Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '14

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Baharda tazelenmek...

Baharda tazelenmek...
 

Herşey geçen hafta yoga eğitmeni bir arkadaşımın Ankara dışında olacağı için benden kendi dersini vermemi istemesiyle başladı. Derse hazırlanmak için beş günüm vardı. Sanki daha önce hiç vinyasa dersi vermemişim gibi heyecanlanmıştım. Ne de olsa çok beğendiğim ve takdir ettiğim bir eğitmen arkadaşımın dersinin sorumluluğunu üstlenecektim. Derse hep aynı öğrencilerin katıldığını da biliyordum çünkü aynı saatlerde benim de çocuklarla dersim vardı. Biraz da o yüzden heyecanlıydım. Ya derse sürekli katılan öğrenciler benim tarzımı beğenmezlerse? Ya hazırladığım ders onlara hafif gelirse? Ya, ya ve ya... Geçen hafta işte böyle bir ruh hali içindeydim!
Dersten bir gün öncesine kadar stüdyoya her gittiğimde eğitmen arkadaşla karşılaştık. İlk gün, zirve duruşu "hanumanasana" (maymun duruşu) olan bir vinyasa ders planladım. İkinci gün fikrim değişti. Dersin zirve duruşu "dhanurasana" (yay duruşu) ya da "parsva dhanurasana" (yan yay duruşu) olabilir diye düşünmüştüm. 
Derse iki gün kala yine karar değiştirmiştim çünkü dersten bir gün önce bahar ekinoksunu (gün gece eşitliği) yaşayacağımızı farketmiştim. O an kesin kararımı vermiştim. Dersin teması, "bahara merhaba" olacaktı ve derste bahar yorgunluğunu dindirmeye odaklanacaktım. Baharla birlikte bedenimizde artan "kapha dosha"yı dengelemek için yoga yapacaktık. Ayurveda'ya (Hint yaşam bilimi) göre, beden tiplerine "dosha" adını verir ve "dosha"ları üçe ayırır: "Vata", "pitta" ve "kapha." Kiminin bedeninde "vata dosha" hakimken, kimininkinde "pitta dosha" ya da "kapha dosha" hakimdir. Bazı bedenlerde iki dosha birden baskın olabilir. Kimi zaman da bir bedende üç doshanın etkisini de görmek mümkündür.
Ayrıca mevsimden mevsime "dosha"lardan biri diğerlerinden daha baskın olup bizlerde fiziksel ve ruhsal değişikliklere neden olabilir. Kış ayları, soğuk, kuru, kasvetli ve uzun olduğu için bedenimizdeki vata oranının yükselmesi gayet doğal karşılanıyor. Buna karşılık, ilkbahar ile birlikte uzayan günler, açan çiçekler, ısınan hava bedenimizdeki "kapha" doshayı artıyor. Kapha bedenimizdeki toprak ve su elementleri dengeleyen bir "dosha". "Kapha dosha", eklemlerimizi esnetmemize; sinüslerimizi, akciğer ve midemizi korumak için mukus sağlamamıza ve bedenimizdeki kasların miktarı ve gücünü ayarlamaya da yardımcı olur.
Kapha dosha dengede olduğunda, kendimizi güçlü ve sağlam hissederiz. Bu doshanın dengesi bozulduğunda, yorgun, depresif ve uykucu olabiliriz.
Dolayısıyla, bahar geldiğinde bedenimizdeki "kapha"yı dengelemek önemlidir. Yoksa, mevsimsel alerjilerle ve ciddi soğuk algınlıklarıyla boğuşmak zorunda kalabiliriz. (Daha ayrıntılı bilgi için http://burcuyircali.wordpress.com/2014/03/20/hosgeldin-bahar/ linkini tıklayabilirsiniz).
