Bak şu edepsize

Çocukluğumuzda babaannelerimizden sık sık “ vay edepsiz vay”, “edepsizlik etme”, “seni edepsiz seni”,” bak şu edepsize” vb. sözlerini hatalı davranışlarımıza krşılık olarak işitirdik. Danıştayın kuruluş yıldönümü töreninde yaşananlar çocukluğuma götürdü birden beni.

Danıştayın 146. kuruluş yıldönümü töreninde Metin Feyzioğlu, konuşmasının sonuna doğru “ Varsın yürekleri taşlaşmış olanlar daha önce olduğu gibi söylediklerime kızsın” deyince başbakan sinirlendi. “ Yanlış konuşuyorsun” diyerek konuşmayı böldü. “Neyi yanlış konuşuyorum sayın Başbakanım” diyen Feyzioğlu’na başbakan “Böyle bir edepsizlik olmaz ki” dedi. Feyzioğlu ise kürsüden “Edepsizlik yapan ben değilim. Ben edepsizlik yapmadım, kimseye de edepsizlik yapıyorsun demeyi kendime yakıştırmam. Çok yapıcı bir konuşmaydı” yanıtını verdi.

TBB başkanının Van’da yaşayan depremzedelerin sorunları ile igili söylediklerine de “Yalan konuşuyorsun” diyerek tepki gösteren başbakan adeta Cumhurbaşkanı sayın Gül’ü ve yanında bulunanları da etkileyerek salonu terk etti.

Edep, toplum töresine uygun davranma ya da iyi ahlak, incelik, terbiye, nezaket, sevecenlik demektir. Bir şey hakkında bir olay karşısında uygun şekilde davranmadır.

Ne yazık ki toplumsal ilişkilerimiz düşünüldüğünde iyi ahlak, incelik, nezaket, sevecenlik örneklerini pek göremez olduk. Bunda da yöneticilerimizin birbirlerine ve halktan kişilere karşı çeşitli durum ve ortamlardaki tavır, davranış ve sözleri etkili olmaktadır.

Haklı ya da haksız olanlar, toplum vicdanında elbette yargılanacaktır. Ancak, toplumu gerilime sokan söz ve davranışlardan özellikle sorumluluk mevkiinde bulunan herkes kaçınmalıdır.

Unutmayalım ki; “ Kem söz sahibine aittir.” Bumerang gibi döner dolaşır sahibi vurur.