir süredir, inim inim inlemekte benim yurdum.

Her ay birkaç, delikanlı toprağa düşüyor hâlâ.

Birileri çıkmış, ”anadil” diye sayıklıyor.

Ölenleri göre göre, “açılım” denilmekte. Sonuç yok.

Güneydoğu’nun aşı ekmeği olsun bakalım.

Kim takacak böyle söylemleri?

Kim takılacak örgütlerin peşine?

Dil, insanları birbirine bağlayan bir kültür bağıdır da.

Açlık, adamı “dinden imandan” çıkarır.

İşte o, “açlık ve yoksulluktur ki” bu gün “dilden de” çıkarır insanı, dinden de.

“Sivrisineklerle uğraşmayın” beyler. Bırakın sineklerin peşini.

Bataklığın sebeplerini, ortadan kaldıralım.

Bataklığı kurutun.

Bakın o zaman insanlar, hangi dili konuşacak?

Kimler, hangi dilde türkü söyleyecek?

*

Üyesi olduğum sendikayı ”Anadilde eğitim” istiyor diye kapatma kararı aldıranlar, bu gün “Anadilde” eğitime ne kadar iştahlı destek çıkıyorlar.

Ne değişti de çark ettiler?

Şimdi de ben istemiyorum.

Neden?

İsteğin ucunda, “parçalanma belirtileri” var da ondan.

Ondan işte!

Zorla mı?

Ben de “baba dilde” eğitim istiyorum.

O dil de; ”Türkçe’dir.”


 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..