O gün geldi çattı. İnanır mısınız o sabah bir türlü yataktan kalkamadım. Sanki bu yazıyı ben yazmamışım gibi, yüzümde ve boynumda alerji başladı ve bir türlü geçiremediğim için ilaç kullanmak zorunda kaldım. İlaç da uyku veriyordu. Haliyle yataktan kalkmak istemiyordum. Saate baktığımda, biraz daha yatakta yatmaya devam edersem derse geç kalacağımı farkettim. Yataktan fırladım, bir meyve atıştırdım ve yola koyuldum. Neyse ki stüdyoya dersten yirmi dakika önce varmıştım.
Mat'ımı (yoga minderi) yerleştirdim, müziği ayarladım ve beklemeye başladım. O günkü dersin bir önemi daha vardı. Çocuklarla büyüklere bir arada ders yaptıracaktım. Yani öyle bir vinyasa dersi olmalıydı ki hem çocuklar hem de büyükler zevk almalıydı. Üç yetişkin ve iki çocukla derse başladık. Başlangıç meditasyonunu takiben "kapalabhati pranayama" (kafatası parlatan nefes) tekniği ile derse devam ettik. Amacım, bedenlerdeki ateş enerjisini harekete geçirmek ve yorgun hissetmemize sebep olan "kapha dosha"yı dengelemekti. Bu nefes tekniğini çalışırken, 13 yaşındaki iki öğrencim gülmeye başladılar. Onlar gülünce, anneleri ve babaları da gülmeye başladı. Sizce ben durabilir miyim? Ben de gülmeye başladım. Neyse ki gülme krizini çabuk atlattık ve vinyasa akışlarına başladık.
Nefes çalışmasının ardından karın kaslarını güçlendirmek için birkaç asana yaptık. "Surya namaskara" (güneşe selam) serileri ve aralarına serpiştirilen ayaktaki asanalarla devam ettik. "Virabhadrasana I" (birinci savaşçı), "virabhadrasana II" (ikinci savaşçı), "trikonasana" (üçgen), "anjaneyasana" (alçak hamle), "ashva sanchalayasana" (yüksek hamle), "parivrtta trikonasana" (dönmüş üçgen), "ardha chandrasana" (yarım ay), "bakasana" (karga), "parsvakonasana" (yan açı), "prasarita padottanasana" (bacaklar ayrı öne eğilme), "utkatasana" (sandalye), "parsva utkatasana" (dönmüş sandalye), "malasana" (dua tespihi/çelenk), "malasana"da burgu, "uttanasana"da (ayakta öne eğilme) burgu...
Tekrar yere oturduk ve "navasana" (sandal) varyasyonlarıyla karın çalıştırmaya devam ettik. Sırt üstü yere uzandık ve karın kaslarını çalıştırdık. Tekrar ayağa kalktık ve "surya namaskara" serileriyle bedeni biraz daha ısıttık. Göğüs kafesini esnetmek için "camatkarasana" (vahşi şey) serileri yaptık.
Zirve duruşlu bir ders planlamamıştım. Amacım, "kapha dosha"yı dengelemek için akışlı bir yoga dersiydi. Bu akışlar arasına denge duruşları, burgular, arkaya eğilmeler ve ters duruşlar ekleyecektim. Bedenleri arkaya eğilmeye ısındırmak için "surya namaskara" serilerinde "tadasana" duruşunda (dağ duruşu) hafif geriye doğru eğildik. Böylece göğüs kafesi de esnemişti. 
Dersin sonuna doğru, sınıfın arkaya eğilme ve ters duruşa hazır olduğunu düşündüm. "Adho mukha svanasana"dan (aşağı bakan köpek) öne zıplayıp dizlerin üzerine oturduk. Sırada "ustrasana" (deve duruşu) vardı. Yine de bedeni tam ısıtmak için önce sadece sağ kolu geriye attık, sonra da sol kolu. Üçüncü denemede tam deve duruşu yaptık. Böylece arkaya eğilerek, hem göğüs kafesini açmış hem de uyuşukluktan kurtulmuş ve daha coşkulu hale gelmiştik.
Ve sıra ters duruşa gelmişti. Katılımcılara seçenek vermeyi daha uygun gördüm. Tek bir duruş yapmalarını isteseydim, yapamayanlar çıkabilirdi. Birkaç seçenek verince herkes kendine uygun asanayı tercih edip yapabilirdi. Seçenekler, "sirsasana" (baş duruşu), "sarvangasana" (omuz duruşu), "pincha mayurasana" (tavuskuşu duruşu) ve "adho mukha vrksasana"ydı (kol duruşu). Öğrencilerden ikisi "sirsasana" üçü de "adho mukha vrksasana" tercih etti.
Herkesi "balasana"da (çocuk pozisyonu) dinlendirdikten ve bedenleri dengeledikten sonra, biraz gevşemek için dersi "yin" hale getirdim. "Half butterfly" (yarım kelebek) duruşunda uzun duran bacağı biraz yana doğru açarak öne katlandık. "Dragonfly" (helikopter böceği) duruşunda önce öne eğildik, daha sonra da yanlara burgu yaptık. Tüm bu dinginleştirici duruşların ardından sırt üstü yattık. "Twisted roots" (dönmüş kökler) burgusundan sonra "ananda balasana" (mutlu bebek duruşu) ile kuyruksokumunu iyice yere değdirerek omurgayı rahatlattık. En son "bananasana" (muz esnetmesi) ile bedeni iyice gevşettik ve "savasana"ya (derin gevşeme ve dinlenme pozisyonu) geçtik. Sınıf derin gevşemedeyken katılımcılara masaj yaptım. Her hafta çocuklarla dersimde onlara masaj yapıyordum ve ebeveynleri de "çocuklar çok şanslı. Bir gün biz de mi sizin derse katılsak?" diyordu. Herkes "savasana"da dinlenirken aklıma bu cümleler geldi. Fırsat bu fırsattı. O gün annelere masaj yaptım. 
Artık dersi bitirmek üzereydim. Herkesi "savasana"dan kaldırdım ve bağdaşta oturduk. "Bugün baharı karşılamak için yoga yaptık. Bahar yorgunluğunu atmak, içimizdeki ateş ve hava elementini harekete geçirmek için çalıştık. Hoşgeldin bahar. Her günümüzün bahar günü kadar güzel ve keyifli olması dileğiyle..." diyerek dersi sonlandırdım. 
Ders bittiğinde kendimi gayet iyi hissediyordum. Bol akışlı, hareketli, ateş ve hava elementli, keyifli bir ders yapmıştık. Ders öncesi ruh halimden eser yoktu. Heyecanım yatışmıştı. Aslında ders başlar başlamaz geçmişti heyecanım. 
Peki bu deneyim bana ne kattı? Bir buçuk yıldır ders verdiğim halde hala heyecanlanabildiğimi farkettim. Bu iyiye işaretti. Heyecan olmazsa kendimi geliştiremezdim. Heyecan, beni öğrenmeye ve kendimi geliştirmeye teşvik ediyordu. Çocuklu ve ebeveynli dersin eğlenceli ve keyifli olabileceğini gördüm. Ebeveynler ve çocuklar da benim gibi mi düşünüyor? İnanın bilmiyorum ama arada sırada birlikte yoga yapmak ve yeni deneyimleri birlikte paylaşmak ebeveyn-çocuk ilişkisi için faydalı olabileceğini düşünüyorum. 
Baharın ilk günü... Baharın ilk dersi... Yenilenmek, tazelenmek, hareketlenmek ve coşmak... Dersin sonunda hissettiklerim bunlardı işte...
 
Toplam blog
: 201
: 432
Kayıt tarihi
: 08.05.13
 
 

Uluslararası Yoga Alliance onaylı hatha, vinyasa, yin ve prenatal yoga eğitmeni... Hayata bambaşk..